3.3

2.8K 144 13
                                    




Sarp: Nasıl Hazel

Didem: Bok gibi

Didem: Harabeye dönmüş

Sarp: Hadi ya

Didem: Çok çalışıyor ve bazı şeyler de var

Didem: Üzülmüş

Sarp: ://

Didem: Toparlayacak ama eminim

Sarp: Toparlar mı sence

Didem: Çok güçlü aslında o

Didem: Sadece bu zamana kadar ilk defa gösterdi yıkıldığını

Didem: Bu arada gösteri için sana da bilet alıyorum

Sarp: Tamam

Sarp: Aşkım bir tane daha alır mısın

Didem: Ne bir tanesi?

Sarp: Fazladan bir tane daha

Didem: Niye

Sarp: Aşkım sen al

Sarp: Yemin ederim anlatacağım sonra

Didem: ???

Sarp: Lütfen sevgilim

Didem: Tamam

"Alır değil mi?" dedim içim içimi kemirirken. Kendimi iğrenç hissediyordum ama buna alışmam da gerekiyor gibiydi.

Her şeyi bok etmiştim.

"Alır," dedi telefonunun ekranını kapatan Sarp derin bir nefesini verirken. "Da sen salak mısın oğlum?" dedi oturduğu yerden yükselerek. "Ne yaptığının farkında mısın lan sen?"

"Sarp," dedim ben de biraz sesimi yükselterek. "Bilmiyorum tamam mı ne yaptığımı. Farkında falan da değilim. Aklım yok benim anlıyor musun? Kendimde değilim."

"Ben düzgün anlıyorum değil mi?" dedi Sarp bana bakarken. "Hazel seni seviyor, sen de onu seviyorsun. Hazel senden nefret etmek istedi çünkü senin onu sevmeyeceğini düşündü ve nefret etti. Ama sen onu sevdin ve bu yüzden onun kalbini kırdın." Sarp derin bir nefes verdikten sonra gözlerimin içine baktı. "Öyle mi?"

"Evet."

"Bu kız senden nasıl nefret ediyor o zaman?" dedi Sarp anlamaya çalışırken. "O kadar üzülmüş. Nefret eden insan bu kadar üzülür mü?"

"Sarp anlamıyorsun." dedim pişmanlıkla dolup taşarken. "Ben bu kızın bakışlarını gördüm. Seviyor gibi değildi."

"Belki de rol yaptı?" dedi Sarp Hazel'i savunurken. "Kaç defa aynı ortama girdik ama bu zamana kadar ben doğru dürüst anlamamıştım bile. Rol yapmış işte. Kendini saklamış."

"Yapmış işte!" dedim ben de ellerimi kafamın arasına koyarken. "Ya Sarp benim kafam yerinde mi amınakoyayım?" dedim öylece yeri izlerken. "Değil. Ben ne yapıyorum hiç bilmiyorum şuan. Hiç hele. Ne diyorum onu da bilmiyorum..."

"Tamam lan sakinleş," dedi Sarp eliyle omzuma vurarken. Başımı hala kaldırmamıştım. "Senin düşüncen, planın ne şimdi bakalım? Bileti aldık."

"Bir planım yok," dedim nefesimi verirken. "Gideceğim, onu göreceğim ve böyle devam edeceğim."

"Bu kadar mı?" dedi Sarp gözlerime ciddi misin der gibi baktığında. "O seni görmeyecek falan mı yani?"

"Evet," dedim tekrar bir ağırlık üzerime çökerken. "Kapmışsın."

"Siktir git o zaman," diye yükseldi Sarp. "Mal mısın Yekta sen ya? Mazoşist falan mısın? Acı çekmeyi, çektirmeyi seviyor musun?"

"Ne yapayım Sarp?" dedim ben de hiddetle. "Kız benden nefret ediyor."

"Etmiyor." dedi Sarp hızlıca. "Etmiyor kaç defa söyleyeceğiz ya sana. Nefret değil bu. Ayrıca sen kimsin amınakoyayım benim arkadaşım böyle biri değil. Sevdiğinin peşinden koşar o. Sen ne kabuğuna çekiliyorsun oğlum? Bak başta kız seni seviyormuş ve sen her ne kadar kabul etmesen de o seni hala seviyor. Bunu iyiye çevirebilecekken bu tavırlar ne Yekta? Hangi kafadasın sen?"

"Tamam be tamam," dedim içimden Sarp'ın susmasını dilerken. Söylediği her şey doğruydu ancak beni durduran şeyi yıkmayı beceremiyordu.

"İyi," dedi Sarp nefesini verip kendini koltuğa bırakırken. "Hamleni iyi düşün Yekta. Eğer hem seni hem Hazel'i mutsuz görmeye devam edersem ben olaya el atarım."

heartbreaker.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin