35.Bölüm

3.2K 264 201
                                    

Çelebi  hazırlanmış yarım saattir Fevzi'nin gelip onu almasını bekliyordu.

"Duruşmaya geç kalacağız nerde bu herif? "diye söylenmeye başlamışken sokaktan gelen korna sesiyle, ceketini alıp evden koşar adımlarla çıktı.

"Ulan bi'seferde zamanında gel be! Bas gaza hadi geç kalacağız! " Arabaya oturur oturmaz söylenmeye başlamıştı. Bugün büyük gündü ve üzerinde inanılmaz bir gerginlik vardı.

"Ya rahat ol, yetişiriz. Trafik olmaz bu saatte. Güven bana. " Onun aksine Fevzi umursamaz bir tavırla yanındaki esmer adama bakıyordu.

Duruşmaya neyseki yarım saat kala adliyede olmuşlardı.
Erdem mahkeme salonunun kapısında cübbesini giymiş onları bekliyordu.

"Nasılsın Erdem? " dedi Çelebi sesinden taşan neşeyle. "Hazırız değil mi? "

"Hem de bomba gibiyiz! Basri Çelik'in elinde patlayacak bir bomba hem de. " Keyifli gülüşü yüzüne yayılıyordu.

"Adamı nasıl ikna ettin hala hayretler içindeyim Çelebi. Bence sen bundan sonra benimle çalışmayı düşünmelisin.Ne dersin? "

"Adresini bulmasan ikna edemezdim. İşin yarısı sendeydi. Ben sadece küçük bir araştırmayla açığını buldum." dedi  gülümseyerek.

Çelebi etrafıyla neşeli konuşmalar yaptığı sırada koridorda  her zamanki kibirli yürüyüşüyle gelen Basri Çelik ve avukat ekibini gördü. Hemen arkasında da altın sarısı saçlarını geriye yatırmış, gri takım elbisesi içinde dikkatleri üzerine çeken Ediz'i.

Menekşe gözleriyle ona bakan adamı görmesiyle yüzündeki gülüş donmuş, aklında ne varsa bir anda uçup gitmişti. Daha fazla etkisi altına girmeden gözlerini hızla ona bakan adamın gözlerinden çekti.

Kalbi ritmini kaybettiğini hissediyordu, haftalardır mücadele ettiği her şey Ediz'i görmesiyle buhar olup uçmuştu. Gözleri tekrar ona değmesin diye tüm sabrını zorlarken kendine kızıp duruyordu. "Nasıl bu kadar iradesiz olabilirsin? Kendine gel!" Elleriyle gergince saçlarını geriye itti. Şimdi zayıflığın hiç sırası değildi.

Yanına gelen Erdem'le düşüncelerinden hızla sıyrıldı. "Birazdan salona gireceğiz.Senin tanıklığın da dinlenmiş olacak. Hazırsın değil mi? " Dün bütün  akşam beraber hazırlanmış olsalar da yine de sorma gereği duydu zira Çelebi oldukça gergin gözüküyordu.

Erdem'i rahatlamak ister gibi sırtını sıvazlayan esmer adam, kendinden emin gözlerine baktı. "Merak etme. Hazırım canlarını okumaya! " Bugün bu iş burada bir daha açılmamak üzere kapanacaktı.

"Duruşmaya girmeden ben bir lavobaya gidip geleyim." diyerek aceleyle yerinden kalkıp koridora çıktı. Ediz'i görmekle sarsılmıştı ve böyle bir günde kendini hızla toparlaması gerektiğini biliyordu. Eline yüzüne biraz su çarpsa rahatlayacağını hissetti.

Koridorun sonunda,Erdem'in her hareketini,bakışını dikkatle izleyip göz hapsine alan Ediz ise , Çelebi'nin kalktığını görür görmez vakit kaybetmeden peşine takıldı. Dün de yanında gördüğü Erdem'in artık çok olduğunu düşünen sarışın, Çelebi'ye her ne kadar kendini affettirmek için akıllıca davranacağına söz vermiş olsa da, damarlarında dolaşan kıskançlığa engel olamıyordu. 

Esmer adam bu durumu arkadaşlığa yoruyordu ama belli ki Erdem ona karşı bir şeyler hissediyordu.

Bunları düşünerek hızla lavaboya doğru adımladı. Aylardan sonra ilk defa Çelebi'ye bu kadar yakın olacaktı. Gergin, öfkeli, özlem dolu ve kıskançtı. İçinde tam bir kaos hakimdi ve bu halde sağlıklı düşünemediğini çok iyi bilmesine rağmen dayanamıyordu.

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin