37.Bölüm

3.3K 269 158
                                    

Çelebi'nin gözlerinin içine umutla bakarak konuşmasını bitirdi,onun için verdiği bu mücadeleyi ve haftalardır bugün için uğraştığını anlayarak bu küslüğü bitirmesini dileyerek baktı zeytin gözlerine.

Elleri saçlarında gergince koltuktan kalkan Çelebi, düşüncelerinde boğulurken Ediz'in üzgün bakışları altında salonda gezinip duruyordu.

Ediz, vereceği tepkiye aldırmadan haftalardır kokusuna hasret kaldığı Çelebi'yi arkadan sarıverince, esmer adam odanın ortasında öylece kala kaldı.

Ellerini karnında kenetledi."Çelebi seni çok özledim. " Kalbi göğüs kafesini hızla dövüyordu.

Çelebi ne diyeceğini bilemez halde baştan aşağı gerilen bedenini Ediz'e doğru çevirdi. İzlemekten asla bıkmayacağı menekşe gözlerinin içine baktı. Sarışının sıcak nefesi yüzünü yalayıp geçiyordu. "Ben de seni çok özledim." dedi bir çırpıda.

Ediz uzanıp dudaklarını öpecekken geri aniden çekildi.

"Dur, Ediz! Tamam özledim seni, bunu inkar edemem ama hızlı gidip yeniden duvara toslamak istemiyorum." İşte bu beklemedikti Ediz için. Kalbine bir ağırlık gelip oturmuştu adeta.

Çelebi, Ediz'in anlattığı herşeyi can kulağıyla, gözünü kırpmadan dinlemişti. Yıllardır gördüğü baskıya rağmen sonunda kendini bulup babasının karşısına geçebilmesini, kendisi için bunu göze almasını çok değerli bulmuştu ama bunlar hala Çelebi'nin ,Ediz'in gözünde ilk vazgeçilen biri olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Hâlbuki o ne olursa olsun, kim ne derse desin Ediz'den düşünmeden vazgeçmezdi. Ondan da bunu beklerdi.

Aynı şeyi bir daha yapmayacağından, başka bir zorlukta yine korkup kaçmayacağından, ne olursa olsun sırtını ona yaslayacağından emin olmak istiyordu.

Sadece biraz daha Ediz'in peşinden koştuğunu, pes edip etmeyeceğini test etmek istiyordu. Haftalardır boğulduğu sıkıntılar, terkedilmişlik ruh hali aklına gelince, buna hakkının olduğunu düşünüyordu esmer adam.

"Yapma gözünü seveyim. Eziyet etme ikimize. Niye yokuşa sürüyorsun. Anlattım sana. " dedi Ediz buruk ses tonuyla. Haftalardır bugünü beklemiş, bu an için sabretmişken aldığı cevapla sarsıldığını hissediyordu.

"Bana mücadeleni anlattın ben de seninle gurur duyuyorum ama içimdeki kırıklık öyle heme geçmiyor. Sen bana hiçbir şey söylemeden çekip gittin. Tekrar güvenmem için zaman lazım, yeniden bırakıp gitmeyeceğine inandırman lazım beni! Bu sefer hızlı gitmek istemiyorum. " Ediz'in kırıklığını gözlerinden okuyordu, içi eziliyordu ama başka türlüsü de elinden gelmiyordu.

"Hızlı mı? Neredeyse iki aydır ayrı kaldık Çelebi, gözünü seveyim ya! "

Çelebi'ye yaklaşarak mavilerini, siyah derin gözlü adama dikti." İzin ver bu gece yanında kalayım.Nefes almam lazım. Dinlenmem lazım ne olur? "

Saçlarına ,tenine dokunmak için can atan ellerine, dudaklarına kapanmak delice öpmek için yanan dudaklarına, izin ver diye bağıran mahsun bakan gözlerine rağmen "Hayır " dedi Çelebi. Sesi kısık ve kararsız çıkıyordu.

"Hayır Ediz... Bu gece değil. Hemen değil."

Ediz hayal kırıklığı ve biraz da öfkeyle bakışlarını ayaklarına indirdi. "Tamam Çelebi sen nasıl istiyorsan öyle olsun."

Kapıya doğru sarsak adımlarla yürüdü. "Ben gideyim o zaman. Görüşürüz. Yani istersen eğer...Ben beklerim aramanı."  Kapıyı çekip çıkarken yaşadığı zor geçen haftaları düşündü. Ne yaparsa yapsın sonunda kaybeden olmak artık dayanılmaz geliyordu ona.

Tek Tabanca(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin