27.Bölüm

3.3K 262 153
                                    

26.Bölüm'ü atlamayın...


"Ediz aç kapıyı! "

Ediz duyduğu sesle kaskatı kesilirken, Çelebi Ediz'in gözünün içine bakıp bir şey söylemesini bekliyordu. "Ediz ne yapalım, ben açayım mı kapıyı? Nasılsa beni burda görecek, ne diyorsun?"

Ediz kıpırdamadan Çelebi'nin gözlerinin içine yardım dilenir gibi bakarken, esmer adam onun bu hâline üzülerek, " Tamam ben açıyorum kapıyı. Sen geride dur, bana bırak. Tamam mı? " Ediz'den ses gelmeyince, " Ediz tamam mı? "dedi daha gür bir sesle.

Ediz sonunda sesini bulup zorla cevap verdi." Hayır Çelebi sen dur ben açacağım. Bu babamla benim aramda." Kapıya doğru tereddütlü adımlarla yürümeye başladı.

Hemen arkasından adımlayan Çelebi, Ediz'i böyle sarsılmış halde gördüğü için damarlarındaki kan çekilir gibi hissediyordu. Onu ilk kez yine böyle kendi sokağında gördüğü ana gitti aklı. O zamanda bu yüzden mi öyleydi diye geçirdi zihninden.

Kapıyı yavaşça açan Ediz karşısında öfkeyle burnundan soluyan babasını görünce içinde az da olsa var olan son affedilme umudunu da yitirdi.

Sesi titreyerek, " Baba- "
demesine kalmadan Basri Çelik yakasından tuttuğu gibi sarstı Ediz'i.

Çelebi , Basri Çelik'i durdurmak için atılsa da Ediz'den gelen, " Sakın! Sakın karışma! "emriyle kaldırdığı eli sinirle ve çaresizce indirdi.

"Oğlum olduğun için utanıyorum senden! Midemi bulandırıyorsun.Beni bu mahalle varoşu için mi sattın? Yazıklar olsun sana! "

"Baba bak öyle değil. Beni bi' dinle. Ben ilk defa doğru olanı yapmak istedim. Sana karşı gelmek için değildi! "

Öfkeden ve hırstan gözü dönmüş Basri Çelik, Ediz'in kolundan tuttuğu gibi dışarı sürüklemeye başladı.

Çelebi'nin kalan sabrı bu hareketiyle bitmişti. "Bırak lan" diye bağırdı gür sesi eve dolarken. "O ellerini kırmadan bırak Ediz'i. "

"Sen kime bağırıyorsun ulan it! Senin karşında kim var ulan. Çekil karşımdan, muhatabım değilsin sen. "

Üzerine atılacağı sırada ne olduğunu anlamayan Çelebi, iki adam tarafından kollarından tutuldu.

Diğer taraftan Ediz ise babasına yalvaran sesiyle direniyordu.  "Baba dur nereye gidiyoruz? Bırak beni geleceksem ben kendim gelirim. Bırak ne olur?"  Çaresiz bağırışlarının babasının gücü karşısında bir anlamı olmadığını, küçüklüğünden bu yana tecrübe etmiş olsa da yine de ümitsizce çırpınmaya devam etti.

"Bırak baba, bırak artık beni. Yeter itip kaktığın yıllardır. Yeter artık! " İsyanı yılların birikimiydi, sevdiği adamın yanında itilip kakılmak son raddeydi artık.

"Yeter mi? Ulan sen daha kötüsünü hak ediyorsun. Sen benim evladımı öldürdün! Abinin katilisin sen! Hala yüzüne bakıp konuştuğuma dua edecekken bir de sırtımdan vuruyorsun.Sen de gurur olsa annene her baktığında utanırdın." dedi ağzından köpükler çıkararak.

Çelebi duyduğu şeylerle şok olurken, bir taraftan da iki kolundan sıkıca tutmuş adamların elinden kurtulmaya çalışıyordu.

Kendi durumunu unutup Ediz'e çevirdi bakışlarını. Perişan bir halde dizlerinin üstüne çökmüş, menekşe gözlerinde ikinci kez gördüğü yaşlarla, kalbi ezildi. Onu tutan adamları var gücüyle savuşturarak perişan duran sarışın adamın yanına diz üstü çöktü. "Ediz kalk ! Kalk kurban olduğum, kendine gel! Bu adamın karşısında eğilme ne olur! " Elinden tutup kaldırmaya çalışsa da Ediz'in gücü tükenmiş gibiydi.

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin