Aras'tan ayrıldıktan sonra eve gelmiştim. Annemler evde yoktu. Bu yüzden erken uyumuştum.Sabahın erken saatlerinde uyandığım da kendimi çok fazla yorgun hissediyordum. Yorgunluğuma bir neden bulamıyordum. Sadece daha fazla uyumak ve kendimi bir takım düşüncelerden uzak tutmak istiyordum. Henüz olayları sindiremiyordum. Böyle bir olayın, böyle bir yıkıntının başıma geleceğini düşünemezdim. Tıpkı aşık olduğum gerçeğini kabullenemem gibi...
Aşık olmak, hastalık gibi bir his. Bir insanın, bir insana fiziksel zarar vermeden yaraladığı bir durum.
Bu hastalıklı duygudan kendimi arındıramıyordum. Bu acı ile nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. Onun başka bir kızla olma fikri bile beni deli ediyordu. Onun başka birisi için heyecanlanması, kalbinin o kişi için hızlanması... Bu kendimi daha kötü hissetmemi sağlıyordu.
Kendimi yatağıma sırt üstü attıktan sonra gözlerimi yumdum. Zihnimde onun can alıcı sonbaharı anımsatan kahverengi gözleri canlanıyordu.
Onun hayali siluetini elimle kovmaya çalıştım. Kesinlikle deliriyordum. Dün o anın şokundan bir çok duyguyu aynı anda yaşıyordum. Fakat şuan tek bir duygu ağır basıyordu. Kalbim, tarifsiz bir acıya mahkum olmuştu.
Esin... Uzun zaman boyunca duymak bile istemediğim bir isimdi...
"Esin, hadi uyan kızım. Sabah oldu." annemin sesi kulaklarımı doldurduğu o an çığlık atmak istedim. Esin ismini duymak istemiyordum! Yastıkla kulaklarıma baskı yaptım. O ismi duymak istemiyordum.
"Uyan hadi, Esin! Bak geç kalacaksın okuluna."
"Ah!" çığlık atarak yatakta tepinmeye başlamıştım. Daha fazla Esin ismine maruz kalmak istemiyordum.
Aniden odamın kapısı açıldı. "Kızım deli misin sen? Ne diye ciyak ciyak bağırıyorsun? Madem uyanmışsın gel kahvaltı hazırlamama yardım et." dedi annem.
Uyuşuk bir şekilde yastığı kafamdan uzaklaştırdıktan sonra anneme doğru döndüm. "Benim kalkmaya bile halim yok anne. Bugünlük beni pas geç." dedim elimi savurarak. Tekrar kafamı yatak ile buluşturduğumda annemin sinirli sesini işittim.
"Bak Ezgi beni sinir etme. Çabuk kalk şu yataktan! Kocaman kız oldun hala yatıyorsun. Gel çabuk bana yardım et!"
"Banane ya ablam yardım etsin. Evdeki en büyük kızın ben değilim!" dedim atarlı sesimle. Şurda ağız tadıyla depresyona bile giremiyordum. Bu benim ilk depresyonumdu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARIŞIN
Novela JuvenilHer şeyin başladığı bir dönüm noktası vardır. Ve bir şekilde bu dönüm noktası bir noktada sonlanır. Benim hikayemin de bir dönüm noktası varmış aslında. Hemde farkında bile olmadan hayatıma giren bir sarışınla. Peki benim hikayem ne zaman bir son...