Kapı zili ikisinide geçmişin acılarla dolu anılarından çıkardı. Hatice Hanımın ellleri arasındaki eline öpücük kondurup nazikçe yatağın üzerine bırakan Profesör:
"Ayla ve Tahsin gelmiş olmalı Hatice'm." Dedi ve yeşil renkli koltuğundan kalkarak dış kapıyı vardı. Dürbünden bakınca kimseyi göremedi ve aşağı apartman kapısını açan düğmeye bastı.
Zıttt. Sesi ile aşağıdaki demir kapının kilidi açıldı ve Tahsin Komiser kapıyı iterek açtı:
"Önden hanımlar." Gülümseyen Ayla Komiser apartmana girdi. Peşinden içeri giren Tahsin Komiser montunun cebinden çıkardığı dezenfektanı eline dökmek üzere kapağını açarken parmakları arasından kayıp gitti. Kaşları çatıldı Tahsin Komiserin:
"Ayla ne yapıyorsun? Lütfen geri verir misin?" Dezenfektanı yere atan Ayla Komiser ayağını kaldırdı. Tahsin Komiser:
"Dur yapma." Dedi ama siyah botun altında kalan Dezenfektan şişesi etrafına sıçrayarak parçalandı. Ayla Komiser:
"Bir yerden başlaman gerekiyordu Tahsin."
"Ama Ayla, sencede bu insafsızlık olmadı mı?" Tiksinir gibi kapıya baktı:
"Kimbilir bugün bu kapıya kaç kişi dokumuştur." Gözlerini deviren Ayla Komiser:
"Bak." Dedi ve elini kapıya iyice bir sürdü. Sonrada avuç içini yaladı:
"Bak gördün mü hiç bir şey olmuyor." Tahsin Komiser gülümsedi:
"Tamam. Senin için dayanmaya çalışacağım ama şimdiden söyleyeyim sofraya ellerimi yıkamadan asla oturmam."
"Sanırım o kadarda pis olmana gerek yok." Gülümsediler ve merdivenlerden yukarı çıktılar. Kapıyı açan Profesör:
"Hoşgeldiniz çocuklar." İçeri girdiler. Masayı, pastayı sonrada pastanın önünde durduğu küçük kızın çerçeve içersindeki resmini görünce ikiside üzüldüler. Hatice Hanımın elini öpüp, kısaca hatırını sorduktan sonra masaya geçtiler. Profesör:
"Tekrardan hoşgeldiniz çocuklar. Hatice'mle bizi bu günümüzde yalnız bırakmadığınız için çok mutlu olduk." Ayla Komiser:
"Asıl biz mutlu olduk amirim." Tahsin Komiser:
"Ayla haklı komiserim. Böyle özel bir güne bizi de davet etmenizle onur duyduk." Gülümseyen Profesör:
"Sizleride çocuklarım gibi seviyorum evlatlar. İnsan acısınıda, mutluluğunu da sevdikleri ile paylaşmak ister. Bu arada Tahsin evladım belki bu durum senin biraz garibine gitmiş olabilir ama Hatice'm ile kızımız Aslı'yı çok severdik. Her sene bu yüzden minik bir doğum günü kutlaması yaparak kızımızı anarız. Ayla Kızım daha önce de davetli olduğu için belki sana bahsetmiştir."
"Ayla biraz bahsetmişti amirim ve sizi çok iyi anlıyorum. Babamın ölümünden sonra her babalar gününde onun mezarına gider ve bir demet çiçek bırakırım." Ayla Komiser:
"Bende anne ve babamın evlilik yıldönümlerinde Vehbi babanın balık lokantasına giderim. Annem ve babam sağken her yıldönümlerinde o lokantaya hep birlikte giderdik." Profesör:
"O zaman Tahsin evladım sen bardaklarımızı doldur. Ayla Kızım sende pastayı keserken bende pikaba Hatice'm ile bizim en sevdiğiniz plağı yerleştireyim."
***
Elindeki mum ile pijama takımlarını giyinmiş Profesörün salona girmesiyle duvarlarda gölge oyunları başladı. Yeşil koltuğuna oturan Profesör, su bardağı içinde duran mumu koltuk başına bıraktı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ BEDEN BİR KALP(TAMAMLANDI)
RomantizmMerak uyandırıcı, aşkı tattıran bir hikaye sizlerle...