Haiii ben geldiiim. Ah ben bu ficte kısa bölüm yazamamaya başlıyorum ufaktan kelime sayıları her geçen bölümde yükselmeye başladı sjdsjg
Ben bu fici yazmayı çok seviyorum, gelecek bölümler için özellikle bu kadar heyecanlıyken, sizin bu fici bozuk para harcar gibi harcamanız kırıcı. Umarım bir an önce hak ettiği değeri görmeye başlar. Sevin bu tatlı kuşumu. Çünkü diğer ficleri dahi araya verip bununla devam edebilirim, o derece yazmak istiyorum bu fici. Ona göre sahip çıkın bu fice, esirgemeyin desteklerinizi lütfen <3
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
**
Başımdan aşağıya bir şey döküldüğünü hissettiğimde, burnuma kaçan sıvı nedeniyle öksürmeye başladım. Vücudum bu etkiyle şok içinde sarsılmıştı.
Kazan gibi olan başımı yumuşak bir tutuş sarmalamıştı. Yanaklarıma sert olmayacak darbeler indiğini hissettiğimde, birbirine yapışan kirpiklerimi titreştirerek aralamaya çalıştım.
Tenimden süzülen sıvının o gıdıklayıcı hissiyle gözlerimi aralamayı başardığımda, bulanık görüş alanıma ilk giren şey prensin endişeli görünen bakışları oldu.
"İyi misin Jeon?" dedi hızla elindeki ahşap matarayı yere bırakarak. Yüzüme su dökmüştü.
En son okun ağaca saplandığını hatırlıyordum, sonrası karanlığa bürünmüştü. Kısacık bir zaman diliminde bilincim kaymıştı. Zihnime nüfuz eden gerçekle dudaklarımı hızla konuşmak adına araladım.
"Ben... Ben üzgünüm prensim. Devam edelim, devam edebil-"
"İyi misin diye sordum, şu an devam etmek mühim mi?!" diye sıktığı dişleri arasından tısladığında sertçe yutkunarak sözlerimin devamını içime hapsetmemi sağladı.
Tenimden süzülerek dudaklarımın arasından sızan suyu da böylece yutmuştum.
Başımı olumlu anlamda salladım. "Şey başım döndü bir an gözüm karardı sadece, iyiyim prensim." diye mırıldandım yüzümdeki ıslaklığı elimin tersiyle silip yattığım yerden doğrulmak için hamle yaptım. O kadar yorgunluk, uykusuzluk, gerginlik ve endişe birleşince vücudum infilak etmişti.
Dizlerinin üstüne çökmüş bir şekilde duran prens bileğimden yakalayarak beni durdurdu ve ağaca sırtımı yaslayacak şekilde beni çekiştirdi.
"Otur." dedi ve zemindeki ahşap matarayı alıp içmem için uzattı. Ağzım bir karış aralanırken gözlerimi kırpıştırdım.
Ense kökümde müthiş bir ağrı vardı. Düşerken hissetmemiştim bile, ama sandığımdan da sert düşmüş olmalıydım yere.
Bana doğru uzattığı matarayı almamı ister gibi elini hafifçe salladığında, hâlâ tam anlamıyla netleşemeyen görüş alanım eşliğinde, gözlerim onun yüzü ve matara arasında mekik dokudu.
"Ama o sizin mataranız." diye mırıldandığımda dudaklarını şişirerek ofladı. "Al ve iç şunu." dedi otoriter sesi.
Başımı hızla olumlu anlamda sallayıp usulca bana uzattığı matarayı kaptığım gibi dudaklarıma dayayıp içtim. Alt dudağımın köşesindeki patlak veren yara kendi varlığını belli etmek ister gibi sızladığında, kana kana içtiğim sudan uzaklaşacak şekilde matarayı dudaklarımdan kısa bir süre sonrasında ayırmak zorunda kaldım. Tanrı şahit, susamıştım ve iyi gelmişti. Oh, ferahlamıştım.
Ahşap matarayı yavaşça zemine bırakırken mırıldandım. "Teşekkür ederim prensim."
Dilimle sızlayan yaramı dürterken, sırtımı ağaca iyice yasladım. Prens ayağa kalkmak yerine dizleri ve kollarından destek alıp yavaşça emekleyerek yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAR FARMER • TAEKOOK ✓
FanfictionPrens Kim Taehyung, çiftçi Jeon Jungkook'a gönlünü kaptırmıştı. Semetae! Ukekook! Yan ship yoonmin Mini fic, bölümler kısa kısa, çerezlik. Başlangıç tarihi: 16.05.2022 Bitiş tarihi: 22.09.2022