Dikiz aynasında gördüğü kahverengi iki gözün bacaklarına baktığını biliyor ve beğenilmek, arzulanmak hissinden adeta maddi bir zevk alıyordu. Uzun yıllar boyunca şişman bir bedenin içinde alaylı, tiksinen ya da küçümseyen gözlere muhattap olmanın acısını bu soğuk kış gününde giydiği mini etekle çıkartıyordu. Vücudundan utanmayalı onu sergilemekten haz alalı neredeyse 10 sene olmuştu ama hala anı duygular, hisler içindeydi.
Bakışlarını yan cama çevirdi ve akıp giden İstanbul'a bakarken 'Ah Murtaza ah.' Diye iç sesiyle kederlendi. 35 seneden fazla bir zaman olmuştu ama onu hiç unutamamıştı. Ender Çalık Anadolu Lisesinde onu ilk gördüğü an aradan geçen uzun yıllara rağmen bir dondurucuda muhafaza edilmiş gibi bozulmadan hala hafızasında duruyordu.
Ender Çalık Anadolu Lisesinde birinci sınıfa başladığı için çok heyecanlıydı ama Hatice, kardeşi gibi sevdiği o lanet kız yanında olduğu için hiç korkmamış, arkadaşsız yalnız başıma kalırım diye endişeye hiç düşmemişti. Okulun ilk günü el ele tutuşarak Ender Çalık Anadolu Lisesine doğru liseli olmanın heyecanlarını, beklentilerini konuşarak yürümüşlerdi. Kalabalık okul bahçesini gördüklerinde ikisininde heyecanı artmış, birbirlerinin ellerini sıkarak bahçeye girmişlerdi.
Okulun ilk haftası onu hiç unutmadığı büyük aşkı Murtaza'yı görmüştü. Kara bulutların gökyüzünü kuşattığı o gün teneffüs bitmiş sınıflarına geçmişlerdi. O mavi gözlü, sarı saçlı iğrenç Hatice ile paylaştıkları sıralarında oturmuş teneffüs bitim zili ile yarım kalan muhabbetlerine devam ederlerken Murtaza sınıfa girmişti.
Ela gözleri, geniş omuzları, yana taralı kumral saçları ile ne kadarda yakışıklı görünüyordu. Murtaza sınıftayken Nesrin gözünü ondan hiç alamamıştı. Hatice olacak şerefsiz kızın omzuna dürtüp 'Nesrin ne oldu? İyi misin?' Sorusuna 'Harikayım.' Cevabını vermiş ve tam bu anda sınıftan çıkan Murtaza dönüp ona gülümsemişti. 'Bana gülümsedi Hatice!' Demişti heyecanla ve o pislik Hatice'ye mutlulukla sarılmıştı:
"Hanım efendi Talat Tüten Bulvarı'nda bu sabah yol çalışması vardı. TEM yolundan gitmemin sizce bir sakıncası olur mu?"
Taksicinin sesi anılarından onu çekip çıkarmıştı:
"Sorun değil beyefendi. Size söylediğim adrese geç varmayın yeter."
"Merak etmeyin hanım efendi."
Bakışlarını yeniden yan cama çevirdi. Kırmızı ışıkta durdukları için yanlarında duran beyaz renkli otomobilin arka kısmını görüyordu. Arkada çocuk koltuğuna sıkıca bağlanmış iki yaşlarında olduğunu düşündüğü sarı saçlı bir erkek çocuğu elindeki Batman oyuncağı ile Superman oyuncağını birbirine çarparak dövüştürüyordu.
Motor sesleri yükselirken Nesrin Hanım gülümsedi. 'O içten pazarlıklı pislik Hatice hainlik etmeseydi benimde çocuklarım olmuş olacaktı.' Diye düşündü ve yan camdan gördüğü İstanbul kaybolmaya, geçmişin anıları canlanmaya başladı.
Ender Çalık Anadolu Lisenin ilk dönemi çok mutlu geçmişti. Hain Hatice ile yeni birçok arkadaş edinmişlerdi ve yeni öğretmenlerinin bazıları hariç diğer hepsine ısınmış ve sevmişlerdi. Sabahtan öğlenden sona üçe kadar pislik Hatice, arkadaşları ve öğretmenleri ile vaktin nasıl geçtiğini anlamazken, okuldan sonra ya pislik Hatice'nin yada kendi babaannesinin evinde yemeklerini yer akşam yatana kadar birlikte vakit geçirirlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ BEDEN BİR KALP(TAMAMLANDI)
RomanceMerak uyandırıcı, aşkı tattıran bir hikaye sizlerle...