43.Bölüm

2.9K 213 153
                                    

Mesajlar görüldü olur olmaz zaten telefonun başında endişeyle nöbet tutan Çelebi hiç beklemeden telefona sarıldı.

"Alo?"Ediz, Yavrum! Neredesin sen öldüm burda meraktan ya! "

Ediz yelkenleri suya indirmeden,"Üniversite'deki hocamın yanındaydım. Telefonu açmayı unutmuşum. "dedi donuk ses tonuyla.

"Sesini duydum ya gerisi önemli değil. Gel konuşalım hadi. Bütün gün bitirdin beni yemin ederim. "
Her ne kadar içinde öfkeyle beraber endişe dalgası kabarıp dursa da ,sesini yumuşak tutmaya gayret ederek konuşuyordu Çelebi.

"Görüşmeyeceksin Erdem'le o zaman bir daha? Doğru anladım mesajı değil mi? " Annesine nazlanan çocuklar gibi geliyordu sesi şimdi.

"Ahh Ediz ahh. Tamam lan tamam. Telefonda konuşulmaz böyle. Gel bekliyorum hadi!" Tüm gün Ediz'i arayıp endişe etmekten yorulmuş sesi bitkin geliyordu.

Telefonu kapamış, nihayet rahatlamış bir ruh haliyle kendini koltuğa bıraktı."Çocuk gibi yemin ederim. Koca bebek ya! " Her şeye rağmen gülümsemesine engel olamıyordu.

"Tüm gün bilerek merakta bırakmak neymiş göstereceğim sana Ediz efendi.Gel sen bi gel! Endişelendirmek nasıl oluyor burnundan getireceğim senin! "

Ediz'in yanında edemeyeceği lafları kendi kendine mırıldanıp içini soğutuyordu. E nihayetinde insan bir yerde de rahatlamalıydı değil mi? Koltuğa iyice yayılan esmer adam zilin çalmasıyla yerinden hızlıca kalktı.

Karşısında çapkınca sırıtan Ediz'i yalancı bir öfkeyle süzdü. " Gir baş belası gir! Bir de gülüyorsun ya Ediz, sinirlerimi oynatıyorsun yemin ederim. "

Ediz hiç de mahçup durmayan tavrıyla geçip salondaki koltuğa attı kendini."Hak ettin sen bunu! Sana en başından dedim Erdem'in niyetini. Sürekli görmezden, duymazdan geldin beni. Merak etmene üzülmedim değil ama lazımdı bu sana, kusura bakma." Bir de gülüyor muydu o?!

"Öyle mi Ediz efendi! Sen bana ders vermek için mi yaptın bunları yani? Onu mu demek istiyorsun? "

Çelebi'nin saçlarıyla oynarken esmer adamın sorusunu cevapladı. "Valla telefonun kaparken niyetim akşama kadar değildi.Dalmışım, ama fena da olmadı yani. "

Ediz'in mavilerine biraz öfkeli biraz kırgın baktı Çelebi."Çocuk musun oğlum sen? Bir daha yapma sakın? Lan bunun şakası olmaz, başına bir şey geldi sandım oğlum. Bak ciddiyim yapma bir daha!"Endişesinin sarışın adam tarafından ciddiye alınmasını istiyordu. Gün boyu aklından onlarca senaryo geçmişti.

Ediz esmer adamın, sinirli ama aynı zamanda şefkatli haline hayranlıkla bakarak iç geçirdi.Çelebi gibi gönlü geniş, merhametli biri tarafından sevildiği için şanslı hissetti kendini.

Yaptığının yanlış olduğunu Çelebi'nin titreyen gözbebekleri, endişeli ses tonundan anlamıştı ama kendine bile itiraf etmekte zorlandığı duyguları zapt edemiyordu ki! İçi pişmanlıkla dolarken,yüzünün düşmesine engel olamadı Ediz.Çelebi'yi endişelendirdiği için üzülerek esmer adama sıkıca sarıldı. "Özür dilerim, tamam. Erdem'i hayatımızdan çıkardığımıza göre zaten sinirleneceğim de bir şey kalmadı. "

Çelebi gün boyu yeterince gerildiğinden konuyu kapatmak istiyordu artık. Mümkünse Erdem konusu sonsuza kadar açılmasındı. "Neyse başka şeylerden bahsedelim. Ben de kıskanç biri olduğum için sana yüklenmeyeceğim. Keşke şu kıskançlık illeti yakamızı bıraksa ? "dedi bir taraftan da Ediz'in yüzünü okşuyordu.

Koltukta birbirlerine yüzlerini dönmüş Çelebi'nin elleri Ediz'in yüzünde, Ediz'in gözleri Çelebi'nin zeytinlerinde, fırtına yeni dinmiş, sular durulmuş dakikalar akıp gidiyordu öylece..

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin