sevgililer gününüz kutlu olsun❤️❤️Yekta'dan
Eşsiz bir kartanesi.
Sahneye ilk çıktığında, hareket etmeye başlayıp havada süzülmeye başladığında onun hakkında düşündüğüm şey buydu.
Çok güzeldi ve beni kendine çok fena aşık etmişti.
Salonun önünde ilk buluştuğumuzda Didem konuşmaya biraz uzak dursa da Nehir ağzına geleni söylemişti ve haklıydı da. En başından beri olan tüm her şeyi onlara da anlatmıştım ve korkak biri olduğumu tekrar yüzüme vurmuşlardı.
Öyle bir şey yapmayabilirdim. Söyleseydim eğer seni biliyorum diye...
Kendimden nefret etmiştim çünkü sürekli olarak onun benden nefret ettiğini düşünmüştüm. Bu yüzden onu kendimden uzaklaştırmaya çalışmış ve onu kaybetmiştim.
Acil servisin koridorunda öylece dururken karşımda duran bej tonlarındaki duvara baktım. Bilincini kaybetmeden önce sanki saniyelik olarak bakışlarımı yakalamıştı gözleri. Sonra yığılmıştı bedeni yere.
Salonu bir uğultu kapladığında sarışın bir kadın atlamıştı sahneye. Peşinden eğitmeni gittiğinde kızlar da çoktan sahneye doğru koşmaya başlamıştı.
O erimişti. Ve buna sebep olanlardan biri de bendim.
Çöktüğüm duvardan destek alarak ayaklandığımda Hazel'in annesinin yanına gittim. Kadın Hazel içeriye alındığından beri oturduğu yerde öylece sabit bir yere bakıyor ve ağlıyordu.
Bir anda yanına oturduğumda kadının dolu gözleri bana dönmüştü. Beni tanımadığını biliyordum. "Vasilisa Hanım," dedim tamamiyle dağılmış olan kadına. "Ben Hazel'in okuldan arkadaşıyım, Yekta adım. Siz fark ettiniz mi bilmiyorum ama Hazel yemek yemiyor. Tatlı bir şeye elini sürmüyor."
Ağzımdan çıkan kelimelerle Didem de bana dönerken oturduğu yerden kalkıp yanımıza doğru ilerledi. "Evet," dedi yanağından akan yaşı silerken. "Son zamanlarda aşırı kilo verdiğini ben de söyledim ona. Kızdı bana. Okulda da yemiyordu hiçbir şey. Birkaç kez çıkışta sizinle yemek yemeye gideceğini söyledi bahane olarak. Ya da önceki gece aşırı yediğini, midesinin hala dolu olduğunu."
Vasilisa Hanım'ın gözleri yaşlarla dolarken ellerini tekrar gözlerine götürdü. Elleri yanaklarında dolaşırken "Hazel'in yeme bozukluğu var." dedim. "Bunu birazdan doktorlar da dile getirecekler ve bunun sebebini de biliyorum."
Vasilisa Hanım bana dikkatle dönerken "Bale ona iyi gelmiyor," dedim. Aleksandr ortalıkta yoktu. "Gösteri için, o için bu için parçaladı kendini."
"Evet," dedi Vasilisa Hanım kayan aksanıyla. "Hazel." diye de sayıkladı.
"Vasilisa Hanım," dedim kadına dikkatle bakarken. "Lütfen Hazel'in baleye devam edip etmeyeceği konusunda karar verirken onun bu hale gelmesinin sebebinin o spor olduğunu unutmayın. Ve şu hoca, ona da dikkat ederseniz sevinirim."
Kadın kafasını dikkatle salladıktan sonra geri önüne döndü. Oturduğum yerden kalktığımda Sarp'a yöneldim. Elimi omzuna koyduğumda kulağına doğru eğildim ve "Uyanırsa burada olduğumu dile getirmeyin." dedim. Başka bir planım vardı.
Geri çekildiğimde "Yekta," dedi Sarp kızarcasına. "Yeter." Ona gülümsemeye çalıştığımda sadece dudaklarım oynamıştı.
Koridorun sonuna doğru ilerlerken elim cebimdeki telefonuma gitti.
Başka bir planım vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/310493040-288-k576818.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heartbreaker.
Short StoryYekta: kalbini kırmamı sen söylemiştin Anonim: bu kadar parçalanacağını önceden tahmin etmemiştim.