Jülide çatıda yere minderler koymuş, güzel bir sofra kurmuştu. Etrafı gül yapraklarıyla kaplamıştı. Eylül'ün gelmesini bekliyordu. Şimdiye kadar okumuş olması gerekiyordu. Dakikalar geçtikçe Jülide tedirgin olmaya başlamıştı. Bunların yeterli gelmediğine kendini ikna etmeye başlamıştı bile. Yine yanlış yaptın diye kendini azarlamaya başlamıştı.
Eylül ise oturduğu yerde kalmıştı. Evet düşünce güzeldi. Ama korkuyordu böyle birine bağlanmak doğru muydu? Bağlandıktan sonra ya tekrar Eyşan'a dönerse ne yapardı. Böyle bir terk edilme riskini kaldırabilir miydi? Güvenebilir miydi ona? Bilmiyordu... Cevapsız sorular kalmıştı geriye. Gözünü karartıp gidemiyordu. Aşk can yakıcı olabiliyordu. Ama Jülide... Derin bir off çekti Eylül. Siyah gülü eline alıp kalktı. Asansöre bindi. Yukarı çıktı. Arada bir kapı kaldığında duraksadı. Geri gitti adımları... Sonra tüm cesaretini topladı ve açtı.
Jülide geçen yarım saatin sonunda gelmeyeceğini anlamıştı ama bekliyordu küçük bir belkiyle. Kapının açıldığını duyunca kalbinin ritmi hızlandı. Ayağa kalktı. Karşı karşıyaydılar. Eylül'ün yüzünde bir gülümseme yoktu. Korkuyordu onu kaybetmekten.
Eylül etrafına baktı birkaç saniye. Bunlar umrunda değildi. Jülide'ye döndü. Korkularını hissedebiliyordu. Anlatmasına gerek yoktu. Bakışlarıyla bile konuşuyorlardı. Eylül yorgun bir ses tonuyla :
-Yapabilecek miyiz Jülide?
-Sana biliyorum yapacağız dersem yalan söylemiş olurum. Bilmiyorum çünkü. Hayat akışına göre ilerliyor belki o akışta bizede bir yer vardır. İzin verirsen (Yaklaştı yavaşça. Sargıdaki elini tuttu.) telafi etmek istiyorum.
-İzin verirsem canım yanar mı?
-Yakmamayı umuyorum (Başını başına yasladı. Gözlerini kapadı. )
-Peki sen eski defterleri kapatabilecek misin? Bana dürüst ol.
-Bitti Eylül eski diye bir şey yok.
-Emin misin?
-Eminim (dedi tüm içtenliği ile. Ve yanağını okşadı incitmeye korkarcasına. Gözlerinin içine baktı. Mırıldanmaya başladı) Gülüşün bana oksijen göremezsem deliricem... (Eylül gülümsedi.) Özledim bunu çok özledim. Senin yanındayken bu sakinliği özledim. Sanki güçlü bir etkin senden başka hiçbir şey kalmıyor. Her şey olabilir gibi geliyor. (Eylül Jülide'ye sarıldı. Kokusunu içine çekti. O da özlemişti. Onun kafasında başka bir şarkı çalmaya başladı :
Bilmem bu neyin nesi
Güzelliğin böylesi
Varmış benden delisi
Olamaz, olucam kölesi...)-Lanet olsunki seni çok seviyorum
-İyiki seni çok seviyorumEylül gülümsedi. Dudağından öptü Jülide'nin. İki beden tek bir ruhtu artık. Mutluydular, her şeye rağmen mutluluğun kenarından tutmuşlardı. Birbirinin ellerini tuttukları sürece güçlüydüler ve her şeyin üstünden gelebilirdiler. İkiside buna inanmak istiyordu...
![](https://img.wattpad.com/cover/297844378-288-k822776.jpg)