51.Bölüm

2.2K 192 95
                                    

"Anne sen ne dediğinin farkında mısın? Ne demek ben babanın yanına dönüyorum! Bunca mücadele boşuna mıydı? "

"Boşuna olur mu oğlum? Elde ettiğin şeylere bak! Çelebi artık yanında, şirketin en büyük hissedarısın. Bütün bunlar hiçbir şeyin boşuna olmadığının kanıtı değil mi? Geldiğin noktaya bir bak oğlum. "

"Ya sen! Sen ne elde ettin? Tekrar babamın yanına dönmene asla razı olamam anne. Bu kadar çabuk pes edemezsin! "

Ediz dakikalardır salonun başından sonuna volta atıp duruyor, annesinin az önce söylediklerini hazmetmeye çalışıyordu. Babasına bağımlı olduğunu, eninde sonunda onun yanına geri dönmek isteyeceğini tahmin ediyordu ama bu kadar çabuk pes edeceğini beklemiyordu.
" Ne değişti anne? 4-5 ay öncesiyle şuan arasında farklı olan ne? Babam daha mı iyi biri oldu? Ya da ne bileyim bana düşman olmayı mı bıraktı? Ne oldu da tekrar geri dönmeyi kabul ettin? "

Mine Hanım oğlunun sitemine hak verir gibi kafasını sallarken, dönme isteğini oğlunun anlamasını beklemiyordu elbette.
Ediz hayat kurup gitmek isteyecekti, ona ayak bağı olmazdı. Tek başına ayakta duracak gücü ise hiç olmamıştı zaten. Hele eşi olmadan nasıl yaşanır onu bile şu 3-4 ay da tecrübe etmişti. Yalnız kalmaya hazır değildi. Bunlardan da önemlisi Basri Çelik geri dönmesi karşılığında Ediz'e artık bulaşmamaya söz vermişti. Ediz'in  psikolojik tedavi gördüğüne dair belgeyle, yönetim kuruluna katılamaması ve imza yetkisinin kısıtlanması kararını aldırmak üzereydi Basri Çelik.En azından bunu engelleyip oğlunun hayatını kolaylaştırmak, hiç olmazsa gider ayak bunu yapmak tek tesellisi olacaktı Mine Hanım'ın.
Oğluna elbette bunu söylemeyecek,suçluluk duygusundan yeni yeni kurtulmaya başlamış Ediz'i kendi kararı altında ezmeyecekti.

Elleriyle oğlunun sarı saçlarını okşadı. "Güzel oğlum, bundan sonra kendi yoluna bak. Ne beni ne babanı ne de abini düşün. Babanın şimdiye dek bana zarar verdiğini gördün mü? O yüzden aklın bende kalmasın. "

"Bu şekilde gitmen hiç içime sinmiyor anne. Doğru gelmiyor bana kararın. Biraz daha düşün acele etme. "
Ediz annesinin bu acele kararından pişman olmasından, yeniden o eve dönüp anıların içinde eski ruh haline dönmesinden korkuyordu. Ama gözlerinde gördüğü ifadeden de anılıyordu ki, annesi kararını vermiş Basri Çelik'e çoktan boyun eğmişti. Belki de asla baş kaldıramamış, hep dönmeyi içten içe istemişti.

Ediz pes etmiş bir ifadeyle başını annesinin omzuna yasladı. "Ne zaman dönmeyi düşünüyorsun peki? "

"Yarın" dedi annesi mırıldanır gibi. Dakikalarca annesinin omzunda soluklanan Ediz'in içini bir hüzün ve endişe kaplamıştı. Belli edip annesini üzmek istemediği için sesindeki burukluğu gizleyerek döndü annesine."Geç oldu, yoruldun da. Hadi yat uyu sen anne. "

"Tamam oğlum sabah kahvaltıda görüşürüz. Çelebi'yi de davet et. Hem görüşmüş oluruz onunla da. "
Ediz kafasını onaylar gibi sallayarak annesinin odaya gidişini yerinden kalkmadan izledi.

Tam şuan Çelebi'ye ihtiyacı vardı Ediz'in. Kokusuna, yaslandığı sıcak göğsüne ,sorgusuz sualsiz esirgemediği şefkatine...
Onu'da huzursuz etmek istemiyordu ama şuan Çelebi'den başkası da iyi gelemezdi ona.

Menekşe Gözlüm: Uyudun mu ?

Çelebi: Ne uyuması! Senden haber almadan uyuyabilir miyim? Nasılsın? Arayayım mı seni?

Menekşe GözlümArama boşver. Böyle mesajlaşalım daha iyi.

Çelebi: Nasıl böyle iyi? Ne oldu? Kötü bir şey oldu kesin! Arıyorum aç. Hatta eve geliyorum kapıyı aç!

Menekşe Gözlüm: Dur hemen telaş yapma! İyiyim ben. Sadece moralim bozuk ve sanırım sana ihtiyacım var. Ama çok geç oldu, gelme şimdi. Yat dinlen.

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin