5.Bölüm

6K 398 127
                                    

Çelebi aldığı ağır darbelerden sonra boylu boyunca bilinçsiz yatarken ,Mustafa başında hala kendine gelmesini bekliyordu.

Bu arada Çelebi'nin yüzünde ve karnındaki yara ve eziklerin mikrop kapıp iyice kötü olmaması için de ilk yardım çantasını yanına almış pansuman yapmaya çalışıyordu.

Bir taraftan yüzündeki kanları temizlerken diğer taraftan da içinden küfürler ediyordu. "Ulan sizin yüzünüzden kaçırdığımız adama pansuman yapıyorum. Elin adamını el bebek gül bebek bakmadığımız kalmıştı. Şu düştüğüm hale bak !" Söylene söylene elindeki pamuğa biraz daha dezenfektan sürdüğü esnada, cebinde titreyen telefonuna baktı.

Arayan Basri beydi ve daha ne diyeceğini bilmeden içini hem korku hem de bir telaş sardı.
Ya öğrendiyse... Mustafa'dan da oğlu Ediz'den de acısını çıkarır, bir daha kendi başılarına iş yapmamayı öğretene kadar da derslerini verirdi.

Duyduğu korkuyu sesine yansıtmamaya çalışarak açtı telefonu. Daha alo demeden,

"Mustafa neredesin? " sesi dolduğu kulağına.

Sapanca'da olduğunu söylese işin içinden çıkmayacağı için, "Buralardayım Basri bey. Bir emriniz mi vardı? " dedi içinden yanıma gel dememesi için  dualar ederek.

"Çabuk şirkete gel,seninle bir kaç işim var." Sesi itiraz kabul etmeyeceğini belli edecek kadar kararlıydı.
Bugün duâlarının kabul günü değildi demek ki!

"Ediz bey ile beraberim aslında Basri bey, o-"

"Mustafaaa! " Gürleyen sese karşılık itiraz etme seçeneği yoktu.
"Tamam Basri bey karşıdayım, biraz sürer ama en hızlı şekilde geliyorum." diyerek kapadı telefonu.

Bir buçuk saatlik yolu en azından yarıya indirmesi gerektiğinin farkında koşar adım Ediz'in odasında aldı soluğu.
Sarışın adam odanın ortasında dikilmiş, elleri saçlarının arasında öylece duruyordu. Onun bu halini kafaya takma sırası olmadığını bildiğinden doğrudan konuya girdi.

"Basri Bey beni acilen yanına çağırdı. Acaba bu durumu öğrenmiş olabilir mi?  Biterim valla, sen oğlusun ama beni bitirir. "dedi gerginlik paçalarından bile akarken. "Üstelik adama karşıdayım dedim. Acil çıkmam lazım yani."

Karşısındaki adamın değişen yüz ifadesine aldırmadan  devam etti. " Haa çıkmadan hatırlatayım.Çelebi'nin yanına en iyi adamları yerleştirdim, onlara güven ve daha fazla girme yanına artık. " Uyarır ve emir verir tonuna sinirlenen Ediz, Mustafa'ya diktiği sinirli bakışlarıyla konuştu. "Babam ne hakla seni yanına çağırıyor ya! Hala kafası almıyor mu senin artık benim adamım olduğunu?!"

"Ediz şimdi sırası değil kardeşim, babanla halledersin sen, ben Basri beye gelmiyorum diyemem ki! Sonuçta büyük patron o! Bir seferde beni arada bırakma be oğlum. " Aralarındaki gerilimin her defasında ortasında kalmaktan bıkmıştı. Ne Ediz'e kıyabiliyor ne de Basri beye karşı gelebiliyordu.

"Ben çocuk muyum Mustafa beni uyarır gibi konuşuyorsun, biliyoruz anladık. " Sinirli adımlarla odadan çıktığında arkasından ona sinirlenmek yerine gülerek bakan bir adam bırakmıştı.

Ediz,Mustafa'yı kardeşi gibi görmese, herkesten daha çok güvendiği tek kişi olmasa onun böyle çıkışlarına bozulur, patronu olarak haddini bildirirdi fakat aralarındaki bağ buna engeldi. Arada çatışmalar yaşasalar bile dostluklarına zarar gelmemesi için sürtüşmeleri uzatmazdı. Bu sebepten arada böyle şikayetlerine, serzenişlerine sadece tavır koyarak tepki gösteriyordu.

"Hey Allah'ım ya,çocuk muyum diyor bir de.Sonra da küsüp gidiyor."  Gülümsemesi yüzüne yayıldığında acele etmesi gerektiği aklına gelmiş hızla Ediz'in arkasından bahçeye indi.

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin