Akşam yemeği için mutfağa geçmişti Jülide. En iyi yaptıklarından bir menü oluşturdu kafasında. Yaparken Eylül geldi. Arkasından sarıldı.
-Yardım etmeye geldim
-Annenden duyduklarımdan sonra sadece böyle sarılman büyük bir yardım.
-Üzüyorsun
-Hayır sadece can güvenliğimizi önemsiyorum
-Yaa sarılmamda fazla sana o zaman, dedi geri çekildi.
-Gel buraya baş belam, alıngan olman normal bugün, tamam ama uzaklaşma fazla. Ayrıca tatlıda yapıcam neşeni yerine getireceğiz tamam mı?
-Güzel olursa belki
-Şüphen mi var?
-Şu an yok
-Güzel, karın ağrın nasıl?
-İyi şu anlık
-Sıcak su koyabiliriz, ağrı kesici verebilirim
-Yanında dursam biraz yeter galiba, Eylül kolunu Jülide'nin boynuna doladı.
-Hayatım, dedi Jülide kocaman gülümsemeyle
-Efendim
-Bitanem
-Hı
-Seni çok seviyorum
-Bende seni seviyorum şapşik aşığımDudağından öptü Jülide. Sonra yemeğine döndü. Eylül arada gidiyor geliyor, yanında oturuyordu, bir uzanıyordu. Jülide'nin bir gözü yemekte bir gözü ondaydı. Eylül karın ağrısıyla cebelleşirken o da onunla kıvranıyordu. Yemekler bittiğinde beraber salonda koltuğa uzandılar.
-Evimize ikimizin sığacağı rahat bir koltuk almalıyız not et bunu, dedi Eylül.
-Evimiz diyorsun tamamdır yazdım aklıma, dedi gülümseyerek.
-Kendi evimede uğramam lazım bu arada, 3 gündür buradayım.
-Yarın sabah gidersin bu gece bırakmam seni bu regl sancısıyla.
-Her ay cebelleşiyorum ben bunla
-Olsun ben varım artık, hem ne yapacaksın benim olmadığım evde?
-Hızlı ilerliyoruz diyene bak, koşuyorsun
-Koşuyorsam ne olmuş seviyoruz, dedi gülümseyerek.
-Bir şey demedik seviyoruz bu haliniKaldılar öylece bir süre. Sonra Jülide masayı hazırladı. Eylül önce tatlıyla başlayıp her şeyden yedi.
-Ben kesin kilo alırım böyle yersem her gün
-Yakışır zayıfsın zaten
-150 kilo olunca sevilir miyim?
-Dış görünüşün bir önemi yok bence.
-Yani güzel değilsin ama seviyorum mu diyorsun?
-Hayır güzelsin, mavi gözlerininde etkisi vardı tabi sana çekilirken ama bu kadar güzel olmasanda seni severdim diyorum. Kalbin güzel
-Belki o kadar güzel değildir nereden biliyorsun
-Seni ilk ne zaman gördüm biliyor musun?
-Çatıda, kantinde karşılaşıyorduk diye biliyorum
-Hayır, ilk gördüğümde acilde küçük bir çocuğu sakinleştiriyordun. Senin hastan değildi veya alakan yoktu. Onla birlikte ağladın hatta. Üzüntünü açık açık belli etmiyorsun genelde şakaya vuruyorsun ama onla oturdun ağladın o gün bi ısındık senle.
-Sen ciddi misin ya?
-Evet
-Ağlayan halime aşık oldun yani
-Sadece ona değil her haline
-Yaaa şimdi tekrar ağlama moduna gireyim diye mi anlatıyorsun Jülide
-Hayır ağlamak yok. Ağlatacaksak mutluluktan beraber ağlarız ama o da olmasın gül hep sen bitanem, dedi Jülide.O akşamı güzel bir şekilde bitirdiler. Ertesi gün Jülide ilk uyanan olmuştu. Eylül kollarında uyuyordu. Buna çok alıştığının farkındaydı. Bir anda onun aşkının etkisi altına girmiş gibiydi. Tüm dünyası oydu sanki. Bu da Jülide'nin korkusuydu. O dünya başına yıkılırsa nefes alacak bir yeri yoktu. Korkuyordu ama çok seviyordu. Sevgi korkuyu kapatıyordu. Fark etmiyordun belli bir süre sonra ama Jülide bunu yaşamıştı. Her şeye o kadar kör bakamıyordu ve korkusunun tekrar yenildiğinide görüyordu.
Eylül gözlerini açtı yavaşça. Jülide'nin uyanık olduğunu görünce "Günaydın" diyip biraz daha sokuldu ona. Boynuna yasladı başını. Jülide saçlarını okşadı "Artık kalmamız gerek güzellik" dedi. Eylül daha sıkı sarıldı. "5 dakika daha" dedi. Jülide bir şey diyemedi. Biraz daha yatakta oyalandılar. Sonra Jülide Eylül'ü evine bırakıp işe geçti.
Servisten sorumluydu bu hafta Jülide. Vizit yaptı asistanlar ve hocalarla. Eyşan'ın durumu iyiye gidiyordu. Belki bu hafta taburcu edip bu meseleyide kafasından atabilirdi. Onun için gerçekten rahatlama olacaktı bu. Kocasıyla karşılaşınca anlamsız bir gerilme oluyordu. Adanın bakışlarınında normal olmadığının farkındaydı ama karışmayacaktı hiçbir şeye. Önemli olan işini bitirip hastaneden rahatça ayrılmasıydı.
Öğle arasına doğru Eylül asistanlarla konuşurlarken yemeğe çıkmak için anlaştılar. Eylül Jülide'nin yanına gitmek istiyordu o yüzden :
-Ben Jülide'ye söz verdim kusura bakmayın, dedi kibarca.
-O da gelse ya geçen tanıştığımız değil mi? Güzel kadındı belki aramızı yaparsın Eylül bekardı değil mi, dedi erkek asistanlardan biri. Eylül sinirli sinirli döndü ona. Durumu bilen arkadaşı Songül araya girdi hemen
-Sevgilisi var çok gevezelik yapma o yüzden ama gerçekten çağırsan güzel olur ben daha tanışmadım Jülide ile?
-Bakayım, diyip yanlarından ayrıldı Eylül. Kerim izliyordu olanları uzaktan. Eylül'den yeni gördüğü tepkilerini analiz ediyordu uzaktan.Eylül kadın doğum servisine geçti. Jülide oda da yoktu. Hasta odalarına göz atarken Eyşan'ın odasında buldu onu. Kapı aralıktı. Jülide kalbini dinliyordu. Eyşan ile Eylül göz göze geldiler. Eylül araya girmek istemedi ama Jülide steteskopunu çeker çekmez girdi odaya.
-Selam güzellik, dedi gülümseyerek
-Hoş geldin, dedi Jülide hafif şaşkınlıkla.
-Yemeğe gidiyordum senide alayım dedim
-İyi yapmışsın (Eyşan'a döndü) şu anlık dediğin gibi bir şey görmüyorum ama bir şey olursa nöbetçi asistan var söylersiniz ona
-Tamamdır doktor hanım, dedi kocası.Eylül Eyşan'a son bir bakış atıp Jülide'nin koluna girerek çıktı. Jülide eşyalarını aldı, çıktılar servisten .
-İyi misin sen?, diye sordu Jülide. Eylül yukarıdaki olayları anlattı. Sonra ekledi :
-Gitmesekte olur onların yanına yani, ben seni göreyim diye geldim.
-Sen nasıl istersen ama takma bence, Songül'ü bende merak ediyorum. Güzel olurdu tanışmamız ama sen bilirsin. Canın sıkılacaksa nereye gidelim dersen okeyim ben.
-Tanışmak istiyorsan olur oturup onların canını sıkarım yapacak bir şey yok.Beraber onların gittiği yere gittiler. Songül'ün yanına oturdu Jülide. Derin bir sohbete daldılar kendi aralarında. Diğer grup kendi arasında konuştu. Genel olarak güzel bir yemek oldu. Kahve içerlerken Mert'te geldi oraya. Heyecanla Jülide'nin yanına koştu.
-Yurtdışı sınav sonuçların açıklanmış galiba, ne oldu ne yaptın?
-Oldı, sonra konuşuruz, dedi kapatmak isteyerek.
-Ne sonucu? dedi Eylül
-Çatlarım söyle, dedi Mert
-Olmuş Mert
-Yani yurtdışına yolculuk var (dedi sevinçle Mert) çok sevindim senin adına gel öpücem, diyip yanağından öptü
-Sağol, dedi sırtını sıvazladı Mert'in
-İyi rahatça gidebilirim şu an ama bunun yemeğini falan ayarlayalım bir ara
-Tamam hallederiz onu, dedi.Mert gitti. Jülide yerine oturdu. Eylül ile göz göze geldiler. Ne oluyor der gibi baktı. Kerim araya girdi.
-Gidiş ne zaman?, diye sordu gülümseyerek.
-Daha buradayım bir yere gittiğim yok, dedi Jülide sert bir tavırla ama gülümseyerek
-Ama arkadaşın, dedi yüzündeki gülümseme kaybolmuştu hafif
-Planlar değişiyor hep. Şu an 2,5 yıl daha buradayım, dedi Eylül'ün 2,5 yıl asistanlığı kaldığını Eylül'de Kerim'de çok iyi biliyordu.
-Iyimiş, dedi Kerim.
-Öyle, dedi Jülide sertçe bakarak.Yemek bittikten sonra dağıldılar. Jülide ile Eylül beraber yürüdüler. Eylül :
-Neymiş bu yurtdışı olayı?
-Uzun zamandır aklımda olan bir şeydi. Yeni yerler yeni insanlar görmek güzel olur diye düşündüm. Asistanlıktan sonra gitmeyi planlıyordum. Ama şu an seninle İzmir'e biraz daha bağlandım. Belki bir gün beraber yaparız bu planları.
-Yani bilemiyorum, annem babam her şeyim burada benim, hiç öyle planlar yapmamıştım.
-Her şey değişiyor belki onlarıda alırız kim bilir
-Annemle aynı evde yaşamayı kabul mu ettin sen az önce?
-Başka yollarda bulabiliriz bence, onları o zaman geldiğinde düşünürüz şu an anı yaşayalım bence 2,5 yıl buradayız ne de olsa
-Tamam...
