36

171 11 4
                                    

Jülide Eylül'ü almak için onun evine gitti. Beklerken gergindi. Yalan söylemek ona göre değildi. Doğruyu söylese tüm gece mahvolacaktı. Belki susmak hiçbir şey dememek en iyisidir dedi içinden. Eylül gelmişti. Yanağından öptü Jülide'nin:

-Geciktin hayatım
-Öyle oldu biraz özür dilerim
-Ne özrü saçmalama iyi ol sen gerisi sorun değil. Hadi bekletmeyelim Mertgili

Mert'in evine geçtiler. Kapıyı çaldılar Jülide elindeki ev için aldıklarını Eylül'e verdi. Efe'ye aldıkları oyuncaklar kaldı elinde sadece. Mert kapıyı açtı Efe arkadan koşturarak geliyordu. Jülide'nin kucağına atladı.

-Seni özledim Yülide, dedi Efe sarılarak.
-Bende seni özledim ufaklık.
-Ben ufaklık değilim büyüdüm ben
-Öyleee mi? Senin büyümüş halini yerim ben, diyip çocuğu öpücük yağmuruna boğdu. Çocukla çocuk olup koşarak içeri girdi.
-Jülide dikkat et, dedi Nil endişeyle
-Sende biraz rahat ol Nil'cim. 30 yaşında bir insanım ben, çocuğu düşürmem
-Yaşa bakmaz bu olay dikkat et,dedi Nil. Jülide Efe'nin kulağına eğilip fısıldadı :
-Görev 1: Anneden kaç, dedi. Efe güldü. Beraber evin içinde koşturmaya başladılar. Mert Eylül'e döndü.
-Efe ile olunca tutamıyoruz onu. Gel oturalım şöyle biz, dedi Mert
-Hoşgeldin Eylül'cüm, diyerek araya girdi Nil sarıldı Eylül'e
-Hoşbuldum Nil, dedi Eylül gülümseyerek
-Adını çok duyuyordum tanışmak bugüne nasipmiş
-Nasıl duyuyordun acaba?, dedi Eylül merakla
-Öyle normal şeyler bilirsin, dedi Mert geçiştirmek istercesine
-Jülide'nin büyük aşklarından olmak normal değil hayatım, dedi Nil Mert'e.
-Öyle miymiş?
-Öyle, dedi Nil. Mert kaş göz işareti yapıyordu. Nil çok tınlamıyordu. Bilinmeyen şeylerden konuşmuyorlardı sonuçta. Jülide Efe'yi sırtına almış içeri giriş yaptı. Eylül'ün yanına oturdu.
-Ne kaçırdım?, dedi nefes nefese
-Hiiiççç, dedi Eylül gülümseyerek. Efe aralarına oturdu.
-Niye bunu getirdin yine Yülide?, dedi Efe
-Bunu dersen bozuşuruz ama o ablayı çok seviyorum ben. O olmadan gitmiyorum hiçbir yere. Çok tatlıdır sende seversin
-Ben seni seviyorum onu değil
-Çok ayıp shh duymasın, dedi Jülide. Efe'yle oynadı biraz onu Eylül'e alıştırmak zor olacaktı ama o da olacaktı.

Beraber yemek masasına geçtiler. Nil ikisine bakıp duruyordu. Jülide ile yıldızı çok barışmamıştı başından beri ama onun mutluluğuyla mutlu olmuştu. Hak ettiğini düşünüyordu bu mutluluğu yaşadığı onca şeyden sonra. Jülide ile göz göze geldiler. Gülümsediler birbirine.

-Ee nasıl oldu bu tanışma?, dedi Nil. Jülide ve Eylül birbirine baktı. Jülide Eylül'e verdi sözü
-Tesadüfler... Güzel tesadüflerle, dedi Eylül gülümseyerek.
-O tesadüfler nasıl oldu peki?, diye sordu Nil merakla.
-Bilmem bulduk birbirimizi karanlık bir gecenin şafağında, dedi Eylül
-Metaforlarla konuşmaya devam mı edeceksiniz yoksa anlatacak mısınız?, dedi Nil. Jülide gözünü kapattı. Sanki deniz kenarındaymış gibi denizin esintisini yüzünde, o uğultuyu kulağında hissediyordu. Nasıl başlamıştı bu hikaye. Gerçekten bir hikaye gibiydi. Gerçek olamayacak bir hikaye...
-Çatı katında soğuk bir kahveyle başladı her şey ve şu an olduğumuz yerdeyiz, dedi Jülide
-Detaylarda ikinizde kötüsünüz yani, dedi Nil
-Sıkıştırma Nil. Deli divane aşıklar nasıl hatırlasınlar öncesini sonrasını, diye araya girdi Mert gülerek
-Hatırlamak değil konu her şey o kadar güzelki gerçek olamaz diyor insan bazen, dedi Eylül Jülide'ye bakarak.
-Öyle, diyerek onayladı Jülide. Eylül'e baktı dikkatlice. Eylül'ün yüz hatlarını aklına kazımak istercesine. Birinin gülüşünde mutluluğu bulmak, aşk buydu galiba. Acı, dramdan uzak kolay bir hikaye... Aşk... Mert ile göz göze geldiler. Aile... Sevdiğin insanların yanında olması... Şu masada yediklerinin hiçbir önemi olmadan huzuru hissetmek. Ne kadar uzaktı, bir o kadar yakınken. Yüzünde acı bir gülümseme oluştu.
-Ne oldu?, dedi Mert Jülide'ye.
-Hiiiççç... Sadece sizi seviyorum. Bunu biliyor musunuz?, dedi Jülide. Gözleri dolmuştu. Eylül elini tuttu Jülide'nin onaylarcasına, güç verircesine
-Deli biliyoruz tabi bizde seni seviyoruz, dedi gülümseyerek.
-Deli... Öyleyim biraz, dedi başını öne eğdi. Kimse bir şey demedi.

Yemek devam etti. Konuşmalar Mert ile Nil'e yöneldi. Birbirlerine aşkla bakarak hikayelerini anlattı. Nil'in işinden konuştular. Efe'den konuştuklar. Yemekten sonra herkes sofrayı toplamaya yardım etti. Eylül ve Nil mutfaktaki işlere el attılar. Mert ile Jülide balkona geçti. Jülide gözlerini kapattı derin bir nefes aldı. Mert bir sigara yaktı, Jülide'ye de uzattı. Jülide ona eşlik etti. Mert çekinerek :

-İyi misin sen?, dedi.
-Önemi var mı?, dedi Jülide düşük bir ses tonuyla.
-Yok mu?, dedi Mert
-Yok (duraksadı) yok, dedi
-Böyle yapmaman gerektiğini biliyorsun Jülide.
-Psikoloğumda öyle diyor ama zor biliyor musun? Bırakmak istiyor insan bazen
-Yaşamaya ters değil mi bu?
-Yaşıyor muyumki? Toplamaya çalıştığım yerden dökülüyorum. Bu hikaye mutlu olmalıydı ama başlangıç filmindeki sahneler gibi her taraftan dökülüyor. Acı sızıyor mutluluğun içine. Canım yanıyor ama neden yanıyor bilmiyorum... Cevapsız sorular...
-Cevaplara bir yerden başlamak lazım o zaman
-Belki
-Belki, diye tekrarladı Mert. Yanında durdu. Sustular sözler bitmişti. Hikayenin sonuna geliniyordu.

Mert içeri geçti bira açtı, bir tane Eylül'e bir tane kendine. Oturdular. Konuştular, güldüler, eğlendiler. Jülide dışarıdan onları izliyordu. Sohbete katılmadan onlara gülümsüyordu.

Eve gitme vakti geldi. Kalktılar.

-Her şey için teşekkürler, dedi Eylül
-Biz teşekkür ederiz. Yine bekleriz, dedi Nil içten bir gülümsemeyle.

Jülide gözleri dolu bir şekilde onlara baktı. Sımsıkı sarıldı ikisinede. Sanki son kez sarılıyormuşçasına. Efe uyumuştu koktukta. Ona baktı sevgiyle. Başından öptü ve çıktı evden. Yol boyunca sessizlik hakimdi. Deniz kenarında durdurdu arabayı Jülide. Bir şey demeden indi arabadan. Denize baktı. Derin bir nefes aldı ama aldığı nefes yetmiyordu sanki. Eylül arkasından geldi. Kavga sesleri yükseliyordu Jülide'nin kafasında. Bağrışlar... Verilemeyecek hesaplar...

-Jülide, dedi Eylül
-Sever miydin beni?, dedi.
-Sevmiyor muyum?, dedi
-Bilmem sevilesi bir insan değilim galiba, inanmak zor.
-Sen beni seviyor musun?
-Adını söylemek bile zoruma gidiyor bazen. Mutlu olmalıydık ama... Mutlu olmalıydık. Hikayemizin amacı bu değil miydi?

Eylül sustu. Jülide sustu. Baktılar birbirine Eylül'ün silueti yavaş yavaş silindi ve kayboldu. Jülide denize döndü. Onunda silueti silindi yavaş yavaş...

Jülide Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin