Beşinciye sağlamasını yaptığım sorunun çözümünü bu sefer işlemleri silmeden incelerken bir yandan da kulağım yanımda duran Didem ve Nehir'deydi. Dün Didem Yekta'ya yazmış ve gerçeği öğrenmişti. Dönemin başından beri Yekta'nın Didem'e baktığını düşünüyorduk fakat iş bambaşkaydı. Yekta Didem'e bakıyor olsa da bu arkadaşı Sarp içindi.
Dün akşam Didem bunu öğrenmiş ve asıl erkeğimiz olan Sarp ile konuşmaya başlamıştı.
Ben ise hala dün akşamki duyguların içindeydim. Didem ve Yekta'nın bir ilişkisi olabileceği düşüncesi Yekta'ya karşı olan hislerimi yıkarken her zamanki gibi kendimi de berbat hissetmiştim.
Didem dün gece Sarp ile konuştuğu şeyleri heyecanla anlatırken ben de hem onları dinliyor hem de kimya testimi çözüyordum.
"O kadar sardı ki muhabbeti," dedi Didem heyecan dolu sesiyle. "Daha ilk konuşmadan etkilendim."
"Ya çok tatlı!" dedi Nehir gülümserken. Ben ise sadece önümdeki sorunun işlemlerinden geçiyordum.
Kafamı kaldırıp boynumu esnetirken görmüştüm onları, yine. Dün geceki kararımdan sonra sanki daha çok karşıma çıkıyor gibiydi.
Ya da arkadaşı arkadaşıma karşı bir şeyler hissettiği ve açıldığı için daha çok etrafımızda dolaşıyordular.
Kolay olmayacaktı.
"Bu tarafa bakıyorlar," dedim kafamı Didem'e çevirdiğimde. "Sarp yüz yüze de konuşmak için istekli olmalı. Neden yanına gitmiyorsun?"
"Ay," dedi Didem ve yüzünü bana çevirerek Sarp'ın görmemesini sağladı. "Güzel miyim ki şu an?"
"Her an güzelsin." dedim cesaret vermek amacıyla ama Didem her an güzeldi. Didem bakışlarını kaçırıp gülerken Nehir ise bir anda arkasını dönmüştü. "Ay gerçekten bakıyorlar."
Derin bir nefes alırken sakinliğimi korudum. Yalan atmadım ya.
Didem'in kalkmasına kalmadan Sarp arkadaşlarına bir şey söyleyip bize doğru ilerlemeye başlamıştı ki peşine biri daha takıldı.
Yekta.
Sarp yüzündeki kocaman gülümsemesiyle bize doğru yaklaşırken Yekta ellerini pantolonunun cebine sokmuş yavaş yavaş yürüyor ve sırıtıyordu. Yüz ifadesi "Şimdi arkadaşıma sataşacak ve onu rahatsız edeceğim." diye bağırıyordu sanki.
Sarp "Selam," diyerek Didem'in başında durduğunda Yekta da Sarp'ın yanına geçmiş ve sadece sırıtarak Sarp'ın yüzüne bakmaya başlamıştı.
Nehir "Otursanıza." diyerek ahşap piknik masasını işaret ederken kenara kaymıştı. Sarp karşıma yani Didem'in yanına geçerken masada bir boş yer benim yanım kalmıştı. E Yekta da Sarp'ın kucağına oturamamıştı.
Yani, evet. Yanıma oturmuştu. Harika.
Sarp ve Didem heyecanla birbirlerine bakarken "Ne kadar tatlı bir çift." dedi Yekta ve dirseklerini masaya yaslayıp yüzünü avuçiçlerine bastırdı. "Tam bir tatlı romantik komedi."
Sarp bacağını kaldırıp Yekta'yı tekmelemeye çalışırken refleksle bacaklarımı daha içe kıvırdım. "Yavaş."
"Özür dilerim," dedi Sarp dudaklarımdan fırlayan kelimeden sonra. "Sana vurmak istememiştim."
"Vuramadın zaten," dedim sakince. "Çektim bacaklarımı."
"Bana vurdun bana," dedi Yekta ve bir elini bacağına indirdi. "Özür dile."
"Hakettin," dedi Sarp umursamazca.
"Ona vurmadığın halde özür diledin. Bana vurduğun halde dilemeyecek misin yani?" dedi sorgularcasına Sarp'a bakarken Yekta. İlk defa bu kadar yakınımdaydı.
"Yekta kaybol git şurdan." dedi Sarp hafifçe dişlerini sıkarken. Yekta ise hoşuna gittiğini belli edercesine sırıtıyordu.
"Okuldan kaçar suçu da senin üzerine atarım. Sarp kaybolmamı istedi, rahat flörtleşemiyormuş derim bak." dedi Yekta tehdit edercesine bakarken. Hala dalga geçiyordu.
Yekta'nın konuşmasıyla Sarp Didem'e döndüğünde "Başka yere geçsek sorun olur mu?" diye sordu nazikçe. Didem gülümserken "Hayır tabiki de." diyerek karşılık verdikten sonra ikisi de ayaklanmıştı. Sarp "Kızlar görüşürüz." diyerek arkasını döndükten sonra Didem de bize el sallamıştı.
Sarp'ın vedasına cevap Nehir'den gelmişti. Yekta ise yanımda "Hanımcı," diye fısıldamıştı.
Yanımda Yekta yokmuşcasına kalemi elime almış ve soruya geri dönmüştüm ancak cevabı bulmak imkansız gibiydi. Soru zordu ve ölümüne kaçtığım Ebe tam yanımdaydı.
Nehir "Ben voleybola katılacağım." diyerek ayaklandığında "Tamam," demiş ve soru çözmeye devam etmiştim. Masada sadece ikimiz kalmıştık.
O yokmuşcasına soru çözüyordum ama o yanımdaydı ve kalkmaya da pek niyetli gibi değildi.
"Ne çözüyorsun?" diyerek yüzünü yüzüme yaklaştırdığında kafamı geriye çektim ve test kitabını görmesini sağladım. "Kimya," diyerek de cevap verdim.
Elini kitabın üzerinde gezdirdikten sonra "Sayfa aşınmış." dedi. "Yapamadın galiba."
Elimde olmadan göz devirirken kitabı da biraz olsun önüme çekmiştim.
"Fizik yapabiliyor musun?"
Yekta'nın sorusuyla kalbim biraz hızlanmaya başlamıştı. Elimdeki kalemi test kitabımın üzerine bıraktığımda ellerimi de eteğimin üzerine bırakmış ve yüzüne boş boş bakmaya başlamıştım. Bu davranışımla beraber konuşmaya başlamıştı.
"Bir arkadaş yardımcı olacağını söyledi ama öylece ortada bıraktı da beni." Elini saçlarının arasına daldırdığında kolundaki kaslar ortaya çıkmıştı. Gözlerimi kolundan hızlıca çekerken o elini saçlarının arasında biraz dolaştırıp masaya geri indirdi. "Malum benim fizik bilgisi de sıfir, teslim tarihine kalmış çok az falan..."
"Özel ders al." dedim sadece. İçimde değişik bir şeyler oluyordu. Midem garipti ve tek dileğim sesimin titremiyor oluşuydu.
"Fizik kitabını bürüp-" dudaklarını birbirine bastırıp gülümsediğinde "Yani," diyerek devam etti. "Özel ders de alsam pek mümkün değil gibi."
"Öyleyse arkadaşını yardım etmesi için ikna et." dedim ellerimi kucağımda birleştirirken. "Ya işte," diyerek bedenini biraz daha bana döndürdüğünde yutkunmuştum.
"Ulaşamıyordum da. Kalakaldım öylece yani."
"Ulaşmanın bir yolunu bul öyleyse." dedim aceleyle ve devam ettim. "Yardım edebileceğimi sanmıyorum."
Ayaklanıp test kitabımı kapatırken "Kaçmana gerek yok ısrar etmeyeceğim." dedi. Oturuyor olduğundan ve ben de ayakta olduğumdan ona yukarıdan bakıyordum. "Kaçmıyorum." dedim ve elimdeki kitabı gösterdim. "Kimya öğretmenini bulmaya gidiyorum. Yapamadım ya..."
"Öyleyse daha sonra görüşürüz Kimya Kitabı." dedi hafifçe gerinerek. "Artık bol bol karşılaşırız diye düşünüyorum."
"Görüşürüz Fizik ödevi. Arkadaşını ikna etme konusunda şans dilerim." dedim ve bacaklarımı piknik masasının dışarısına çıkardım.
Daha fazla bir şey demesine izin vermeden oradan hızla uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heartbreaker.
Short StoryYekta: kalbini kırmamı sen söylemiştin Anonim: bu kadar parçalanacağını önceden tahmin etmemiştim.