Upuzun bir bölüm yazdım bu yüzden oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevirimm. İyi okumalar ♡♡Eğer normal olsaydım...
İnsanlar hoşlanmayı normal bulurlardı. Hayatlarının daha iyi geçtiğini söylerlerdi o zamanlarda. Her şeye daha hevesli yaklaşırlardı. Okulundan bir çocuğa karşı hisleri olan o kız daha erken kalkardı mesela okula gitmek için. Daha istekli olurdu. Her gün sahilde oturan çocuk için o saatte sahile inerdi mesela, heyecanla. Yollarını kesiştirirdi.
Bende böyle değildi. Okula gitmek istemiyor, dışarı çıkmak istemiyordum. Sanki bunları yapmasam onu görmeyecektim ama yanılıyordum. O okulda ya da dışarıda değil tam yanımdaydı. Bir tarafımı bastıramadığım anlarda parmaklarımın oynamasıyla daha da yaklaşıyordu bana.
Anonim kimliğimle ve Hazel kimliğimle.
Normal değildim, keşke olabilseydim.
Sıramda oturmuş testimi çözerken önümde de Didem ve Nehir vardı. Çoğu beraberliğimizde asla önüm boş durmazdı. Bu dışarıdan berbat bir his veriyor olmalıydı çünkü siz bir şeyler anlatırken karşınızdaki kişi sizi umursamadan test çözüyor oluyordu. Bu yüzden hep bir şeyler anlattıkları zamanda araya birkaç kelime sıkıştırırdım ben de dinlediğimi belli etmek için.
Boş sınıfa önce Sarp sonra da peşinden Yekta girdiğinde tekrar kafamı test kitabıma gömdüm. Sarp'ın gelmesi normaldi, flörtü bu sınıftaydı. Ama Yekta kadar Sarp da çevresi geniş biriydi ve hep yanında getirdiği kişi Yekta oluyordu.
Belki de gitmediğim o buluşmada Yekta ve Nehir yakınlaşmıştı.
Aklımda durup dönen düşünceler midemin bulantısını tekrar hissetmeme sebep olmuştu.
Sarp Didem'in yanına geçerken Yekta bir anda yanıma yerleşmiş ve "Selam," diye adeta çığırmıştı. Kafamı kaldırmadan ona baş selamı verirken Nehir de bu tarafa dönmüştü.
Sarp ve Didem kendi aralarında bir şeyler konuşurken Nehir de Yekta ve bana geçen gittiği güzellik salonundan bahsediyordu. Bu konu ilgi alanımda değildi. Tırnaklarımın üzerinde değişik maddelerden tabakaların olması ilgimi çeken bir konu değildi ama Yekta ilgiyle dinliyordu.
"... Yani öyle çok güzeldi ki... Eski salonum sürekli bir noktada batırıyordu ama bu salon efsane hani. Anlattığımdan bile daha güzel yaptı kadın. Senle de gidelim."
Nehir'in son cümlesiyle kafam sorguyla kalkmıştı. Nehir'in cümlesinin hedefindeki kişi Yekta olamazdı, bunu kafamı kaldırdığım an bakışların üzerimde olmasıyla anlamıştım.
"Belki," diye bir cevap verdim ve test çözmeye devam ettim.
"Ne zaman gelsek test çözüyorsun." dedi Yekta takılırcasına. "Evde de böyle olduğunu sayarsak test kitabı dayanmıyordur kızım sana. Kendin soru falan mı yazıyorsun?"
Yekta'nın sorusuna daha cevap veremeden Nehir atlamıştı: "Yok ya. Pratikleri oluyor, ondan okulda çalışıyor hep. Balerin O."
"Vaay," diyerek döndü Yekta. İlgisini çekmiş olmalıydım. Başarmış mıydım? "Balerin he."
Yekta'nın dikkat çeken tepkileriyle Sarp da muhabbete dönmüş ve "Bale ile mi ilgileniyorsun?" diye sormuştu.
"Hazel gördüğüm en yetenekli balerin," dedi o anda Didem gözlerinden ışıklar saçarak. "Geçen gösterisinde harikalar yaratmıştı. Tüm salonun ağzı açık onu izlediğine yemin edebilirim."
"Bunu Aleksandr'a da söylesen iyi edersin." dedim kendimi tutamayarak. "Hala bir çaylak olduğumu söyleyip duruyor. Annemin asillik ruhuna sahip olmasam bale ruhumun olduğuna inanmazmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heartbreaker.
Kısa HikayeYekta: kalbini kırmamı sen söylemiştin Anonim: bu kadar parçalanacağını önceden tahmin etmemiştim.