Bölüm 8

286 107 52
                                    

Multi: Aras ve Ezgi temsili olsun 😹

Afallamış bir ifadeyle "Bunu hiç düşünmedim aslında." dedi.

Beste'nin düşüncesine güvenip neden bunu sormuştum ki şimdi? Yüz ifadesine baktığımda bile sorumdan zerre etkilenmediğini anlamıştım. Erkekleri etkileme konusunda hiçbir bilgim yoktu.

Gözlerim saate kayınca birden telaşla ayağa kalktım. "Saat geç olmuş bir yere gitmeliyim." dedim koltuktaki çantamı alarak.

"Öyle mi?" bu ani tepkime şaşırmış gibiydi.

"Bu arada zamanımın olduğu bir gün şemsiyenizi getireceğim." dedim kapıya ilerleyerek.

"Sorun olmadığını söylemiştim." dedi tebessüm ederek.

"Biliyorum." dedim bende gülümseyerek. Elim kapı kulpuna gittiğinde son kez ona dönüp "Görüşürüz." dedim.

Ve o da ikinci karşılaşmamızı sona erdiren o sözleri söyledi. "Görüşürüz."

        **********

Hayat, tuhaf anıları, tuhaf karşılaşmaları, tuhaf hisleri ve tuhaf insanları barındırıyordu.

Benim hayatımda sayamayacağım kadar tuhaf şeyler vardı. Hem de çocukluğumdan beri. Aslında benim her anım tuhaflıklarla doluydu.

Binamıza yaklaştığımda yine yüzümde o aptal gülümseme vardı. Sanırım ondan gerçekten hoşlanıyordum. Henüz ona hislerimi aşka yoramazdım. Çünkü aşkın bile daha ne olduğunu bilmiyordum.

Binamızın önüne geldiğimde bisikletimi bahçemizdeki demire sabitledim. Ellerimle saçlarımı dağıtıp arkamı döndüğümde Aras'ı görmemle irkildim. Yine neden gelmişti?

"Evimi nereden öğrendin? Yine bir arkadaşından mı öğrenmesini istedin?" dedim sinirle. Benimle ve benim hayatımla ilgilenmesini istemiyordum. Talihsiz bir geçmişimiz vardı. Kabul ediyordum. Fakat bu her an onu görmem gerektiği anlamına gelmiyordu.

Ellerini cebine koyduktan sonra bana onaylamaz bir bakış attı. "Bu kadar düz düşünceli olabileceğini düşünmemiştim tombiş." sesinde büyük hayal kırıklığı vardı.

"Buraya parktaki gibi bana laf sokmaya mı geldin yoksa?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Sürekli aptalca sebepler sunması canımı sıkıyordu.

"Onun intikamını alacağını düşünmüştüm elbette." dedi sanki kendine söylermiş gibi. Sonra bakışlarını bana sabitledi. "Aslında burayı Akay'dan öğrendim. Sipariş verdiği yeri elbette biliyordu." dedi alnını kaşıyarak. "Ve sana laf sokmak gibi bir niyetim yoktu aslında. Alışkanlık olmuş. Seni her gördüğümde içimden bir ses laf sokmamı söylüyor." konuştukça daha çok batırdığının farkında mıydı?

"Anlattığından tek anladığım şu ki laf sokmak gibi bir niyetin olmasa da buraya laf sokmak için gelmişsin." dedim gözlerimi devirerek. Şu an benim Atalay'la karşılaşmamdan dolayı mutlu olmam gerekmez miydi?

"Aslında olay tam olarak bu değil ama... her neyse. Bugün ki o ödeme konusu." dedi kaşlarını çatarak. Kaşlarına bir an şaşkınlıkla bakmıştım. Bunun sebebi o hep saçmalar ya da gülümserdi. Bu ifadeyi ona hiç yakıştırmamıştım. "Sana ödeyeceğimi söylemiş olmama rağmen nasıl oradan gidersin?" bu konuda tek siniri bozulan kişiyi kendim sanırdım. Fakat o da sinirlenmişti demek.

SARIŞINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin