2.Bölüm

10K 536 175
                                    

Attığı tek yumrukla devirmişti Çelebi karşısındaki zengin piçi.

Ediz üstündeki toprakları silkeleyerek ayağa kalktı, hayatında ilk defa yumruk yemiyordu elbette ama ilk defa bu kadar aşağılanmış hissediyordu.
Yediği yumruğun açısından çok, işçilerin ve bu  izbe mahalle halkının önünde ağır abi tavırlarıyla dolanan bir it kopuktan dayak yediği için sinirliydi.

Bir anda tüm mahalle halkının etrafına toplanmaya başladığını fark edince, içindeki öfkeye rağmen az önceki dik duruşuna döndü. Etrafını çevreleyen insanlara elini sallayarak çekilin diyordu ama uzaktan gidişini gördüğü Çelebi'den bakışlarını çekemiyordu.

"İstediğin gibi gidiyorum ama şimdilik. Seninle özel olarak ilgileneceğim hiç şüphen olmasın! " Kendine kendine dişlerinin arasından mırıldanıp  sokağın başında onu bekleyen aracına hızlı adımlarla yürüdü. Bir an önce bu belalı yerden çekip gitmek istiyordu.

Kapıyı bir hışımla açıp içeri girerken, "sür çabuk şirkete " dedi şoföre sinirle. Şoför komutu alır almaz, "peki efendim" dediğinde ,Ediz babasına ne hesap vereceğini düşünüyordu bir taraftan. Kuşların babasına çoktan haber uçurduğuna emindi.

Yine bir işi beceremedin diyecek, hakaretlerini yüzüne en ağırından savuracaktı.

Varlık içinde yoklukta olmaktı Ediz'in durumu bir nevi. Babasının ipleriyle bağlıydı bu zenginliğe. Hayalleri çok daha başkayken mesela, inşaat mühendisliği okumak zorunda olmuş olmak gibi...Koca adam olmuş kendi evine çıkmak isterken ailesiyle yaşamak zorunda olmak gibi...

Ediz de tüm bunlar yüzünden babasına isyan edemeyince, hayata isyan eder gibi etrafına karşı gaddar, acımasız biraz da kibirli olmayı huy haline getirmişti.  Ediz'i kimse asla küçük göremezdi, kimse bir şey yapmaya zorlayamazdı ve kimse istediği şeyden vazgeçiremezdi onu. O mahalleye  o inşaatı gerekirse tüm mahalleyi yakar, yine yapardı.

Şirketin önüne geldiklerinde, biraz da endişeyle babasının olduğu kata çıktı. Kapıyı çalar çalmaz, sert ve gür sesiyle babası içerden gel dedi. Daha kapıdan adımını atar atmaz, çatılı kaşlar karşılamıştı onu.

"Ediz ,az önce keşif alanında ne  olduğunu açıkla bana çabuk!" Yüzünde alayla karışık bir öfkeyle bakıyordu ona. " Ulan 25 yaşında herifsin hala itten kopuktan dayak mı yiyorsun sen ? "

Elleri önünde, kafası yerde babasının tam karşısında yerini almıştı. İşiteceği azarlara çoktan hazır olduğunu sansa da her defasında incinmekten ve üzülmekten kendini alamıyordu.

"Baba nerden bileyim aniden bana saldıracağını? Sen merak etme ben dersini vereceğim o köpeğin. " Böyle büyük laflarla babasını sakinleştirmeyi umuyordu ama karşısındaki adamın öfkesi geçecek gibi değildi.

"Bak Ediz, bu sana ilk güvenip iş teslim edişim. Eline yüzüne bulaştırıp beni pişman etme. Bir kere de Ediz bir işi tam yaptı diyeyim."

Babasının tam yapamadığı dediği şeyler, Ediz'in hala alışamadığı illegal işlerdi.

Mahallenin tarihî sit alanı olduğunu bile bile, ihaleye fesat karıştırarak girdiği bu işe, Ediz hiç istemese de babası tarafından ortak ediliyordu.

Şimdiye kadar,üzümünü yiyip bağını sormamıştı ki! Baba parasını umursamadan kızlı, erkekli gruplarla gününü gün edip seyahatlerde, barlarda yerken gayet rahattı. Hesap sormayı, kurcalamayı aklından bile geçirmemişti.

Ta ki babası artık işlerin içine dahil olup,ona bu büyük işi teslim edene kadar. O zaman anladı, babasının işlerinin çok da temiz olmadığını. Şimdi ona teslim edilen işi ondan beklendiği gibi bitirecekti.

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin