38.Bölüm

3.5K 262 132
                                    

"Abi biraz daha hızlı gitsek! Kağnı hızıyla gidiyoruz yav."

"Trafik var kardeş ben ne yapayım? "

"Abi diğer yoldan gitseydik ya?" Taksiye bildiğinden beri gergindi. Şansına 15 dakikalık yol yarım saat olmuştu ve hala Ediz'in attığı konuma varamamıştı.

Mustafa'yla yalnız olduğu fikriyle çıldırıyor, birilerine çatacak yer arıyordu. Bu gerginlikle taksiciyle boğaz boğaza gelmek istemediği için sakinleşmeye çalışsa da yol uzadıkça sinirlerine hakim olması zorlaşıyordu.

Yürüyerek giderim daha iyi diyerek, zaten varmak üzere olduğu sapakta taksiden küfrederek indi.

Hızlı adımlarla çoktan Mustafa ve Ediz'in buluştuğu restorana bahçe kapısından giriş yaparken oldukça gergindi. Ediz'in hesaplaşma dediği şeyden ne kastettiğini az çok anlamıştı ama yine de Mustafa'nın sağının solunun belli olmayacağını,allem edip kallem edip Ediz'i yine yalanlarına inandırmasından korkuyordu. İlk gördüğü andan beri, Mustafa'nın niyetini çözmüştü çünkü. Derdi Ediz'di ve hiç de mâsum değildi.

Kafasında bu düşüncelerle restoranın kapısından giriş yaptı. Rezervasyonunu soran danışmadaki elemana Ediz'in ismini söyleyip, özel localardan birinde olduklarını fakat biraz önce hesabı ödeyip kalktıklarını öğrenince kaçırmamak için otoparka koşarak indi. Ediz'in o itle ne konuştuğunu bizzat Mustafa'dan dinleyecek, gözlerine bakıp bir de Çelebi hesap soracaktı ona.

Etrafına bakarak ikiliyi arayan Çelebi, Mustafa'yı duyar duymaz , sesin geldiği tarafa doğru hızlı adımlarla yürüdü. Mustafa ve Ediz arabanın önünde durmuş tartışıyorlardı.

"Mustafa çekil önümden, defol git! Bir daha karşıma çıkma. Sana şuan ağır konuşmuyorsam yılların hatırına, kardeş olduğumuz zamanların hatırına." Ediz'in öfkeli sesi otoparkın duvarlarında yankılanıyordu.

"Çekilmiyorum Ediz!  Çekilemem oğlum anlamıyorsun! "

"Ulan iki saattir soruyorum sana! Babamdan şüphelenip araştırmasam  hala sana güveniyor olurdum aptal gibi.Kandırdın lan beni sen!Babama yerimizi neden söyledin? Kıvırıp durma!"

Ediz'in öfkeden alnının damarları çıkmış,eliyle de bir taraftan ona yaklaşmaya çalışan Mustafa'yı hırsla engelliyordu."Adam gibi dürüst ol söyle. Yılların kardeşliğini çöpe attın sen Mustafa, bırak Allah aşkına! Kime güveneceğimi şaşırdım. "

Mustafa arabaya binip gitmeye çalışan Ediz'i durdurmaya , bir taraftan da derdini anlatmaya çalışıyordu.  Mustafa için bunu îtiraf etmek, yıllardır içinde büyüttüğü hisleri ona kardeş diyen birine yüzüne bakarak anlatmak kolay değildi.

Ama  Ediz'i kaybetmenin eşiğindeydi ve artık onun için fark eden bir şey kalmamıştı.İçinde yıllarca tuttuğu hisleri bir çırpıda bağırırken, "seni seviyorum."sözü yankılandı boş otoparkta.

"Seni seviyorum Ediz çocukluğumdan beri. Babanın yanına girdiğimden beri. Çocuktum seni gördüm, seninle kendimi buldum. Başkasına gözüm bile değmedi yıllarca. "

Ediz duyduğu sözlerle kaskatı kesilmiş, Mustafa'yı süzüyor, dalga geçip geçmediğini anlamaya çalışıyordu.
"Sen! Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Bu nasıl bahane Mustafa! Ne diyorsun sen ya! "

"Çelebi'yle olmana dayanamadım anlamıyor musun Ediz? İzin veremezdim. Bi'din- "

Mustafa daha sözünü bitirmeden yüzüne yediği sert yumrukla savrulurken, Ediz nerden çıktığını anlamadığı Çelebi'ye şok olmuş bir ifadeyle bakıyordu.

"Şerefsiz piç! Sen ne diyorsun lan! Ne diyorsun? Gebertirim oğlum seni burda. Belanı sikerim senin. "

Çelebi, sinirden ellleri titreyerek Mustafa'nın yakasından tutmuş duvara dayamıştı.Mustafa da boş durmayıp, karşılığında var gücüyle ittirdiği Çelebi'yi yere yatırmış tekmelemeye hazırlanırken, Ediz'in gür sesiyle ikisi de kendine gelip gözlerini Ediz'e dikti.

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin