4.6

1.9K 87 12
                                    

Selin'den

Ağırlık kütle ile alakalı olan bir şey değildi. Asla. Eğer öyle olsaydı yaklaşık on sekiz gram olan bir çift göz bende bu kadar ağır bir his yaratmazdı.

Belki de yanlış yapmıştım.

Kantinde oturduğum masada tek başımaydım. Yemeklerini almak için gelen insanların gözleri üzerime kayıyor ve yanlarındaki insanlara bir şeyler fısıldıyorlardı.

Selin... Yazık kıza ya.

Ben yapmıştım. Yekta haklıydı bir bakıma. Ayrılmıştık ki ilişkimiz bile yoktu başta. Sadece o anki özgüvenle yazmıştım ve cevap vermesini beklemiyordum bile. Telefonuna onlarca bildirim yağıyordu çünkü her saniye. Benimkini görmez sanmıştım.

Yanılmıştım.

Mesajıma cevap verdiğinde bir heyecanla atlamıştım sohbete. Okulda gitmiştim yanına yine.

Aptaldım.

Bana o gönderi için yazdığında kendime çok öfkelenmiştim. Çünkü bana yazma amacı çok farklıyken o aptal hisleri hissetmiştim.

Kendimi kullanılıp atılmış gibi hissediyordum. Bir başkasını severken benim hislerimle oynamıştı. Tamam, ilişki yoktu. Sadece flörtten ibaretti.

Ama kalbim acıyordu.

Belki de fazla bencilce davranıyordum. Yanlış yapıyordum.

Acıyan bakışlar üzerimde gezmeye devam ederken aklımdan aptal düşünceler de eksik olmuyordu. Bir sandalye masama çekilirken uzun tırnaklar görüş açıma girdi ilk önce. Kahverengi saçları bukle bukle omuzlarına dökülürken bacak bacak üstüne atmış ve acıyan bakışlarını gözlerime odaklamıştı.

"Selin'cim," dedi Bade hafifçe dudaklarını büzerek. "Nasılsın? İyi hissedebiliyor musun bakalım?"

Bir elim boynuma doğru ilerlerken kulağımın arkasını derince kaşıdım. Stres yaptığımda ya da sinirli olduğumda istemsizce yaptığım bir hareketti bu. Henüz kurtulamamıştım.

"Gelmeseydin hissederdim," dedim gözlerimi kısarak yapayca gülümsediğimde. Ve ekledim. "Bade'cim."

"Tatlım ya," dedi Bade elime uzandığında. Elimi elinden çekerken "Şaka mısın Bade?" diye soludum öfkeyle. "Ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Bir söz vardır bilir misin? Bilirsin kesin, zeki kızsın sen. 'Yuva yıkanın yuvası olmazmış.'."

Derin bir nefes vererek Bade'ye döndüğümde "Yani 'Karma is real.' bebeğim. Sen benim ilişkime burnunu soktun, karma da seninkine. Ya da dur, kızın ismi neydi ya?" dedi düşünerek. Dişlerimi sıkarak Bade'ye döndüğümde "Bak Bade," dedim. "Ben senin ilişkini falan bozmadım," Senin değil ama Hazel'inkini bozdum. "Bu bir."

Bade kaşlarını kaldırarak bana baktığında "Sevgilisi varken başkasının altına giren sendin." diyerek işaret parmağımı masaya vurdum. "Bu ikiydi. Orada burada hakkımda salak saçma şeyler söyleyip bu olay hakkında daha fazla söylenti çıkarırsan, gördüğün herkese kızın kim olduğunu sorarak olay çıkarmaya çalışırsan yediğin her boku ortaya çıkarırım. Yemin ederim bunu yaparım Bade. İlker'in sadece bir kişiyle değil aynı zamanda en yakın arkadaşıyla da boynuzlandığını hepimiz konuşuruz."

Fısıldayan sesim eski haline döndüğünde tehditimle Bade'nin gözü seğirirken "Şimdi siktir git." dedim. "Dön kendi sınırlarının içine. Ne bana ne bu konuya daha da bulaşma."

Bade titreyen elini masaya çarparak ayağa kalktığında "Bunun," dedi kekeleyerek. Sesi yüksek çıkıyordu. "Sen bunun da hesabını vereceksin Selin Arya!"

Bade sinirle kantinden çıkarken göz devirerek tekrar nefesimi verdim. Yakın arkadaşım Lale elindeki kahvelerle masaya doğru gelirken arkasında kalan Bade'ya baktı. Önüme koyduğu kahve bardağının yanına bir bardak daha eklenirken kendini de yanıma bırakmıştı.

"Sorun ne?" dedi Lale yüzümü incelerken. "Ne dedi Bade?"

Bir an ağzımı açacak gibi oldum ama sonrasında sustum. Çünkü şimdi anlatacaklarımın da akşama sayfada paylaşılmasını istemiyordum.

"Hiç," diyerek omuz silktim.

Yakın diye bir kavram yoktu.

Bir noktada Selin'den de okumamız gereken yerler vardı diye düşündüm. En azından olayların oturması için, hem de bazı şeylerin netlik kazanması için.

Son altı bölümümüz❤️‍🩹

heartbreaker.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin