Şarkılar:
All the Pretty Little Horses - Sierra Eagleson
Will You Fight - Klergy
Alev Alev - Feridun DüzağaçHayatta olaylar bazen planladığımız şekilde gitmeyebilirdi. Aslında, çoğu zaman gitmezdi.
Tanrı gökyüzündeki tahtından bizi izler, çabalarımızı görürdü. Kendi kendimize yaptığımız planları bilirdi. Ama bizim bilmediğimiz kaderin ağlarının en başından beri örülü olduğuydu. Ve biz bu ağları çözemezdik, ağlar nasıl örüldülerse başımıza bunlar gelirdi. Bunu değiştiremezdik. Elimizden tek gelebilen başımıza gelen olaylar silsilesi karşısında kendimizi akıntıda kaybetmemeye çalışmak olurdu.
Planlar yapardık, bu planlar biz fark edemeden bozulurdu. Başımıza gelen beklemediğimiz olaylar karşısında gardımızı almazsak o savaştan sağ çıkamazdık. Sağ çıkamazsak hayatımıza devam edemezdik.
Daha çocukken fark etmiştim hayatın planlanan şekilde işlemediğini. Umutlarım ve hayallerim kırılarak yaptığım planlar gibi bozulurken işlerin istediğim şekilde yürümeyeceğini biraz daha büyümemle fark etmekle kalmayarak idrak da etmiştim.
Her zaman "Pes etme, çok çalışırsan ve inanıp istersen başarırsın." derler. Oysa ben bütün hayatım boyunca birçok şey için çok çalışmama rağmen başaramadım. Annem beni sevsin istedim, bunun bir gün olacağına inandım. İnançlarım karşısında annemin gözümün önünde ölmesine şahit oldum. Ben bir şey yapamadığım için öldüğünü gördüm. Benim yüzümden öldüğünü.
İnançlarım o anda öldü benim. Bütün umutlarım, hayallerim yok oldu. Annemi öldüren adamlar beni çocukların satıldığı depoya götürdüklerinde şöyle düşünüp durmuştum; madem bir yaratıcı vardı, bana neden yardım etmiyordu? Bana işkence çektirmek hoşuna mı gidiyordu? Ben zaten kendime yeterince işkence çektiriyordum ki hissettiğim vicdan azabı ile.
Bende bir problem olmalıydı. Yoksa bir insanın hayatında hiçbir şeyin yolunda gidememesinin başka bir sebebi olamazdı. Annem beni sevmemişti, istememişti. Tanrı da beni sevmiyor olmalıydı. Dünya, onun topraklarında yaşamamı istemiyor olmalıydı.
O zaman ne yapmalıydım? Yanımda kimse yoktu, hiçbir şey düzelmiyordu. Ama ben pes etmemek istedim.
Neyi dilersem dilediğimin tam tersi başıma geldi şimdiye kadar. Neyi istersem en son isteyeceğim şey başıma geldi. Bütün hayatım boyunca kendimi koskoca bir boşlukta savruluyor gibi hissettim. Bazen birileri o boşluğa kan kokan ellerini uzatıyor, kana bulanmış ellerini kol ve bacaklarıma sararak beni bir yerlere çekiştiriyorlardı. Bağırıyor ve çığlık atıp debeleniyordum ama hiçbir şeyi değiştiremiyordum. Kollar üzerimden çekilmiyordu ve ben hiçbir şey yapamadan hayatımda yine bir şeyler değişiyordu. Çığlıklarım kapkaranlık boşlukta yankı yapmıyordu bile, sanki boğazımdan çıkamıyorlardı. Çıksalar bile boşluk, sesimi emiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
General FictionHazal, yaşadığı bir olay üzerine yıllardır zorla tutulduğu yerden kaçmak zorunda kalır. Hiç beklemediği bir anda karşısına çıkan ve bazı şeylerin karşılığında onu koruyabileceğini söyleyen deniz gözlü adam, Hazal'ın hiç tahmin edemeyeceği biri çıkmı...