İstanbul Üniversitesi B Blok üçüncü kat koridorunda 'Öğrt. Gör. Prof. Nesrin BALDAĞI' yazılı tabelanın ait olduğu krem renkli kapının açıldığı minik odada, duvarları çeviren kitapların arasında, cam masanın ardında oturan Nesrin Hanımın dalgın gözleri pencereden dışarı bakıyordu.
Üniversitenin bahçesinde, sarı renkli bir iş makinası dün akşam yağan kararı kürüyordu. Sınıflar, koridorlar, bahçe sessizlik içindeydi. Dün akşamki yoğun kar yağışından dolayı okullara 1 gün ara verilmişti ama o evinde yalnız başına oturmaktansa odasına gelip kitapları, araştırmaları arasında kaybolup gitmek istemişti.
Olmamıştı. Bir saat önce kendini ne kitaplara nede araştırma yazılarına veremeyeceğine emin olunca deri sandalyesini pencereye doğru çevirmiş ve bahçeyi izlerken düşünceleri arasında kaybolup gitmişti.
Bu soğuk günde, evinin sıcağında oturmuş sevdiği adamla sevişmek, muhabbet etmek isterdi. Yalnızlığı hep bu kış günlerinde daha çok hissedirdi.
Yıllar önce şişmanlığı onu insanlardan uzaklaştırmıştı. Bu güzel vücuda sahip olduktan sonra da geri aralarına dönmek mümkün olmamış kendini kitaplarına, işine vermişti ve bu hayatından kış günleri hariç hep mutlu olmuştu. Yine de bir eşinin, çocuklarının olmasını isterdi ama Hatice pisliği bütün bunları ondan çalmıştı. Geçen gün iyiki ona Murtaza ile ilişkileri olduğunu söylemişti. Oh olsundu ona, şimdi için için kendisini yiyip bitirsindi bakalım.
İstanbul Üniversitesi B Blok üçüncü kat koridorunda 'Öğrt. Gör. Prof. Nesrin BALDAĞI' yazan tabelanın ait olduğu krem renkli kapı iki kez tıklatıldı. İrkilerek düşüncelerinden sıyrılan Nesrin Hanım sandalyesini cam masaya doğru çevirdi. Tatil gününde kimdi bu acaba?
"Giriniz." Krem renkli kapı sesizce açıldı ve Profesör aralıkta göründü. Gülümseyerek koltuğundan kaltı Nesrin Hanım:
"Murtaza hoşgeldin." Hatice pisliğine söylediği yalan yoksa gerçek mi olacaktı? Murtaza'yı bugün burada beklemiyordu. Acaba burada olduğunu nereden biliyordu:
"Hoşbulduk Nesrin Hanım." Diyen Profesör krem renkli kapıyı kapattı ve Nesin Hanımla cam masanın üzerinden tokalaşırken:
"Kusura bakma böyle haber vermeden seni rahatsız ediyorum."
"Ne kusuru Murtaza biz eski okul arkadaşı sayılırız. Şu hanımı falanda bırak canım. Nesrin demen yeterli. Otursana." Oturdular. Nesrin Hanım:
"Burada olduğumu nasıl bildin Murtaza. Yoksa kar tatilinden haberin mi yoktu?"
"Hayır Nesrin Hanım. Cep telefonunuzdan ulaşmak istedim ama cevap alamadım. Üniversitenin güvenliği ile görüşünce burada olduğunu söylediler." Kaşları çatıltı Nesrin Hanımın:
"Ama benim telefonum çalmadı. Dur bir dakika." Beyaz renkli etajarın en üst çekmecesinden mavi renkli çantasını çıkardı. Elini sokup bir iki karıştırdı. Eli çantasının içinde telaşlı gözleri ile profesöre baktı:
"Yok ama burada olması gerekiyordu. Düşürmüş..." Gözlerini kıstı ve elini çantasından çıkardı:
"Ah tabiya bende kafamı kaldı. Bu sabah ekran titrediği için telefonu tamire bırakmıştım. Kusura bakma Murtaza." Profesör gülümsedi. Nesrin Hanım:
"İçecek bişeyler ikram etmek istedim Murtaza ama tatil olduğu için çay ocağıda çalışmıyor ama biraz beklersen benim küçük su ısıtıcımla birer kahve hazırlayabilirim."
"Teşekkürler Nesrin Hanım fazla vaktim yok. Sizinle bir konu hakkında konuşup gideceğim." Nesrin Hanım deri koltuğuna yaslandı. Acaba ilanı aşk yapıp hemen gidecek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ BEDEN BİR KALP(TAMAMLANDI)
Roman d'amourMerak uyandırıcı, aşkı tattıran bir hikaye sizlerle...