50.Bölüm

2.3K 191 107
                                    

"Çelebi,ben çıkayım artık.Şirketteki acil işleri halleder halletmez gelirim. Beraber gideriz kontrole olur mu? "

"Gerek yok yavrum, ben giderim yalnız. Tedbir amaçlı son kontrol zaten. Gerek yoktu bence ama doktor ısrar ediyor işte."

Ediz Çelebi'nin çıplak göğsünde parmaklarını ufak ufak gezdiriyor aynı zamanda uyumaktan şişmiş gözlerini izliyordu.
"Gerek yok olur mu? Bekle beraber gideriz işte! Bugün de işe gitmek yok. Doktor artık tamamiyle iyileştin derse  ancak  o zaman özgürsün."

Çelebi artık evde pinekleyen,çiçek sulayan, Müge Anlı izleyen emekli amcalara evrilmek üzere olduğunu hissederek isyan noktasına gelmişti.

"Yavrum etme bana bu eziyeti be. Doktor randevum akşama doğru. Bir şeyim yok dükkanı açarım bugün. Bunaldım ya kaç gündür. Bırak oğlum yakamı! "

Ediz üzgün zeytinlerini ona dikmiş bakan esmer adamın yüzünü şefkatle avuçladı ve dudaklarına sert bir öpücük kondurdu."Çok mu sıkıldın bakayım sen?"

"Sıkılmak az gelir Ediz'im. Delirdim! Sana da belli etmek istemiyorum üzüleceksin diye ama  emekli amcalara döndüm oğlum. Göbekte yaptım mı tamamdır! "

Ediz ufak bir kahkaha atarken, göbekli ve emekli bir Çelebi geldi gözünün önüne birden. "Ne sevimli olursun haa Çelebi öyle. Hayal ettim de göbekli tontiş bir amca! "

Ediz'in eğlenen haline bakıp yanaklarının içini ısırdı."Ben sana böyle gülme demedim mi? " Dayanamayıp karşısında ona gülümseyerek bakan adamın dudaklarına atıldı. Nefes almadan uzun sayılabilecek bir süre sarışının dilini esir alan Çelebi, kendi dudaklarındaki Ediz tadını diliyle yaladı. "Sizi eğlendirebildiysek ne mutlu bize Ediz bey. Zaten şu durumda tek işim bu olmuş gibi duruyor. "

"Tamam tamam artık karışmıyorum sana. Ama doktora beraber gideceğiz ona itiraz etme Çelebi. Kulaklarımla duyacağım iyi olduğunu."

"Senin inadınla başa çıkılmaz. Gel anasını satayım gel!" Çelebi baş belasının teki olduğunu bildiği Ediz'i yolcu ederek banyoya girdi.
Nihayet dükkanı açıp, dış dünyaya karışacaktı bugün.
Rutin hayatına  duş alıp kahvaltı yaparak başladı keyifle.Havaların ısınmasıyla sokaktan gelen çocuk sesleriyle iyice neşelenen Çelebi, zulasından avuçladığı çikolata ve şekerleri de cebine doldurarak çıktı evden.

Çocuklar günlerdir görmedikleri Çelebi abilerinin etrafında toplaşıp, alıştıkları şeker ve çikolata seramonisini bir kaç uzun dakika boyunca yaptılar.
Hepsinin halini hatırını soran esmer adam başlarını okşayıp sokaktan nihayet çıktı.

Çelebi'nin sağlıklı olmasına sevinen mahalle sakinleri, her gördüğü yerde durdurup geçmiş olsun demeyi de ihmal etmemişti.Dükkanı açar açmaz çay içmeye, hal hatır sormaya gelen esnaf dostları sağolsun evde durduğu sürece mahalle ile alakalı kaçırdığı havadislerden de haberdar olmuştu. Kalabalık gidip,dükkan biraz sakinleyince Tahsin abi geldi yanına gülerek. Sırtını sıvazlayıp, " Çelebi oğlum hayırlı sabahlar. Çıkmışsın evden? Daha kalırdın diyordum ben ama..." dedi sırıtarak.

Tahsin abisinin imasını anlamıyor gibi gözünün içine baktı." Yok abi zaten zorla durdum bu kadar. Az daha o evde dursaydım,Çelebi'ye özgürlük diye isyan başlatacaktım. "

"Kim tuttu seni evde zorla? Çıksaydın. Sana kim karışabilir ki? Senin şimdiye kadar kimseye eyvallah ettiğin görülmemiş! "

Tahsin abi konuşmanın başından beri esmer adamın tepkilerini dikkatle inceleyip ifadesini süzüyordu. Ondaki değişimi mahalledekiler gibi o da fark ediyordu.

Esmer adam Tahsin abinin üzerinde dikkatle dolaşan gözlerine baktı. Ne bilip ne bilmediğini ya da neyi ne kadar anlayıp anlamadığını görmek ister gibi dikkatle inceledi. Tedirgindi ve yanlış bir şey söyleyip Tahsin abiyi kaybetmekten çok korkuyordu. Ama belli ki karşısında soran gözlerle ona  bakan adam bir şeyler duymuş ya da hissetmişti. Yolun sonuna geldim diye düşündü Çelebi.

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin