8.BÖLÜM - SİTE

105 7 0
                                    

Cinayet Büro Amirliğinin siyah renkli ekip otosunun şoför mahallinde oturan Tahsin Komiser ile ön yolcu koltuğunda oturan Ayla Komiser sessizlik içinde gidiyorlardı.

Öğlenki toplantıdan sonra Ayla komiser Adli tıpla görüşüp akşamki otopsiye katılacağını bildirirken Tahsin Komiser Cinayet Büro Amirliğinin yazıcılarından Polis Memuru Murat'ı aramış ve Pınar UYANIK'ın telefon, e-posta ve banka dökümlerinin alınabilmesi için Mahkeme kararı çıkarmasını istemişti. Sonra aynı sahada çalışacakları için maktülün ikameti olan Sarmaşık sitesine birlikte gitmeye karar vermişlerdi.

Siyah renkli ekip otosunun kaloriferlerinden adeta ninni gibi yayılan sıcak hava dalgaları ikisini de mayıştırmıştı. Bir süre daha bu şekilde devam ederse, gözlerinin aninden kapanabileceğini hisseden Ayla Komiser uzandı ve ön panelin üzerindeki düğmelerden bir tanesine dokundu. Hafif bir vınlama sesi ile yan cam yarısına kadar indi. Suratına çarpan soğuk hava ile irkilen Tahsin Komiserse sesini çıkarmadı. Çünkü Ayla'yı anlayabiliyordu ve kendisinin de uyumak üzere olduğunun farkındaydı. O da uzandı ve kalorifer düğmesini sıfıra getirdi.

Ayla Komiserin bakışları kısa bir an, Tahsin Komiserin vites kolu üzerinde duran ve yüzük olması gereken sağ eline takıldı. Yüzüğün soluk izi hala durduğuna göre yeni çıkarmış olmalıydı. Bu sabah olay yerindeki asabi hallerini hatırlayınca nişanlısı Asuman ile aralarında bir sorun olduğunu düşündü. Biran bu konuya dahil olmak istemesede dayanamadı:

"Tahsin, Asuman ile aranız bu aralar pekiyi değil sanırım?"

Anında bu soruyu sorduğuna pişman oldu. Çünkü aklına, az önce gelmeyen bir ihtimal gelmişti. Bu sorusunu Tahsin yanlış anlayabilirdi. Yani, Tahsin'in nişanlı olup olmaması ya da bir sevgilisinin olması onu neden ilgilendirsindi? Tahsin'e göz ucu ile baktı. Uzun boyu, dalgalı sarı saçları, ela gözleri ile yakışıklı bir adamdı. 'Yok, artık. Kadın gibi titiz bir adam ile ben... asla öyle bir şey olamaz.' Diye düşündü ve daha açılmadan konuyu kapatmak için:

"Yani, istersen konuşmaya bilirsin Tahsin. Merak ettiğim için değil, muhabbet açılsın diye sordum."

Tahsin Komiser kısa bir an tereddüt etti. Asuman hakkında konuşmak istemiyordu ama konuştu:

"Asuman ile dün akşam ayrıldık. Nişanı attım."

"Yapma ya, üzüldüm be Tahsin. Çok mutlu görünüyordunuz?" Bu bir gerçeği dile getirme değildi. Bir soruydu. Meraklının teki gibi görünmemek adına dolaylı yoldan neden ayrıldıklarını sormuş oluyordu. Yüzünü ekşiten Tahsin Komiser:

"Evet çok mutluyduk ama mesleğim aramıza kapanmaz bir uçurum gibi girdi. Dün akşam Asuman bana iki seçenek sundu. Ya onu ya da polisliği seçecekmişim."

"Anlıyorum. Sende mesleğini seçtin."

"Öyle ve pişmanda değilim. Eğer Asuman beni hakikaten sevmiş olsaydı beni anlardı."

"Haklısın."

Bir süre sessizlik içerisinde yolculuk ettiler. Tahsin Komiser göz ucu ile Ayla Komisere baktı. Siyah saçları, siyah gözleri, beyaz teni ve kadınsı hatları ile hoş bir kızdı. Bu anda arkadaki siyah renkli jip kornasını peş peşe çaldı. Kafasını camdan uzatan Ayla Komiser: "Ananın karnında 9 ay nasıl durdun pezeveng!" Diye bağırdı ve Tahsin Komiser gülümsedi. 'Yok artık, erkek gibi kadın ile ben, üstelik pasaklının teki...' Diye düşündü ve sessizlik içinde yollarına devam ettiler.

Şarmaşık sitesi ile gece kondu mahallesi arasında kalan iki yanı ormanlık toprak yolu kullanıyorlardı. Sitenin girişine geldikleri vakit sağ taraftaki geniş kulübeden genç bir adam çıktı. Kulübe kapısının arızalı olduğu anlaşılıyordu. Çünkü genç adam kapamak için arkasına döndü ve iki eliyle birden sertçe kapıya abandı. Bu esnada genç adamın, yakaları yanaklarına çıkan siyah parkesinin arkasında yazlı Güvenlik ibaresi, bir görünüp bir kaybolan güneşin ışıkları altında parıldamıştı.

İKİ BEDEN BİR KALP(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin