Şarkılar:
Hurts Like Hell - Fleurie
Is This the Life I Chose - Aaryan Shah
The Calling (EPIX Remix) - The RigsKüçükken hayaller kurardım. Basit ve masum hayallerdi bunlar. Annemin beni sevmesi, bana şefkat göstermesi ve başımı okşarken beni bir kerecik de olsa canım kızım diye sevmesi gibi. Elimden tutup beni parka götürmesi gibi. Hiç tanımadığım babamın bir gün gelip beni bulması ve onunla tanışmam gibi. Mutlu olmak, sevilmek gibi.
Hiçbiri gerçek olmadı. Annem beni hiç sevmedi, eli başıma okşamak için değil ya saçımı çekmek ya da kafama vurmak için indi, dudaklarından canım kızım sözcüğü dökülmek yerine bana küfürler ve hakaretler etti. Beni parka hiç götürmedi. Babam hiç gelmedi. Ben aslında hiç mutlu olmadım, hiç sevilmedim.
Büyüdükçe hayal kurmayı bıraktım. Hayaller devamında sadece hayal kırıklığı getiren acılardan ibaret olmuştu çünkü. Hiçbir zaman gerçek olmuyorlardı.
Hayal kurmak istemsizce insanda beklenti de oluşturuyordu. Hayallerinin bir gün gerçekleşebileceği beklentisi. Beklenti çok tehlikeli bir şeydi. İçimizde sinsice oluşan beklenti, hayal kırıklığına uğrayana kadar kendini belli etmezdi. Bir şeyi isterdik, hayal eder umut bağlardık. O şey için çabalardık. İster istemez beklenti oluşurdu.
Sonra bir anda bir şey olur, bütün çabaları süpürür yok ederdi. Hayaller intihar ederken umut çürürdü. Yıkılan ve kırılan beklenti yetim kalan bir çocuk gibi kimsesiz kalır; kocaman, dolmuş gözleriyle ne olduğunu anlamaya çalışırdı. Sonra koca gözlerinden oluk oluk yaşlar dökülmeye başlardı, gözyaşları insanın kalbine damlardı. Beklenti yıkılınca insanın canı çok yanardı. Bunu kendimden bilirdim. Bu yüzden hiçbir konuda beklentiye girmemeye çalışırdım, hayal kurmayı bırakmıştım.
Yıkılan beklenti, peşinde hayal kırıklığını da sürüklerdi. Hayal kırıklığı, yetim kalan çocuğun kimsesiz olduğunu kavraması kadar acıydı.
İnsanın her şeyin istediği gibi olmayacağını anlamaya başladığı zamanlar cam kırıklarının boğaza saplanması kadar acı vericiydi. Kırıklar bazen küçük yaşta saplanırdı bazılarına, onlar her şeyin farkına çok erken varırdı. Ben onlardandım. Bir de bazıları vardı ki, kırıklar onlara çok geç saplanırdı. Her şeyin farkına çok geç varırlardı. Bu kişiler hem şanslı hem şanssızdılar. Çünkü her istediklerinin olmayacağının farkına geç varmaları sıkıntı ya da zorluk çekmedikleri anlamına gelirdi. Ama geç varmaları da gafil avlandıkları için ayrı bir acı gelirdi onlara. En azından küçük yaşta canın acımaya başlayınca alışıyordun.
Hayal kurmayı bıraktığım zamanlar hiçbir şeyden beklentim olmadığı zamanların başladığı an oldu. Böylece beklentim olmadığı için hayal kırıklığına uğramıyordum. Başıma kötü bir şey geldiğinde şaşırmıyordum çünkü aksini ummuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
General FictionHazal, yaşadığı bir olay üzerine yıllardır zorla tutulduğu yerden kaçmak zorunda kalır. Hiç beklemediği bir anda karşısına çıkan ve bazı şeylerin karşılığında onu koruyabileceğini söyleyen deniz gözlü adam, Hazal'ın hiç tahmin edemeyeceği biri çıkmı...