7. BÖLÜM - OLMAYAN GÜVENİN KIRILMASI

983 45 368
                                    

Şarkılar:

Sociopath - Lucas King
Will I Make It Out Alive - Tommee Profitt
İnce Buz Üstünde Yürüyorum - Cem Adrian
Centuries - Fall Out Boy
Çözemezsin - Dedublüman

Sociopath - Lucas KingWill I Make It Out Alive - Tommee Profittİnce Buz Üstünde Yürüyorum - Cem AdrianCenturies - Fall Out BoyÇözemezsin - Dedublüman

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Özgürlüğü kısıtlanan bir insanın sadece bedeni değil ruhu da zincirlenmiş olurdu. Beden bir yere hapsolmuş ise ruh, onun acısını ve ağrılarını çeker; çökerek bedeni daha da ağırlaştırırdı.

İnsan istenmediği şeylere zorlanıyor ve istediği şeyleri yapamıyor ise görünmez prangaların ağırlığını nefesinde ve göğsünde hissederdi. İnsanın özgürlüğü ne kadar kısıtlanırsa kendi içinde kendini o kadar mahsur hissederdi.

Aslında dört duvar üstüne gelmezdi sadece nefesi sıkışır, elleri terler, bacakları titrer, derisi büzüşüyor gibi hissederdi.

En kötüsü ise insanın gerçek anlamda özgürlüğünün kısıtlanması değil ruhsal anlamda kısıtlanmasıydı. Bu olursa insan kendi içinde mahsur kalır, kendi kendinin insafına kalırdı. Eğer iyileşmezse ve durumu daha kötüye giderse kendi içinde kaybolarak özgür olmanın varlığını bile unuturdu.

İnsanın ruhu özgür olmazsa geriye ne kalırdı?

Bir kişi düşünelim; dört duvarın arasına zorla sokuluyor ve dışarıya çıkması yasak. Duvarlar üzerine üzerine geliyor gibi hissediyor. Çıkışı bulmaya çalışıyor ama bulamıyor, bulsa bile çıkamaz çünkü çıkması yasak. Kaçmaya çalışırsa hemen yakalanacak ve cezalandırılacak.

Bir kişi daha düşünelim; bu kişi bir yere zorla sokulmuyor ve bir yerden çıkması yasaklanmıyor. Ama onun olayı daha da kötü. O, zihninde hapsolmuş. Kendi zihninde bir hapishane oluşturmuş ve kendini bir zindanın dört duvarının arasına zorla sokmuş. Bunu yapıyor çünkü kendisini dışarıdaki hayatından korumak, yaşadıklarından alabildiğince az darbe almak istiyor.

Fakat bir süre sonra kendisini soktuğu bu zihin hapishanesinin aslında ona iyi gelmekten çok kötü geldiğini fark etmeye başlıyor. O hapishaneyi aklında kendisi yarattı, o koridorlardan ayak bileklerinde prangalar tıngırdayarak kendisi geçti, zindanların en pis ve kirlisine kendi kendisini soktu ve demir kapıyı kendisi üzerine kilitleyerek anahtarı ulaşamaycağı kadar uzağa attı. Bunların hepsini kendisini gerçek dünyadan soyutlamak ve korumak için yaptı ama pişman oldu çünkü bir süre sonra kendi zihninin esiri olmaya başladı. Kendi kendisine, dışarıda yaşayabileceği her şeyden daha kötü gelmeye başladı. Kendini korumak için kendini hapsettiği zindanda kendi kendisinin mahkumu oldu. En çok kendisine verdi zararı.

Dışarıya çıkmak istiyor artık. Ayak bileklerindeki prangalardan kurtulmak, zindanın demir kapısını kırıp geçmek istiyor ama yapamıyor. Anahtara bakınıyor, uzağa fırlattığı anahtarı parıldaması sayesinde zor da olsa fark ediyor ama anahtar zindanın parmaklıklarının arkasında. Hevesle demirliklere uzanıyor ve kollarını boşluktan geçiriyor ama anahtara uzanamıyor. Yetişemiyor. Zindandan çıkmak için başka yollar arıyor ama hepsinin sonu hüsranla bitiyor.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin