Bölüm 4

471 125 115
                                    

Multide: Aras var.

Hayatımızda karşılaşmayı dahi ummadığımız insanlar vardır. Benim için de öyle birisi vardı. Aras.

Bir köşeye sıkışıp kalmış hatırlamayı istemediğim anıların gün yüzüne çıkmasını sağlamıştı. Onlar benim en kusurlu anılarımdı.

Aras'la o talihsiz tanışma sonrası orada daha fazla kalmayarak eve gelmiştim. Beste beni sayamayacağım kadar çok aramıştı. Ama cevap verememiştim.

Henüz okula gitmeye kendimi hazır hissetmiyordum. Yeniden o lakabı duymak istemiyordum. Yeniden Aras'la karşılaşmakta istemiyordum.

Bakışlarım saati bulduğunda henüz sabahın 5'i olduğunu fark ettim. Dünden beri gözüme uyku girmemişti. Hepsi Aras'ın suçuydu.

İlkokuldaki kabus gibi günlerime eşlik eden kişilerden birisi de Aras'tı. Kilomdan dolayı ilkokul yıllarımı tombiş lakabıyla geçirmiştim.

Aras o yıllar fazla zayıftı. Onunla saçma çocuk diyaloglarıyla atışırdık. O bana tombiş dedikçe bende ona sıska derdim. 3 yıl aynı sınıfı paylaşmıştık onunla. Ve aniden yurt dışına gittiğinin haberini almıştım.

Onu görmediğim bu 8 yıl boyunca kilo vermek için her yolu denemiştim. Hala zayıf sayılmazdım. Ama eskisi kadar kilolu da sayılmazdım.

Başımı iki yana salladıktan sonra yataktan kalkıp odamın perdesini açtım. Henüz tam anlamıyla hava aydınlanmamıştı. Fakat güzeldi.

Bakışlarım çalışma masama kayınca istemsizce gülümsedim. O günün hatırası olan şemsiye hala bendeydi. Şemsiyeyi görmek bile mutlu ediyordu beni. Bir günlük bir anı da olsa benim için özel bir gün olarak kalacaktı.

İçeriden gelen sesleri duyunca kendime gelebilmiştim. Okula gitmek istemediğimi söylediğim an buna karşı çıkacaklarını bildiğimden üstümü giyinmek üzere dolaba yöneldim.

Üstümü giyindikten sonra saçımı düzleştirdim. Çantama gerekli olan eşyalarımı koyduktan sonra hazırdım. Çantamı omzuma takıp mutfağa yöneldim.

Annem beni fark edince şaşırmıştı. "Bugün erkencisin Ezgi Hanım." dedi gülerek.

"Uyku tutmadı." dedim avucumu çeneme yaslayarak.

"Yine Kore dizisi mi izledin de uyumadın?" dedi kaşlarını çatarak. Keşke o yüzden uyumamış olsaydım!

"Günahımı alıyorsun." dedim başımı olumsuz sallayarak.

"Sanki ne yaptığını bilmiyorum! Üniversite sınavında da sana zaten Kore'yi soracaklar!" gözlerimi devirdikten sonra masadan kalktım. Her gün bu muhabbet evde dönüyordu. Ani ruh değişimlerinden bıkmıştım. Bu halini menopoz dönemine vererek umursamadım.

Dolaptan meyve suyunu aldıktan sonra kapıya yöneldim. Arkamdan annem halen konuşuyordu.

"Kahvaltı yapmadan gitme. Gelde bir şeyler ye." dedi arkamdan abartılı bir şekilde bağırarak.

Arkamı dönüp elimdeki şişe meyve suyunu gösterdim. "İşte kahvaltım."

Annemin tek kelime etmesine fırsat vermeden koşar adım evden çıktım. Derin bir nefes aldıktan sonra. "Başardın!" diye fısıldadım kendime sırıtarak. Kahvaltı yapmak tam anlamıyla zaman kaybıydı!

Beste'yle elbise aldığımız sokağın oradan geçtikten sonra okula en yakın olan sokağa girdim.

Kaldırımda beklerken burasının geçen gün ki o kaldırım olduğunu anlamıştım. Yeşil ışığın yanmasını beklerken etrafa göz attım. Karşı kaldırımda ki mini marketi görünce yüzümde anlamsız bir gülümseme oluşmuştu.

SARIŞINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin