Yekta'dan
Sinirimi bozan bir şey vardı.
Koca ekranda bir futbol oyunu oynarken iki arkadaşım ellerindeki kollarla oyuncuları yönetiyor ve birbirini kışkırtıyordu. Armut koltukların birinde ben yatıyorken diğerinde Sarp'ın bedeni vardı. Elindeki telefonu suratına doğru tutarken sırıtıyordu ve ekranın beyaz ışığı karanlıktaki yüzünü aydınlatıyordu.
Sinirimi bozan birçok şey vardı.
Az önce sinirle yan tarafıma bıraktığım telefonuma baktım.
Ve sonra da sırıtan Sarp'ın yüzüne.
Tam Anonim'le aramız iyi gidiyor derken araya bir sorun sokuyordu ki bu beni cidden etkilemeye başlamıştı. Bir yerde haklıydı. Ben onunla benden nefret etsin diye konuşmaya başlamıştım ve şimdi benden nefret etmesini istemiyordum.
Benimle konuşsun ve bana kendini göstersin istiyordum. Bana karşı nefret değil sevgi beslesin istiyordum.
Bu saçmalığa nasıl düşmüştüm bilmiyordum. Sadece onu merak etmeye başlamıştım. İlk başlarda onu takmıyordum. Evet ilgi çekici gelmişti çünkü her an biri "Senden nefret etmemi sağla!" diye etrafımda dolanmıyordu.
İlk yazdığı zamanlarda klişe diye karşı çıktığım ve ona anlatarak dalga geçtiğim şeyler başıma gelmeye başlamıştı. Beni engellediği o gün ilk düşündüğüm şey ödev falan olmamıştı. Dersi zaten takmıyordum ki taksam dersten kalacak seviyeye düşmezdim. Aklımı işgal eden tek şey terk edildiğimdi. Beni bırakmıştı. Ona gidebileceğim bir yol yoktu çünkü bana hiçbir zaman yol göstermemişti. Kim olduğunu bilmiyordum.
Gözlerim kapalı bir şekilde ormana doğru yürüyüşe çıkmıştım sanki onunla. İlk başlarda elimden tutmuştu ve bir süre sonra elimi bırakmıştı. Yanımda sanmıştım ama yanımda falan değildi ve ben bunu göz bağımı açtığımda anlamıştım. Geldiğim yolu da bilmediğim için ormanın ortasında kalakalmıştım.
Onunla yakın olmak için uzattığım her eli geri çeviriyordu ve bu cidden can sıkıcıydı. Bir hakaret gibiydi de ayrıca. Her geçen gün özgüvenim yavaş yavaş eriyordu onun karşısında. Beni seviyordu ama bana olan sevgisinden nefret ediyordu.
Bu üzücüydü.
Onunla konuşmak istiyordum. Güldüğüm videoları ona atmak ve onun tepkisini görmek. Belki onun mesajıyla uyanmak ve aynı şuan Sarp'ın yaptığı gibi onun mesajlarını okurken sırıtmak...
Elime gelen ilk şeyi Sarp'a fırlattım. " Bırak lan telefonu!"
Üzerine doğru gelen şeyle irkilen Sarp anlık bakışlarını bana kaydırdıktan sonra üzerindeki şeyi alıp geri bana fırlattı. "Uzak dur benden kıskanç."
"Pozisyon kaçırıyorsun bırak şu telefonu." dedim tekrar solurken. Sarp bakışlarını bana kaydırırken "Hayırdır?" dedi. "Az önce sen telefona bakarken bir şey yoktu. Pozisyon kaçmıyordu. Şimdi mi kaçıyor?"
"Aynen bro." dedim televizyonu işaret ederek. "Kapat telefonu oyuna odaklan. Bak ben kapattım."
"Bana daha çok sen değil de karşı taraf kapatmış gibi geldi." dedi Sarp gülerek. "Ne oldu? Geçenki kız mı?"
"Hangi kız ya?" dedim kaşlarımı çatarken. Anonim'den kimseye bahsetmemiştim.
"Şu sahildeki." dedi Sarp telefonunu kenara bırakırken. Yattığım yerden biraz daha doğrulurken "O kızla hiç konuşmadım ki." dedim o gün aklıma gelirken. "Ben daha konuşamadan, yanına gidemeden o hızla uzaklaştı gitti."
"Eee," dedi Sarp. "Madem biri yok ne geziniyorsun ters ters böyle?"
"Geliyolar bana öyle," dedim dalgınlıkla. Sarp'ın hatırlatmasıyla o gün aklıma gelmişti. Yine birine ilgi duymuş ve ben daha kendimi gösteremeden elimdeki fırsatı kaçırmıştım.
O kız hakkında da hiçbir şey bilmiyordum. Sadece adın H ile başlıyordu. Hazan ya da Hazal gibi bir şeydi.
Yine bildiğim bir şey yoktu.
Elimdeki tek şey sinirlerimi bozan şeylerin olduğuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heartbreaker.
Short StoryYekta: kalbini kırmamı sen söylemiştin Anonim: bu kadar parçalanacağını önceden tahmin etmemiştim.