Bölüm 49

23 3 2
                                    


Dicle'den

"Bir americano."

Bakışlarım saatimi bulduğunda iç geçirdim. Neden zaman hızlı geçmiyordu?

"İşte, siparişiniz." dedim gülümseyerek.

Karşımdaki orta yaşlarındaki adam içeceğinden bir yudum aldıktan sonra yüzündeki sert ifade ile bana döndü.

"Bunun americano olduğundan emin misin?" dedi alaycı bir gülüşle.

"Hemen yenisini getireceğim." dedim yeni bir bardak çıkararak.

"İstemez." dedi karşımdaki adam net bir ifadeyle. "Müdürünüzle görüşmek istiyorum." dediğinde panikledim. Bu aylar sonra bulduğum en iyi işti. Bu işi kaybedemezdim.

"Gerçekten özür dilerim. Hemen yenisi ile değiştireceğim." dedim gülümsemeye çalışarak.

"Özürmüş." dedi histerik bir gülüşle. "Bana hemen müdürünüzü çağırın." dedi adam tok bir sesle. Büyütülecek bir durum yoktu. Neden bu kadar olayı büyütüyordu ki?

"Lütfen sakin olun. İsterseniz para iadesi yapabilirim." dedim yüzümdeki gülümsemeyi korumaya çalışarak.

Karşımdaki adam elini tezgaha vurunca yerimden sıçradım. "Sana müdürünüzü çağır dedim, sağır mısın?" diye bağırdı.

Ardından tanıdık bir sesi işittim. "Kız senden özür diledi. Daha fazla uzatma ve siktir git." dedi adamın bileğini sertçe tutarak. Şaşkınlıkla ona baktım.

"N-noyan?" dedim bakışlarım karşımdaki manzaraya tutuklu kalırken.

"Sen de kimsin?" dedi adam bileğini kurtarmaya çalışarak. Noyan hiç oralı olmadı. Adamın üzerine yürümeye devam etti.

"Hala burada mısın?" dedi yüzündeki ruhsuz gülümseme ile. İtiraf etmeliyim şuan korkutucu görünüyordu. "Buradan hemen defol." dedi dişlerinin arasından. Ardından adamı sertçe itti.

Adam korkuyla kapıya doğru ilerlerken "Bir daha karşıma çıkarsan bu kadar nazik davranmam." dedi ve kaçar adımlarla kafeden çıktı.

Noyan adamın arkasından bakarken sinirle tısladı. " Tabi, korkak piç."

"S-senin ne işin var burada?" dedim üzerimdeki şaşkınlığı atmaya çalışarak.

"Sana beni beklemeni söylemiştim." dedi yüzündeki o soğuk ifadeyle. Bakışlarımı kaçırdım. Beni nasıl bulmuştu?

"İş yerime gelip böyle kargaşa çıkartamazsın." dedim sinirli gözükmeye çalışarak. Ne kadar başarılıydım emin değildim.

"Burada olmasaydım o piçle nasıl baş etmeyi düşünüyordun?" dedi dişlerinin arasından konuşarak.

"Ben gayet iyi idare ediyordum." dedim kendimi savunmaya çalışarak. Tamam belki idare edemiyordum. Ama buraya gelip kargaşaya neden olmasını da istemiyordum.

"Tabi, iyi idare ediyordun." dedi alaycı ifadesiyle.

"Sen beni nasıl buldun?" dedim merakla. Gerçekten beni nasıl bulmuştu?

"Yoldan geçerken seni gördüm." dedi etrafına bakınarak.

"Yalancı." dedim yüzümdeki gülümsemeyi gizlemeye çalışarak. Beni takip etmişti!

"Sana tesadüfen gördüğümü söyledim." dedi yüzüme boş bir ifadeyle bakarak.

"Tabi, canım." dedim yalanını anladığımı belli etmeye çalışarak.

SARIŞINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin