"Ezgi biliyor musun, sonsuza kadar yalnız kalacaksın." dedi bana öldürücü bir bakış atarak.Gözlerimi devirdim. "Sevgiliye ihtiyacım yok, Dicle. Ayrıca neden tanımadığım birisiyle randevuya çıkayım ki?" dedim sıkıldığımı belli edercesine nefesimi vererek.
"Sadece en yakın arkadaşımın bir kerecik bile olsa sevgilisi olduğunu görüp ölmek istiyorsam?" dedi sevimli bir şekilde bana bakmaya çalışarak.
"En yakın arkadaşın sonsuza kadar yalnız kalmak istiyorsa?" dedim bakışlarımı bahçede dolaşan öğrencilere çevirerek.
"Ama yalnız olmayacaksın ki beraber çift randevusuna çıkacağız." dedi dudak büzerek.
"Noyan'ı kıskandırmak için sence de en garip yol değil mi?" dedim sıkılgan bir sesle.
"Noyan mı?" dedi histerik bir şekilde gülerek. "Kıskanması sence umrumda mı?" dedi kibirli bir tavırda. "Tabiki değil." dedi kendini cevaplayarak.
"Eminim öyledir." dedim baygın bir şekilde ona bakarak.
"Beraber gidiyoruz, değil mi?" dedi omzuyla omzuma vurarak.
"Hayır." dedim bakışlarımı gökyüzüne çevirerek. "Beste'yle git." diye bir öneri sundum.
"Gerçekten inatçısın." dedi başını onaylamaz bir şekilde sallayarak.
"Öyleyimdir." dedim dil çıkararak.
"Gelmediğin için çok pişman olacaksın. Randevuya çıkacağın kişi çok yakışıklıydı." dedi burun kıvırarak.
Kendime engel olamayarak güldüm. Sevgilim zaten yakışıklıydı. Başka yakışıklı bir erkeğe neden ihtiyacım olacaktı ki?
Dünkü anılar zihnime dolunca utançla kızardığımı hissettim. Gece boyunca heyecandan uyuyamamıştım. Aras ile resmi olarak sevgiliydik. Bu bana halen garip geliyordu. Onu gördüğümde nasıl davranmalıydım? Aslında bugün okula gelmemeyi bile düşünmüştüm. Kendimi yorganımın altında saklamak istiyordum. Çünkü bu utanç duygusuyla ne yapacağımı bilmiyordum.
"İyi insan lafın üstüne gelirmiş." diye mırıldandı Dicle. Bakışlarımı ona çevirdiğimde okul kapısına doğru baktığını fark ettim. Ben de bakışlarımı aynı yöne çevirdiğimde önce Noyan dikkatimi çekti. Ardından yanındaki kişilere kaydı bakışlarım. Kalp atışlarım yavaştan hızını artırmaya başlayınca derin bir nefes aldım.
Hadi ama Ezgi! O her zaman ki Sarışın. Sadece şuan tek bir fark var. O Sarışın, senin sevgilin. Bu heyecan yapman için bir sebep mi?
Sevgilin...
Zihnimde bu kelime dönüp dururken heyecan yapmamam nasıl mümkün olabilirdi?
Aras'ın mavilikleri beni bulduğunda yanaklarımın kızardığını hissettim. O benim aksime oldukça rahat görünüyordu.
Mete beni gördüğünde gülerek yanıma doğru hızlı adımlarla geldi. Mete ile son iki aydır yakın arkadaş olmuştuk. Gittiği yabancı dil kursunda bir kıza aşık olmuş. Ve bunu beni her gördüğünde anlatıyordu. Aras ve diğerlerinin onun aşk hayatı ile ilgilenmediğini söylüyordu. Bu yüzden kurbanı olarak beni seçmişti.
"Naber kız?"
Bankta yanıma oturmak için kıçıyla beni ittirince omzuna sert sayılmayan bir yumruk attım.
Gülerek kolunu omzuma attı.
"Kıvırcık yarimle yeni maceramızı dinlemeye ne dersin? Çok ekşınlı şeyler yaşadık." derken yüzünde muzur bir gülüş vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARIŞIN
Teen FictionHer şeyin başladığı bir dönüm noktası vardır. Ve bir şekilde bu dönüm noktası bir noktada sonlanır. Benim hikayemin de bir dönüm noktası varmış aslında. Hemde farkında bile olmadan hayatıma giren bir sarışınla. Peki benim hikayem ne zaman bir son...