Şarkılar:
The Tradition - Halsey
One Man's Thunder - Sons Of Pythagoras
Taraf - Doğan Duru
Bazen kendimde ayağa kalkacak, güne başlayacak gücü bulmakta zorlanıyordum. İnsanın hayatı büyük bir belirsizlikten ibaretse en basit görünen şeyleri yapmakta bile zorluk çekilebilirdi.Hala bulamadığım, varlığından bile emin olamadığım hayat amacımdı belki de bu güçsüzlüğümün sebebi. Ana amacımı bilseydim eğer, belki de yaşadıklarım bana bu kadar ağır gelmeyecekti. Çünkü o zaman neyi neden yaşadığımı anlayabilirdim.
Aslında şimdi bile başıma gelenler, beni hayat amacıma götürüyor olmalıydı. Çok şiddetli bir akıntıya kapılmış gibiydim. Suda hiç duraklamadan hızla sürükleniyordum ama nereye gittiğimi bilmiyordum. Arada bacaklarımı taşlara vuruyordum, sivri dal parçaları yüzümü çiziyordu. Sanırım başıma gelenler, bu yolculuğumun bir parçasıydı. O kadar hızlı bir akıntıda, ayağımı vurmadan ve yüzümü çizmeden sürüklenemezdim. Ama problem nereye sürüklendiğimi bilmememdi. Belki de akıntı beni çok güzel bir şelaleye götürüyordu. Belki de sivri kayalıklarla dolu bir araziye düşecektim.
Nereye gittiğimi, nereye gitmem gerektiğini bilmiyordum. Hayata geliş sebebimi; ana amacımı bilmiyordum.
Ben öylece anı yaşayabilecek birisi değildim. Bu yüzden yaşamaya devam edebilmem için bir sebep biçmiştim kendime; şimdilik amacım yeraltından kurtulmaktı. Beni hayata sadece bu amacım bağlıyordu. Yeraltından çıkamazsam ne olacaktım bilmiyordum. Çıkarsam da öyle; ne yapacaktım, normal bir hayat mı yaşacaktım? Yavaş yavaş sıradan bir hayat yaşayacak birisi olmadığımın farkına varıyordum. Lakin şu an elimde ne varsa onunla yetinmeye çalışıyordum.
Ama o akıntıda öyle sebepsizce de akıp gidemezdim. Hayatım her ne kadar şimdilik öyle dursa da yalnızca büyük bir belirsizlikten ibaret olamazdı. Başıma gelen olaylar kontrolü tamamen ellerine alamazlardı. Benim hayatımdı, başıma gelenleri engelleyemesem de kendimi kontrol edebilirdim. Etrafımı kaplayan bu kapkara belirsizlik sonsuza kadar süremezdi.
Bu yüzden şimdiki amacıma; yeraltından çıkmaya sıkı sıkıya bağlanmıştım zaten. Bu yüzden kurallarıma bu denli çok uymaya çalışıyordum; başaramasam da onları bir an bile unutmuyordum.
Akıntıyı yönetemezdim ama akıntıda giden bedenime yön vermeye deneyebilirdim. Bacaklarımı taşlar vurmadan ayağımı çekebilir, yüzüm çizilmeden başımı suyun altına sokabilirdim. Akıntının beni nereye götürdüğünü bilmesem de en az darbeyi alarak ve kendi istediğim yere ulaşmaya çalışarak sürüklenmeye devam edecektim.
Akıntının beni nereye sürüklediğini bilmesem bile bu belirsiz akıntıdan sapasağlam kurtulacaktım.
Şiddetli bir titreşim sesi duyduğumda gözlerim titreyerek açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
General FictionHazal, yaşadığı bir olay üzerine yıllardır zorla tutulduğu yerden kaçmak zorunda kalır. Hiç beklemediği bir anda karşısına çıkan ve bazı şeylerin karşılığında onu koruyabileceğini söyleyen deniz gözlü adam, Hazal'ın hiç tahmin edemeyeceği biri çıkmı...