2.5

2.8K 143 17
                                    




Yedinci Ev, Sevsene Beni.

Yekta'dan

"Kokuyor sanki he?" dedi elinde ps4 kolu tutan Sarp bana dönerek. Bugün FIFA oynayalım, biraz kafa dağıtalım diye Sarplara gelmiştim. Yürüyen Aşık telefonuna sarıldığında ben de sarılmıştım ve o an Anonim yazmıştı.

Anonim.

O kızın bende yarattığı etki kendisi gibi dengesizdi. Onunla konuşmak bazen çok eğlenceliydi ve bundan onun da hoşlandığını hissedebiliyordum sanki. Ancak bazen öyle anlar oluyordu ki tek mesajıyla tüm günümü bok edebiliyordu. Benden nefret etmek istiyordu ve ben bunu bildiğim halde bazen saçma sapan bir şekilde ikimizi düşünüyordum.

Kim olduğunu bilmediğim biri hakkında böyle düşünmem ezikçeydi.

Takıntılı gibiydi. Bana değil, kendine takıntılı gibiydi. Bunu çoğu zaman anlıyordum ancak ona söylemiyordum. Çünkü hangi takıntılı insana takıntılı olduğunu söyleseniz bunu kabul etmezdi.

Anonim ise hayatta kabul etmezdi.

Anonim çalışkan birine benziyordu ve tahminlerime göre bu da bir takıntısının doğduğu özelliğiydi. Derslerine aşırı kafayı takmış gibiydi. Aynı zamanda birkaç sosyal faaliyetle ilgilendiğini biliyordum. Sağlığına da takıntılı olduğunu söylüyordu ancak bu sağlıktan çok kilosu gibi duruyordu. Tatlı şeylerden uzak duruyordu. Ve emindim ki öğünlerini de atlıyordu.

Bu yüzden de güzellik takıntısı vardı. Özgüvensizliği vardı. Küçük bir kız çocuğu gibi...

"Bir bakayım." diyerek ayaklandığımda fırına doğru ilerledim. Fırının yan tarafında bulunan eldiveni elime geçirdiğimde sıcak fırının kapağını biraz araladım ve sıcak havanın yüzüme vurmasına izin verdim. Çikolatalı dev kurabiyeler iyice yayılmış ve pişmiş duruyordu. Fırının derecesini  düşürürken tepsiyi dışarı çıkardım.

Tepsideki kurabiyelere tekrar baktım. Lezzetli görünüyorlardı. İstenmeyecek gibi değil.

Halbuki gerçekten isteseydi tüm tepsiyi ona götürebilirdim.

Benden nefret ediyordu. Nefret etmek istiyordu. Kendime gelmeliydim.

"Pişmiş işte," dedi omzuma eliyle vuran Sarp. Kenara telefonunu koymuş ve karışık playlistinden bir şeyler çalmaya başlamıştı. "Neden haber vermiyorsun Hayırsız? Hepsini kendin yemek için mi?"

"Evet uzak dur kurabiylerimden," dedim onu hafifçe ittirirken. Sarp bu hareketime gülerken "Dur bari fotoğrafını çekeyim," dedi. " Didem'e atarım. Hamarat erkeğim ben, derim. Bir kez daha aşık olur."

"Siktir git," dedim kahkahamın arasından. "Hamarat erkekmiş. Git kalpli falan yap, romantik de olursun."

"Sus be. Sen ne anlarsın aşktan." dedi Sarp gülerken şaka yaptığını biliyordum ancak garip bir şekilde alınmış gibi hissediyordum. Tepsinin önünden çekilirken dikkatimi telefondan çalan şarkıya verdim.

Nasıl birisin
Beni böyle üzebilirsin
Sanki her şeyi denedin
Kalabilirsin, pekala gidebilirsin
Daha değersiz hissettiremezdin

Mutfak masasının etrafındaki sandalyelerden birine bedenimi bırakırken "Aaaa," dedi Sarp. "Ne bu tavırlar kanka? Hayırdır aşk gemisi senin limana da mı yaklaştı, ne oldu ?"

Sarp'ın yüzüne öylece bakarken onun da az önce dalga geçtiğini bağıran sırıtışı yavaşça soldu. "Hasiktir." diye soludu. "Cidden aşık mı oldun?"

Sarp Anonim'i bilmiyordu. Bu saçmalıktan haberi yoktu ve anlatması da cidden zordu.

Sarp bedenini yanımdaki sandalyeye bırakırken "Yoksa şu sahildeki mi?" dedi. "Çıkmıyor aklından değil mi?"

Ahh. Bir de o vardı.

Ergenliğime geri dönmüştüm sanki. Ne istediğimi bilmiyordum.

"Ah be kardeşim," dedi Sarp elini omzuma yerleştirip beni sallarken. " Sen de düştün demek ki bu aşk batağına."

Sarp'ın o günü hatırlatmasıyla sanki o güne tekrar dönmüş gibi oldum. O gün kayalıklarda oturan kız... Çok zayıf duruyordu. Bir çocuktan farkı yoktu.

O günü bir kez daha düşündüm. Evden çıkmadan önce Anonim'le konuşmuştum. Gelirse ona limonata ısmarlayacağımı söylemiştim.

O gün o kızın elinde de limonata vardı.

Tatlı.

Limonatayı içmeden atmıştı.

O adam ona o gün ne demişti de oradan hızla kaçmıştı?

Hazan ya da Hazal.

Anonim.

Parçalar yerine oturuyordu. Anonim o gün gerçekten de gelmişti. Aklımdan çıkmayan o kız da Anonim de aynı kişiydi.

Siktir. Benden nefret eden birine mi aşık oluyordum?

heartbreaker.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin