Eylül Jülide'yi peşime takıp gezmedik yer bırakmadı. Yediler içtiler bol bol eğlendiler. Eylül bir sürü fotoğraf çekip instagramda paylaştı. Ama en sevdiği fotoğraf Jülide'nin karşıda oturup ona bakarken gülümsediği fotoğraftı. Onuda instagram hikayesinde mavi kalple paylaştı.
-Güzel oldu ama artık eve geçsek mi?, dedi Jülide yorgunlukla.
-Manzaram güzel duralım biraz daha, dedi ona bakarak.
-Manzaranı alıp eve götürebilirsin
-Shh, dedi Eylül gülümseyerek.Biraz daha orada kaldılar. Sonra eve geçtiler. Jülide koltuğa attı kendini. Eylül köşeye oturdu. Sırtına masaj yaptı Jülide'nin. Jülide gülümseyerek :
-Böyle uyurum biliyorsun değil mi?
-Hep böyle bir anda sızarsan işimiz var
-Ama yerim güzel yanımda sen varsın. Daha ne olsun?
-Beni görünce uykun açılmalı biraz bence. Olur olmaz zamanda uyuyorsun o da olmuyor.
-Tamam (dedi gözlerini kocaman açarak. Sırt üstü uzandı kollarını açtı. Eylül hemen uzandı yanına. Başından öptü Jülide) Böyle kalsak ya hep
-Emekli olup yazlığımuz olmasına var daha
-Senin yaşlılığın fena olur bana kızarsın sen ben bir şey yapmasamda
-Şikayetin mi var?
-Yok neye şikayetim olabilir (Durdu biraz sonra) nasıl bir yazlığımuz olsun isterdin
-Hmm güzel soru
-Öyle
-Sen kafandaki taslağı anlat bir bakalım bende ekleyeyim
-Hmm... Öncelikle 2 veya 3 katlı olmalı. Siyah tema hakim
-İçimizi karartacaksın yani.
-Siyah asil renk
-Orası öyle ee devam et
-Salonda boydan boya bir kitaplığımız olmalı. İki tane koltuk cam kenarında... Alıyorsun kitabını geçiyorsun oraya. Belki köşeye bir plak. Klasik müzik koyarız çok sevmem ama rahatlatıcı olur.
-Güzel olur
-Kocaman bir kahve makineside lazım bize
-Evet kesinlikle
-Yatak odamıza istediğin rengi katabilirsin ama kocaman bir yatağı olmalı. Yatak önemli (Eylül güldü) Gülme ciddi tasarım yapıyoruz. Sonra belki çalışma odası ama yazlık bu o olmayabilir. Çocuk odasından dönme misafir odalarımız olur belki
-Çocuk?
-Bilmem sana benzeyen bir tane güzel olur belki
-Sen ciddi misin?, dedi yüzüne bakarak.
-Bilmiyorum belki, çok umutlanma, masallarımın birazını ona anlatırım belki
-Bunla bana anlayacağın masallardam kurtulmayı planlıyorsan şansın yok belirteyim.
-Öyle bir amacım yok. İstediğin kadar saçma masal anlatabilirim sana
-Güzel, dedi
-Öyle işte bir çatı katımız olsun sonra. Güzel çiçeklerle dolu bir bahçemiz ama çiçeklerin bakımı sana ait. Oraya küçük bir kulübe yaparız belki. Etrafta dolanan bir köpeğimiz olur belki
-Kedi insanıyım ben ama
-Evet kediler... Neyse belki o olur belki hiç olmaz
-Ya bozma güzel gidiyordun
-Sen anlat biraz
-Mert'in barından istiyorum daha gelişmişi ama
-Ayık gezmeyeceksin yani
-Sarhoş olmadan içeriz
-Neyse sarhoş halinde iyi idare edebiliriz
-Hayırlısı, dedi gülerek.Saatlerce oturup hayaller kurdular orada. Evlerini inşa ettiler. Ama ikiside biliyorduki ev sadece bir yapıdan ibaret değildi. İkiside orada olduğu sürece evleri nereye giderlerse gitsin yanında olacaktı. Konuşup konuşup orada sızdılar. Eylül yine erkenden uyandı ama kalkmadı bu sefer. Uyumaya devam etti. Beraber uyandılar. Evden dışarı çıkmadılar. Mutfaktan Jülide sorumluydu bugün. Öğlen yemeği için mutfağa geçtiğinde Eylül oturdu bir köşeye onu izledi arada ona sarılarak yardım etti. Jülide yemeği yaptıktan sonra Eylül'e tattırdı.
-Baya iyi. Yeteneklisin bunda
-Yani yapıyoruz bir şeyler sen sevdiğin sürece sıkıntı yok
-Kilo alıcam bu gidişle
-Öylede severiz yapacak bir şey yok
-Bunu kilolarımla hatırlatırız
-Hatırlatmanıza gerek yok, Baktık kilolarınla başa çıkamıyoruz zorla spora götürürüz seni. Eşlikte ederiz sana.
-Et bakalım, dedi gülümseyerek.Güzel bir gün daha geçirip akşam İzmir'e döndüler. Jülide Eylül'ü bırakmayıp evine götürdü.
-Artık evini benim evime mi taşısak?
-Diğer aşamaya mı geçiyoruz?
-Bilmem neden olmasın. Ayrı kalınca özlüyorum ben seni
-Ama benimki daha güzel seni bana taşıyalım
-Yani kıyaslarsak haklısın daha güzel ama bilemedim.
-Onuda çözeriz uzun bir zaman var önümüzde bakarız
-Bu aşamalara sen atlardın hayırdır? Ne bu geri adımlar?
-Evlenmeden olmaz, dedi gülerek
-Yüzüğümü istiyorum diyorsun. Onunda zamanı gelir elbet
-Bu cümleleri senden duymak güzel
-Ömrümü geçirmek istediğim kişi sensin. Benden duymayacaksın kimden duyacaksın, dedi alnından öptü.Her şey sakinleşmişti olması gerektiği gibi güzel ilerliyorlardı. Mutluydular.
Pazartesi Mert merakla Jülide'nin yanına uğradı.
-Ee ne yaptınız çifte kumrular nasıldı haftasonunuz?
-Çok gizledi Mert ya. Ben fena halde aşığım
-Bu cümleleri sendem duymak çok güzel
-Sanki tüm yüklerimden kurtulup tekrar nefes alıyormuşum gibi
-Diyorum sana, Eylül sana iyi geliyor diye. Durdun durdun doğru kişiyi çok güzel buldun. Mutlu olun böyle hep
-Umarım
-Eylül'ü yemeğe davet etmek istiyor Nil aklında olsun. Konuşun gününü ayarlayın. Nile anlattım merakla bekliyor hala
-Tamam hallederiz onuKonuştular biraz daha, sonra ayrıldılar. Jülide Nil'le konuşup haftasonu için anlaştılar.
2 gün sonra Jülide 2 tepsi trileçe yaptı. Serviste oturup gelene gidene ikram etti. Bu onun mutluluk belirtisiydi. Herkes anlıyordu bunu artık. Ama hiç kimse gidip soramıyordu. Asistanların çoğu onu seviyordu. Bir şekilde yardımı dokunmuştun onlara. Anneleri gibi dolanıyordu. Ama tersinin pis olduğunu değiştirmiyordu. O yüzden çekiniyorlardı da.
Öğlene doğru serviste çayını içerken telefonu çaldı. Poliklinikteki asistan arıyordu. Açtı:
-Efendim
-Abla serviste yatmış hastalardan biri geldi. Kanaması olan hasta. İrem hoca çıktı bir gelip bakar mısın?
-Eyşan mı?
-Evet
-Tamam geliyorumJülide rahattı. Kafası eskisi gibi karışık değildi o konuda. Tatlıdan bir tabağa koyup aşağı indi. Poliklinik odasına girdi tabağı masaya koydu. Gülümseyerek geçti ultrasonun başına.
-Bakalım nasılmış bebeğimiz annesi, dedi.
-Eski sancıları yok baya rahatladı
Jülide hanım, dedi eşi. Jülide ekrana baktı. Sonra babaya döndü.
-Maşallah iyi duruyor kerata bak şurada. Hareketlide baya, bu iyi. Sonrasında sizi uyutmaz ama
-Sağlıklı olsunda, dedi mutlulukla babası. Rahatlamıştı o da geçen onca gergin dönemden sonra.
-Dikkatli olmaya devam ediyoruz. Aynı uyarıları yapmayacağım defalarca konuştuk bunları
-Tabi devam ederiz merak etmeyin.
-Randevularınızıda ayarlayın gitmeden. İrem hocayla takibe devam edin
-Tamamdır sağolun, dedi eşi.
-Ne demek işimiz, (dedi Jülide ve karnını silmesi için peçeteyi uzattı Eyşan'a. Perdenin diğer tarafına geçti. Eyşan üstünü giyinip çıktı. Jülide trileçe olan tabağı ona uzattı.)
-Şansına tiramisu günüme denk geldin. Sözümü tutmuş oldum, dedi göz kırptı gülümseyerek.
-Teşekkürler, dedi Eyşan hafif şaşkınlıkla.Jülide asistanı alıp servise çıktı. Bir tabak daha yaptı. Kantine indi. Eylül onu bekliyordu.
-Al bakalım bu da senin
-Yine hamarat günündesin
-Öyle oldu, dedi Jülide. Eylül yemeye koyuldu. Ağzı doluyken
-Ya çok güzel olmuş
-Boğulma aman, dedi gülerek
-Hiçbir şey olmaz...
![](https://img.wattpad.com/cover/297844378-288-k822776.jpg)