46.Bölüm

2.4K 212 95
                                    

"Anne hadi hazır mısın? Çıkalım çok geç kalmadan? "

"Kolyemi takamadım bir türlü. Yardım eder misin Ediz'cim zahmet olmazsa? "

Uzun zamandan sonra ilk defa anne oğul başbaşa dışarda yemek yiyecekler, ortak bir acının açtığı yaraları geç kalmış olsalar bile sarmaya başlayacaklardı. İnsanoğlu her ne kadar acılarından ,pişmanlıklarından kaçmaya meyilli olsa da, derdin devası tam tersine konuşmak, yüzleşmekle doğrudan ilgiliydi  aslında.

Bilinçaltı denilen şey kaçtıkça biriktiren, yüzleşmedikçe daha çok hatırlatan bir mekanizmaydı. Ediz ve annesi yıllardır mücadele ettikleri acının ilacının; sonunda kaçmadan konuşmak olduğunu öğrenerek, ufakta olsa yeni adımlar atmaya hazır hissediyorlardı kendilerini.

Ediz taze başlangıca hazır ruh hâliyle kapıya yaslanmış,tuvalet aynasının önünde elindeki kolyeyle cebelleşen annesine gülümseyerek baktı. Her haliyle güzeldi annesi. Menekşe gözlerini ,altın sarısı saçlarını annesinden almıştı Ediz. Yanaklarından öperek;saçlarını eliyle omzuna atıp kolyeyi annesinin boynuna taktı nazikçe.

"Çok yakıştı sana. Yeni mi bu?"

"Geçen sene baban doğum günümde almıştı, hatırlamadın mı? "dedi annesi aynadan bakarken.

"Hatırlamadım ama çok zarifmiş size de çok yakıştı Mine Hanım." Muzipçe gülüyor ve annesinin güzelliğini süzüyordu bir taraftan.

"Bilirsin baban hep çok zevkliydi. Özel günleri asla atlamazdı."

Annesinin ruh halinin değişmesine izin vermeden çıkmak istiyordu. "Hadi çıkalım Mine Hanım. Hazırsınız artık herhalde." Elinden tutup annesini  kaldırdı.

"Hazırım hazırım, ayakkabılarımı kıyafet odasından alıp geliyorum ."

Mine hanım odadan çıkar çıkmaz telefonun ışığı yanıp sönünce normalde Ediz'in asla yapmadığı bir şey olmasına rağmen telefonu alıp mesajın kimden geldiğine baktı. Ekranda çıkan Basri yazısıyla merak ve endişeyle açtı mesajı.

Basri: Mine mesajlarımı aramalarımı görmezden gelme! Son kez uyarıyorum seni! Evine dön! Pişman olacaksın! Beni bırakamazsın sen. Sana son bir şans veriyorum. Ya bu gece eve gelirsin ya da gelip seni zorla alırım.

Ediz'in okuduğu mesajla zaten var olan endişesi artarken, bir taraftan da annesinin  arama ve mesajlardan ona bahsetmemesine içerlemişti. Tamam annesinin onu düşündüğünü, daha fazla yıpranmasını istemediğini anlayabiliyordu fakat bu saklanacak bir mesele değildi Ediz'in gözünde.Kim bilir ne zamandır tehditvari iletişim kuruyordu babası annesiyle. Aceleyle mesajı silerek, fark ettirmeden telefonu yerine koydu.

Tüm zerafeti ve güzelliğiyle içeri giren annesini süzdü Ediz uzunca.
"Sizin gibi güzel bir hanımefendiye eşlik etmekten onur duyarım."diyerek içini saran endişe bulutlarının aksine içten bir gülümseme sundu annesine.

Bahçeye çıkıp korumalar eşliğinde arabaya bindiler."Anne benim adamlara önemli bir şey söylemem gerek sen bekle hemen geliyorum. "

Annesinin duymayacağına emin olduktan sonra bir kaç adamı yanına çağırıp talimat verdi."Güvenliği arttırmamız lazım, yanınıza iki üç adam daha alın bu gece, babam gelebilir teyakkuzda olun. "

Yüzüne yansıyan korku ve endişe babasını tanıdığındandı Ediz'in. Gelip alacağım diyorsa,annesini tereddütsüz almaya gelecekti. Bu geceyi berbat edecek tek bir şey yaşamak ve duymak istemiyordu. Çelebi'ye haber verip , mahalleliden de yardım istenebilirdi belki fakat onu da endişelendirip işi büyütme taraftarı değildi.

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin