34.Bölüm

3.1K 257 172
                                    

Gömleğinin kol düğmelerini takarken, içinde hem yeni bir hayata başlamanın heyecanı hem de  ellerinin titremesine engel olamayacak kadar büyük bir gerginlik vardı. Lacivert takımının ceketini de giyip son kez aynaya baktı Ediz.

Devir işlemleri bitip her şey halledilince geriye sadece babasıyla olacak olan büyük yüzleşme kalmıştı. Bu sabah aylık yönetim kurulu toplantısı vardı ve Ediz ilk defa babasının karşısına geçip aslında çok daha önceden yapması gereken şeyi yapıp hakkını savunacaktı. Dün avukatla görüşmüş, kurul toplantısında söyleyeceği her şeyi neredeyse ezberleyecek kadar hazırlanmıştı. Haluk Bey de hukuki süreci kimsenin kafasında soru işareti kalmayacak şekilde açıklamak için Ediz'in yanında olacaktı bugün.

Babasından hemen sonra, annesinin şans öpücükleri ve haftalardır esirgemediği desteğiyle evden çıktı.  Şirkete giden yol boyunca, 'bugün yeni bir gün, her şey daha iyi olacak' telkinleriyle kendini sakinleştirmeye çalışsa da babasının tepkisinden hala deli gibi korkan bir çocuktu.

Çelebi'yi kaybetmemek için bir deli cesaretiyle girişmişti bu devir işine.Bir buçuk aydır her gün gittiği terapilerle ve aldığı ilaçlarla kendini daha güvende daha güçlü hissetse de hala içinde bir yerde çıkmaya hazır babasından onay bekleyen bir çocuk saklıyordu. Yıllardır babasına ağzını açıp tek bir şey söyleyemeyen o küçük çocuk , şimdi büyümüş babasının karşısında elinde asla tahmin etmeyeceği bir kozla duracaktı.

Arabasını park edip, çalışanlarla beraber asansöre bindi. Herkes gülümseyerek günaydın derken Ediz bir an önce günün bitmesini istiyordu içinden.

Haluk Bey'le kapının önünde buluşup henüz başlamış olan toplantının bulunduğu salon kapısını açıp içeri girdiklerinde tüm gözler Ediz'in üstüne çevrilmişti. Hisseleri babasına devreden bir Ediz'i kimse orda beklemiyordu doğal olarak. Herkese kibarca selam verip babasının  yanındaki sandalyeye geçtiğinde hemen yanında Haluk Bey'de ayakta duruyordu.

Basri Çelik şaşkın ve kızgın bakışlarını Ediz'e yönelterek anlamayan gözlerle oğluna bakıyordu. " Ediz senin bu toplantıda ne işin var? Dışarı çık! "dedi sert sesle.

Ediz içindeki korkak tarafı sesine yansıtmamaya çalışarak konuştu. " Bu kurulun en büyük hissedarıyım baba. O yüzden buradaki herkesten daha önce ben hak ediyorum burda oturmayı. "

"Ne saçmalıyorsun? Burası senin zırvalarını dinlemenin yeri değil. Geç odama, toplantıdan sonra konuşacağız seninle!" Öfkeden kızarmış gözleri korkunç görünüyordu.

Ediz sakin bir sesle avukata döndü. "Haluk Bey lütfen açıklar mısınız babama ve diğer kurul üyelerine durumu! "

Haluk bey ceketinin önünü ilikledi ve boğazını temizleyerek,"Ben Haluk Sayın. Ediz Bey'in avukatıyım."diyerek başladı cümlesine.Yarım saat kadar Ediz'in orada bulunma sebebini açıkladığında herkes duyduklarıyla şok olmuş ikisine bakarken Ediz hiç sakinliğini bozmadan yerinden kalktı. Babasının şaşkın ve yıkılmış bakışları altında çıkardığı belgeleri  önüne koyduğunda içindeki korkunun buhar olup uçtuğunu geriye sadece tatmin hissinin kaldığını fark etti.

Yıllardır kırılmayan o zinciri, artık kırmıştı Ediz. Bundan sonra Haluk Bey'in yardımı ve elinde azımsanmayacak orandaki hisseleriyle Ediz kendini daha güçlü hissediyordu.

Kurul toplantısı bitip hissedarlar dağılınca başbaşa kalan baba -oğul  kozlarını paylaşmaya hazır iki düşman gibi bakıyorlardı birbirlerine. Basri Çelik hiç beklemediği anda  beklemediği birinden çok sıkı bir yumruk yemişti. Aldığı darbe hayatı boyunca aldığı en büyük darbeydi. Tabi ki bu hamleyi sineye çekip kolayca hazmedebilecek biri değildi. Ama görünen o ki, Ediz'in hamlesi uzun bir süre Basri Çelik'i saf dışı bırakmıştı.

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin