Tek Tabanca(BxB)

4.Bölüm

" Kaçıralım Çelebi'yi. Madem bir kendi canı var korkutabileceğimiz, biz de öyle yaparız...

"Ediz,bu kaçırma olayı senin sandığın kadar kolay değil kardeşim. Adam kaldırmak, çocuk oyuncağı değil. Üstelik baban duyarsa canımıza okur. " Karşısındaki adamın kararlı hali endişelendiriyordu onu. Bilmediği, hiç buluşmaması gereken işlere buluşmak istiyordu Ediz ve Mustafa sonunun kötü biteceğinden korkuyordu.

"Babamın yapmadığı bir şey mi bu Mustafa! Dağ evindeki vukuatlarını en iyi sen bilirsin, şimdi beni yeme dostum."

"Ediz bak iyi düşünüp taşınalım. Bu herifi kaçırıp ne yapacağız? Bu adam korkup davadan vazgeçse bile mahalleli vazgeçer mi?"

"Bana getirdiğiniz bilgilerde öyle görünüyor. Çelebi mahallede sözü  geçen biri belli ki. Bu adam vazgeçti mi mahalle haydi haydi korkup vazgeçer . " dedi Ediz kendine ve planına güvenerek. Çelebi'nin semtin ağır abisi olduğundan emindi.

Mustafa endişeyle kalktı yerinden. Pes etmiş bir sesle "Ne yapıyoruz peki. Plan ne? " dedi sarışın adamın yanına adımlarken. En nihayetinde Ediz onun patronuydu ve itiraz etse bile denileni yapmakla görevliydi.

Mustafa'yı ikna etmenin verdiği güvenle, ellerini az önceki gerginliğinin aksine rahatlamış bir halde cebine sokan Ediz,  planını anlatmaya başladı. "Annemin Sapanca'da ormanın içinde bir evi vardı hatırlıyorsan. Ben diyorum ki oraya götürelim. Vazgeçene kadar tutalım orada."

"Ya vazgeçmezse? "

"Vazgeçer, geçecek. Babama bu işi batırdım dedirtmem ben! "

Mustafa, Basri Çelik'in nasıl sert mizaçlı biri olduğunu biliyordu ve oğlunu nasıl ezdiğine binlerce kez şahit olmuştu."Peki sen bilirsin, ben her zaman senin yanındayım kardeşim. Öyle ya da böyle yapacağız diyorsan herşeyi ayarlarım. Adamı da bu gece kaldırırız. " Tereddütlerine rağmen, tamam demişti ama kafasında onlarca soru vardı.

"Sen gelecek misin Sapanca'ya peki? "

Mustafa'nın sorusunu saçma bulduğunu belli eder bir tonla "Bizzat başında duracağım. Bana attığı yumruğu iade ettiğimde suratını dağılırken görmek büyük zevk verecek bana itin. "dedi Ediz.

Aldığı emirle odadan hızla çıkan Mustafa ilk iş elemanlarını toplayıp acil bir plan yaptı. Adam kaldırmak şimdiye kadar onlarca kez yaptığı şeydi ama işin içine Ediz girince tereddütlerini bir kenara bırakamıyordu.

Basri beyin emriyle çok defa adam kaldırmışlığı vardı. Arkasında iz bırakmadan, tereyağından kıl çeker gibi hallederdi halletmesine de Ediz çok toydu.

İşe, yediği yumrukla kırılan gururunu katıp, kan davasına döndürmesinden korkuyordu. Olay büyüyüp kişisel hale dönerse ,Basri bey'in kulağına giderdi. İşte o zaman ne Ediz ne Mustafa bu işten öyle kolay sıyrılamazdı.

İçinde bu korkularla yine de verilen emri yerine getirmek için adamlarıyla beraber yaptıkları plan sonunda Çelebi'nin evinin önünde nöbete durdular.

Saat gece onikiyi gösteriyordu ve Çelebi hala eve dönmemişti.

Yaklaşık yarım saat sonunda sokağın başında göründü Çelebi. Her zamanki gibi elleri cebinde, gömleğinin kolları kıvrılmış, ağır adımlarla evine doğru yürüyordu.

Sokağın başında ve sonunda bekleyen adamlardan tamamdır komutunu alan Mustafa, beklemeden camları tamamen filmle kaplı minibüsü esmer adamın önüne yanaştırdı.

Çelebi daha ne olduğunu anlamadan ağzına sarılan bezle birlikte algısı yavaş yavaş kapandı ve çok dikkat çekmeden hızla araca bildirildi.

Mustafa sokakta saatlerdir kuş uçurtmayan adamlarına rağmen, sağa sola bakarak kimsenin olmadığından emin olduğu anda , "bas gaza"  dedi şoföre.