(Her şeye yer verip onların mutluluğuna bu kadar az yer vermek haksızlık olurdu galiba. Dramın dibini yaşadık biraz mutlu edelim onları sonra bitiririz. Dengesiz bir yazar var ortada yapacak bir şey yok 🙃)
Eylül ve Jülide oturdular. Jülide günlerdir gülüşünden mahrum kaldığı kadından ayırmıyordu gözlerini. Eylül'de ona bakınca kaldılar bir süre öyle. Jülide gülerek aradaki ciddiyeti bozdu.
-Bana öyle çok uzun ve güzel bakarsan ciddi kalamayacağımı biliyorsun
-Biliyorum ama zamanla bunun değiştiğinin farkındasın umarım.
-Farkındayım (Başını göğsüne yasladı) Biri bu kadar özlenmemeli bu kadar (diye isyan etti.)
-Bunu sen istedin
-İstemedim, sen benim önceliğimsin önce şunu bir kabullenelim mi? Her şeyden önce sen geliyorsun benim için. Hiçkimse bunu değiştiremez bundan sonra. Sen hariç tabi
-Ama Eyşan gelince sendeki bu değişim beni çıldırttı ve bunu daha önce dile getirdim.
-Haklısın ama Eyşan ve ben böyleyiz galiba. O benim dengesizliğim, geçmişte yaşadıklarımızı atamam.
-At demedimki sana. Geçmişimizi silemeyiz ama bazen hala ona aşıkmışsın gibi hissediyorum, dedi ve sustu Eylül. İnkar etmesini bekliyordu. Jülide derin bir nefes aldı. Cevap belliydi.
-Aşk değil bu. Ona karşı tarif edemediğim bir his var içimde. Tamam lanet bir insan, çok acı çektim ama bazen konuşup benden onun kötü tarafını almasını istiyorum. Ona seni anlatmak istiyorum mesela. O anlatsın istiyorum. Bunun benden alınması bana koyuyor. Yapabileceğim bir şey yok bunda. Ama adı aşk değil bunun kesinlikle.
-Yani exten next olmaz ama bff olur diyorsun.
-Demiyorum bir şey, demek istemiyorum. Onu konuşmakta istemiyorum artık. Bu bazen bencillik gibi geliyor.
-Nasıl yani?
-Sana haksızlık ediyormuşum gibi hissediyorum. Sen en beklenmedik anda belirdin. Beni nasıl aştın bana nasıl içten dokunmayı başardın bilmiyorum ama seninle hala eski olayları konuşmak hoş değil.
-Sanırım bunları konuşup aşmamız gerekiyordu. Kaçarak olmaz.
-Haklısın
-Evet, dedi. Derin sessizlik oldu.
-Yanımda kalacak mısın?, dedi bir çocuk masumluğunda. Yavaşça sokuldu yanına. Eylül alnından öptü.
-Buradayım bırakmıyorum seni
-Bırakma, bırakırsam fena düşerim.
-Tabi zirve farkı, dedi gülerek.
-Öyle galiba. Sen benim için çok değerlisin. Bazen bu da bencillik gibi geliyor.
-Bencilliğe niye bu kadar taktın sen?
-Öyle ama senden çok şey bekliyorum bunun farkındayım. Sana bağlıyım resmen. Yükün olmak istemiyorum.
-Öyle bir şey yok iyiz şimdilik tepemin tasını attırmadığın sürece
-Atmasın atmasın. Senin tersine bir daha düşmeyelim.
-Umarım, dedi imalı bir şekilde.
-Akrostiş yazdım sana bunun üstüne ne yapılır bilmiyorum, dedi gülerek.
-Cidden böyle yeteneklerin olduğunu bilmiyordum.
-Yetenek deme ona ya çok fenaydı
-İçinde fena bir romantik var bence çok bastırma onu
-Bilemiyorum
-İzleyip görecez galiba
-Öyle galiba.Güzelce yemeklerini yediler. Konuşulacaklar konuşuldu. Aradaki buzlar eridi. Sabahtan akşama kadar her buldukları boşlukta mesajlaşıp çevreye ben aşığım gülümsemesi saçmaya devam ettiler. Jülide akşam nöbetteydi. Hocası sabah 4e doğru hastaneye geldi. Jülide'nin uykusuz bitkin halini görünce onu eve gönderdi. Jülide arabaya binip eve gidecekken yolunu değiştirdi. Eylül'ün kapısını çalarken buldu kendini. Gece 4 olunca Eylül uykusundan uyanıp gelene kadar bekledi. Eylül kapıda onu görünce şaşırmadı. Bu saatte onu ziyaret eden başka biri daha yoktu sonuçta. Ama uykulu olduğu için tepkileri komikti. Bir şeyler diyordu ama Jülide kesinlikle anlamıyordu. Gülümsedi uzaktan sonra sarılıp boynundan öptü.
-Özledim sadece, dedi.
Eylül'ün gözler hafif aralanmıştı ama geri kapanması uzun sürmedi. Elimden tuttu Jülide'nin içeri götürdü. Sonra yatağına geçti o. Jülide üstünü değiştirip yanına geldi ama Eylül çok deli yatıyordu. Onu izledi bir süre. Onunda gözleri kapanıyordu ama hastanedeki yorgunluğu yoktu. Sevdiği kadının yanındaydı. Mutluydu, huzurluydu. Eylül'e yaklaşabildiği kadar yaklaştı. Sarılıp gözlerini kapattı.
Ertesi gün Eylül erkenden uyandı. Sarhoş olduğu gecedeki gibi uyandı. Jülide ne ara gelmişti farkında bile değildi. Tek farkı sinirli değildi. Sarıldı, biraz daha uyudular. Kalkmak istediğinde Jülide belinden kavrayıp onu kendine çekti.
-Uyumuyor muydun sen?, dedi Eylül
-Akşamdan beri tepiklendiğim için tetikteyim.
-Hiçte yapmam öyle şeyler
-Hıhı
-Ne hıhı? Ciddi misin sen?
-Bilmem belki. Nasıl telafi edeceksin bunu?
-Bilmem, diyip Jülide'yi gıdıklamaya başladı. Jülide kaçmaya çalışmış başarılı olamamıştı. En son kollarından tutup Eylül'ün üstünde buldu kendini.
-Oops tehlikeli pozisyonlar, dedi gülümseyerek
-Korktun mu?, dedi Eylül hafif başını kaldırıp ona yaklaştı.
-Korkmadım ama sonra, diyip dudağından öptü ve kaçtı usulca.
-Kaç bakalım. Gelirsin elbet, dedi ve Eylül kendlnl yatağa bıraktı.Evet hızlıca cuma gününe gelmiştiler. Jülide Aydın için her şeyi ayarlanmıştı. Eylül'ün haftasonu nöbetini Kerim'den istemiş, kendi günlerini boşaltlmıştı. Eylül'ün hiçbir şeyden haberi yoktu. 2 günlük güzel bir tatil onları bekliyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/297844378-288-k822776.jpg)