Kendimi yere bıraktığımda terli sırtım ahşap yer ile buluşmuştu. Dilim damağım oldukça kuruydu ama su şişeme uzanacak halim de yoktu.
"Gösteriye kadar bol bol pratik yapman vücudunun sıkılaşmasını da sağlar." dedi başımda duran Aleksandr. Onun göremeyeceği bir şekilde göz devirirken derin de bir nefes vermiştim.
"Bugünlük yeterli bir çalışmaydı." dedi pratik salonundan çıkmadan önce ve hala yerde yatan bana baktı. "Çıkarken ışıkları kapatırsın."
Kalkmam için elini bile uzatmamıştı.
Beni pratik salonunda yalnız bırakırken tek istediğim uyumak ve mümkünse günlerce uyanmamaktı. Tüm enerjimi pratiklere harcayıp ders çalışıyor ve mümkün olduğunca Yekta'dan kaçıyordum.
İnsanlardan kaçabiliyordunuz fakat hisler vücudunuzdaki kopmayan bir parça gibiydi. Kazısanızda izini bırakıyordu. Kurtulamıyordunuz.
Yekta bunu tecrübe etmemi sağlamıştı.
Didem Sarp ile buluşacaklarını söylediğinde yalnız gitmek istemediğini de eklemişti. Çok nadiren onlarla bir yere gidiyordum ve Didem yalnız gitmezken Sarp'ın da yalnız gelmeyeceğini az çok tahmin ediyordum. Bu yüzden pratiğimi bahane etmiş ve gitmemiştim.
Yerde sürünerek telefonuma ve su şişeme ulaştığımda önce biraz doğrularak su içtim. Su şişemi kenara bıraktığımda sosyal medya hesabımı açmış ve kendimi o ana hazırlamıştım.
Tahmin ettiğim gibi Sarp yanında Yekta'yı götürmüştü. Bir masanın etrafında dört kişiydiler. Bu sefer Yekta Nehir'in yanındaydı. Masada ise yağ oranının yüzde elliyi geçtiğini kolaylıkla söyleyebileceğim tarzda yiyecekler vardı.
Telefon kılıfımı çıkarıp SIM kartı ve anahtarı elime alırken küçük mekanizmayı açıp cüzdanımda taşıdığım diğer SIM kartını yerleştirdim. Günlerden beri sürekli aklımdaydı ve hep kendimi bastırmış ve bu durumdan uzak durmuştum.
SIM kart ile mesaj uygulamasını eleştirdikten sonra Yekta'ya yazdım.
Anonim: Günün nasıl geçti
Telefonun ekranını kapatırken ayaklanmış ve üzerime ceketimi almıştım. Akşam trafiği olduğunu ve eve yürüyerek gitmenin bana zaman kazandıracağını bilsem de taksi çevirdim ve kendime Yekta ile konuşabileceğim bir zaman yarattım.
Yekta: Vaaay
Yekta: Beni yarı yolda bıraktığını sanmıştım
Anonim: Yok
Yekta: Yalancı
Yekta: Bıraktın beni
Yekta: Sonra kızlarla fotoğrafımı görünce hemen yazdın dimi
Yekta: Seni gidi seni
Anonim: Hayır
Yekta: Öyle öyle
Anonim: Hayır dedim
Yekta: Sence hangisi
Anonim: Ne
Yekta: Pek karar veremedim de
Anonim: Biri arkadaşına bakıyor diye biliyordum
Yekta: Sana bir sır vereyim
Yekta: Önce bana yazdı
Anonim: E ucuz kurtulmuş diyelim
Yekta: Ayıp ama yani
Yekta: Sen kurtulamamış gibisin ama :)
Yekta: Yazdığına göre :)
Anonim: Okulda tutuşmuş gibi gözüküyordun
Anonim: Milletin peşinden proje proje diye ayrılmıyordun
Yekta: Ooo
Yekta: Kimya Kitabı'nı da kıskanmışsın
Anonim: Kimya Kitabı mı
Yekta: Adını bilmiyorum
Yekta: Hiç sormak da aklıma gelmedi
Yekta: Yeni geldi aklıma aslında
Yekta: Yarın sorarım
Anonim: Sorma
Yekta: Neden
Anonim: Kızı bıktırmış gibi gözüküyorsun
Yekta: Biraz önyargılısın bence onu tanımıyorsun
Yekta: Biz onunla kankayız
Anonim: Evet
Anonim: O yüzden adını bilmiyorsun
Anonim: Sanki sen de pek iyi tanımıyorsun gibi onu ha?
Yekta: İki dakikamı almaz
Anonim: Ne
Yekta: Hemen öğrenebilirim ismini?
Yekta: Her şeyini
Anonim: Öğren bana ne
Yekta: Anonim ne değişik bir insansın
Yekta: Çok tutarsızsın
Anonim: Öyleyim sana ne
Yekta: Neyse Anonim, neyse
Anonim: Aynen ondan
Yekta: Anonim bence sen beni özledin
Yekta: O yüzden yazdın
Yekta: Ve o yüzden her mesajıma kısa da olsa cevap veriyorsun
Anonim: Yekta
Anonim: Ben seni asla özlemem.
(Görüldü ✔✔)kalbim çok kırık...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
heartbreaker.
Short StoryYekta: kalbini kırmamı sen söylemiştin Anonim: bu kadar parçalanacağını önceden tahmin etmemiştim.