26.Bölüm

3.9K 257 125
                                    

İyi okumalar

"Çelebi? "

"Efendim yavrum! "

"Benden ilk ne zaman hoşlanmaya başladın? "

Elleriyle çıplak göğsünü okşayarak, menekşe gözlerinin taa derinliklerini görmek ister gibi yanında yatan adama baktı. "Sokağıma geldiğin gece vardı ya hani, ağlıyordun arabanın içinde.İşte o zaman seni öyle görünce bir garip oldum. "

"Nasıl? O gece demediğini bırakmadın bana! Gerçi dövmeden bıraktığın için şaşırmıştım ne yalan söyleyeyim."

Ellerini sarışının yüzüne çıkarıp, yanaklarını usulca sevdi. "O gece seni arabada öyle görünce görmezlikten gelerek eve döndüm önce. Uyuyamadım sonra kalkıp tekrar yanına geldim. Sen beni fark edemeyecek kadar kendinden geçmiş ağlıyordun."

"Kötüydüm o gece. Yani ailesel sıkıntılar diyelim.Belki hazır hissettiğimde  anlatırım sana." Bu konunun açılmasını istemediğinden kendinden ziyade Çelebi'ye odaklanmayı seçti. "Senin en sevdiğim yanın ne biliyor musun? "

"Yakışıklı olmam? " Biraz düşünür gibi bekleyip, " Ya da acayip etkileyici olmam dışında mı? " Dedi.

Ediz kocaman gülümseyerek esmer adamın omuzuna hafifçe vurdu. " Evet onlar dışında.Şefkatin.Beni o gece alıp götürmeseydin. Bilmiyorum... Belki sonrasında kavga ettik, bağırıp çağırdık birbirimize ama seninle olmak bana çok iyi gelmişti.Derdimi unutmuş seninle kavgaya girişmiştim. "

"Sana kurban olurum ben. Yanında ben varım artık, neyse problem beraber halledeceğiz. Babansa baban,neyse üstesinden beraber geleceğiz.Tamam mı?" dedi Çelebi çenesinden tutup gözlerine bakarken.

"Ben sana güveniyorum. Hatta kendimden çok sana güveniyorum."

"Güvenini boşa çıkarmayacağım hiçbir zaman. Korkularını at kenara. Baban ne derse ne yaparsa yapsın bana açık olacaksın! Birbirimizden hiçbir şey saklamayacağız söz mü?" Hayatta en sevmediği şey yalandı esmer adamın ve kendinden bir şeyler saklanması.

"Söz "dedi Ediz gözlerine kararlılıkla bakarken.
Çelebi'nin itiraf ettiğinden beri aklına takılan şeyi sormanın sırası diye düşünürek çapkın bir bakışla devam etti." Peki rüyalar? Onları görmeye nasıl başladın? Ne olur ,hadi en azından birini anlat."

Yalvaran ,masum mavi gözlere bakıp nasıl hayır diyebilirdi ki Çelebi. Ediz ona öyle baktığı sürece Çelebi ne kadar direnebilirdi?

"Ediz ya hiç anlatasım yok inan ama öyle bir bakıyorsun ki! Şimdi ben sana nasıl hayır diyeyim. Sen bana böyle her dediğini yaptıracaksan ohoo işimiz var haa! " Böyle diyordu ama halinden de pek şikayetçiymiş gibi durmuyordu.

"Öyle mi yapıyormuşum, bunu bildiğim iyi oldu.Düştün elime artık."

"Bir de bilmiyor ayağına yatıyorsun. Acayip bir herifsin. Yemin ediyorum korkuyorum senden. Parmağında top çevirir gibi oynatıyorsun beni. "

Benzetmesine ufak bir kahkaha atan Ediz konuyu değiştirmesine bu defa müsade etmemekte kararlıydı."Rüyaya dönsek mi? Kaynatmaya çalıştığını anlamıyorum sanki. "

Çelebi aniden yanında çırılçıplak yatan sarışının üstüne çıktı. "İşte böyle üstüne çıkıyordum.Mavi gözlerini öpüyordum."diyerek gözlerinden usulca öptü. "Boynunu ısırıyordum."deyip boynunu ısırdı sertçe. "Bacaklarını okşuyordum aynı böyle."  diyerek kasıklarını okşamaya başladı.

Yavaşça üstünden kalkarken, çapkınca gülümsüyordu." Böyle şeyler işte yavrum anlatayım mı daha ister misin? "

Ediz hızlanan nabzını kontrol etmeye çalışmaktan cevap bile veremiyordu. "Sevişeli daha yarım saat olmadığı halde  ben neden yine yükseldim böyle? Az önce ne yaptın öyle sen?"

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin