15. BÖLÜM - KANAYAN YARALAR

1K 34 466
                                    

Şarkılar:

The Still, Cold World (Bonus Track) - Piotr Musiał
En Dibine Kadar - Dedublüman, Mavzer Tabancas

İnsan, bazı gerçeklerden kaçamazdı. Ne kadar isterse istesin, ne kadar denerse denesin.

Gerçekler, insanı en gafil anında avlarlardı. En hazırlıksız olduğu ânı özenle bekler ve hiç acımadan saldırırlardı.

İnsan, kendinden kaçamazdı. Kendi içine hapsolmuşken kendi benliğinden uzaklaşamazdı.

Kendini unutabilirdin, olmadığın birisi gibi davranmaya başlayabilirdin. Ama eninde sonunda kendine geri dönerdin. Ruh değişmezdi ve benliğimizi asıl ruhumuz oluştururdu. Tüm çıkmaz sokaklar, insanın kendisine çıkardı çünkü doğan her insanın hayatı kendi etrafında şekillenirdi.

İnsan, başkalarından kaçamazdı. Tıpkı gerçeklerden kaçamayacağı gibi, tıpkı kendisinden kaçamayacağı gibi.

Bir insandan ne kadar uzaklaşmayı denersek deneyelim, eğer kaderin ağları o ikimizi aynı ipliğe ördülerse elimizden bir şey gelmezdi. Yol, her türlü o insana çıkardı.

İnsan, aslında hiçbir şeyden kaçamazdı. Her şey olacağına varırdı ama aciz bir çabayla bir şeyleri ertelemeye çalışırdık hep. Eğer telefonun öteki ucundan gelen sesin Nevzat'a ait olacağını bilseydim telefonu açmayacağım gibi.

"Hazal..." İğrenç sesi kulaklarıma ulaştığı anda midemin acıyla burkulduğunu hissettim. "Telefonu kapatma Hazal."

Kaçmak istiyordum. Beni kimsenin bulamayacağı yerlere gitmek istiyordum. Ben böyle bir hayat istemiyordum, yeraltının kanlı gökyüzünü görmek, karanlık sokaklarında gezmek istemiyordum. Ben, bu dünyaya ait değildim ama bu dünyadaki insanların eline oyuncak olmuştum.

Sinirlenmek istedim ama içimde açığa çıkan his bambaşkaydı: Korku.

"Aferin," dedi Nevzat telefonu kapatmadığım için, aksine ahizeyi kulağıma dayamıştım. Hafifçe kıkırdayıp sustuğunda bile kıkırdamasının sesi zihnimde yankı yapmaya devam etti. "Hep zeki bir kız olmuştun."

Gözlerimi yumdum. Ahizeyi tutan elim sımsıkı oldu. Çenem o kadar kasılmıştı ki dişlerimin nasıl kırılmadığını bilmiyordum.

Sanki çıkışı olmayan bir labirente hapsolmuş gibiydim. Hangi yoldan gidersem gideyim o labirentten çıkamayacaktım çünkü bir çıkışı yoktu. Ve kimse bana bu bilgiyi vermiyor, kurtulma çabamı eğlenerek izliyorlardı.

"Ama işte son karşılaştığımız âna kadar..." diye devam etti Nevzat. Sesinde sahte bir kınama vardı ve bunu belli etmekten çekinmiyordu. "Son seferde hiç zekice davranmadın Hazal. Bana kendi silahımla ateş ettin!" Kahkaha attı.

Korkuyla titredim.

Telefonu kapatmak istiyordum. Zamanı geriye sarmak ve okuldan hiç çıkmamak istiyordum. O zaman yanımda çalan telefonu duymaz ve rahatsız olup açıp kapatmak için hareketlenmezdim.

Çok fazla sorum olmalıydı ama aklımda sadece bir şey yankı yapıp duruyordu ve bu yüzden içimde olan korku, ne telefonu kapatabilmemi ne de düşünebilmemi sağlıyordu: Nevzat beni bulmuştu.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin