23.Bölüm

5K 308 170
                                    

İyi okumalar

Çelebi Ediz'in ellerini zorlukla bırakıp, mutfağa geçerken, " Omleti sade  yapsam sever misin? " diye sordu. Yüzünde engelleyemediği aptal bir gülümseme vardı.

"Severim.Dur, ben de geleyim. Yardım ederim masayı kurmakta." Ayrı kalmak istemiyorum demenin başka yoluydu bu!

Küçücük mutfakta iki adam yakınlıktan dolayı kalpleri çarparken kahvaltı hazırlamaya başladı. Çelebi arada kalan az bir mesafeyi  daha da yanaşarak kapatırken Ediz ise esmer adamdan beklemediği bu hareketleri hala şaşırarak izliyordu.

Çelebi'nin şefkatini, sevdiği insanlara olan samimi tavırlarını görmüş, gözleriyle şahit olmuştu fakat bir gün kendisinin de bu şefkat ve sevgiyi  tadacağını hiç hayal etmemişti.  Esmer adamın sevgisini göstermekten çekinmeyen haline hayranlıkla bakıyordu. Ne nefretini ne de sevgisini saklayabiliyordu belli ki.

Kalan son kahvaltılıkları da masaya koyup beraber sofraya oturdular.

"Geç şöyle karşıma, mavilerini rahatça izleyeyim. " dedi Çelebi çapkınca gülümserken. "Bir de şey ya, oturmadan önce bir öpücük hiç de fena olmazdı aslında ama." Bir kere iplerini koparan esmer adam dilinin ve kalbinin zincirlerini kırmış gibiydi. Hayatında ilk defa yaşadığı bu duygu yoğunluğunu bastırmaya hiç niyeti yoktu.

Ediz ikiletmeden  yanına doğru adımladı, alt dudağını kavradığı Çelebi'ye ıslak bir öpücük bıraktı.

Çelebi anın tadını çıkarır gibi gözlerini kapayıp karşılık verirken içine kalbi sıkışıyor gibi bir nefes çekti. "Oğlum ben senin bu öpüşlerinin şimdiden mübtelası olmuşum. Ne olacak benim hâlim? Söyle bakayım! "

"Yanımdan ayrılmazsın olur biter bundan kolay ne var? Ben de seni sürekli öperim."dedi Ediz muzip bir tavırla.

"Valla babanın arıza çıkaracağını bilsem de ben de bu kafadayım.Bu saatten sonra yanından ayrılmam, belalın olurum söyliyim. " Olurdu, sevdiklerini daima yanında tutan ve koruyan esmer adam için Ediz'i bulduktan sonra bir daha yanından ayırması mümkün değildi.

Çelebi, sarışın adama hissettiği yoğun duyguların emri altına çoktan gönüllü girmişti. Yanında ona aşık bakan sarışından bu saatten sonra ayrılmaz, ayırmaya çalışanı da doğduğuna pişman ederdi.

Ediz onu hayatında istediği sürece de Çelebi , menekşe gözlüsünü başının üstünde taşır, saçının teline zarar gelmesine izin vermezdi. Zaten Çelebi başka türlü sevmeyi bilmezdi ki. Sevdikleri için canını verirdi o. Hayatında hiç yaşamadığı duyguları ona yaşatan Ediz'i ise kalbinin en baş köşesine oturturdu.

"Bundan sonra sen bensin ben senim. Ayrı gayrı yok. Baban, Mustafa falan umrumda değil. Bir kere tuttum o ellerini ölsem bırakmam. Sen bana bırak git demedikçe de yanındayım her zaman." Düşüncelerini kendine saklamak yerine Ediz'e söylemeyi seçti. Ondan ve duygularından emin olmasını istiyordu.

"Ben sana neden bırak git diyeyim ki, demem. İstesem de diyemem."

"İnatçısın keçi gibi, huysuzluğunda var biraz, sonra kibirlisin de ama... Ama işte böyle bakıyorsun ya, içime sıcak  bir şeyler akıyor gibi oluyor be Ediz. Güzel gözlerine yandığım."deyip yüzünü avuçlarının arasına aldı Çelebi.  Ediz'e baktıkça içinde canlanan, tazelenen bir şeyler vardı. Hep baksın diye gözlerinin önünden ayrılmazdı bundan sonra.

"Ayıp oluyor ama, bir sürü kötü huy sıraladın. Olmuyor böyle bak haa! "

Çelebi ufak bir kahkaha patlattı." Dur ya dur! Seni sinirlendirmek hoşuma gidiyor diye dedim.Hemen de trip yedik iyi mi? Çok erken başladın triplere falan haa Ediz bey! "

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin