Haiii, ben geldiiim. Gece kuşlarıma selam olsuuun, bölümü bir anda yazasım geldi, çok geçe kalmadan yetiştirince de paylaşayım dedim. Umarım yatmadan yakalayabilmişimdir sizii, ehehheh.
Bölümü çok hızlı yazdım, yazım yanlışlarım varsa affoluna. Bol bol oy ve yorumlarınızı bekliyoruum. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
**
Prens Namjoon'un delici bakışlarını üzerimizde hissedebiliyordum. Taehyung'u durduramamıştım, Tanrım felaket kapıdaydı, kara bulutlar çöküyordu üzerimize.
O sırada dakikalardır sakinliğini korumaya çalışan prens Namjoon'un hırçınlaşan öfkeli sesi kulaklarımda çınladı.
"Benim önümde! Bu ne cüret! Siz kafayı mı yediniz?!"
Kahretsin, haklıydı. Ne olursa olsun prensimin hyunguydu ve önünde öpüşmemiz doğru değildi, fakat o kadar ani gelmişti ki onu durdurabilme ya da geriye çekilebilme fırsatım olmamıştı. Önleyememiştim.
Özür dileyip diz çökmek için hazır olduğumu dile getirmek üzereyken, prensim beni kucağından indirmeden prens Namjoon'a doğru döndürdü bedenini.
"Kafayı falan yemedim. Aşkından yanıp tutuştuğum bu güzel adam için yaşıyorum ben. Ve tek kıymetlim, tek değerlim Jungkook benim. Hiç bir şey umrumda değil artık, susmayacağım. Sevdiğim adama zarar verdiğin içinse seni asla... Asla affetmeyeceğim!"
"Pr-prensim lütfen, yalvarırım sakin olun." diye fısıldadım soluk soluğa, kaygıdan midem fokurduyordu. Yüreğim ağzımdaydı. "Bilerek yapmadı, gerçekten isteyerek yapmadı, kazayla oldu." dedim kesik kesik titrek sesim eşliğinde.
Sızlayan ve kanayan kolumu göğsüme doğru yasladım. Kıyafetlerimin kumaşı kana bulanıyordu.
"Bilerek yapmadım Jungkook doğru söylüyor tamam mı?! Ne zannediyorsun sen beni! Yaralı, götür onu çabuk! Bu konuyu daha sonra konuşacağız seninle özel!" Prens Namjoon kolunu kaldırarak gitmemizi işaret ettiğinde Taehyung tek kelime daha etmeden kucağında benimle birlikte dönüp telaşla hızlı adımları eşliğinde ilerlemeye başladı.
Bakışları kanayan koluma kaydığında inlercesine yüzünü buruşturdu. "Çok kanıyor, Tanrım çok kanıyor." diye panikle soluk soluğa konuştu. Bir yandan koştururcasına hızlı adımladığı için sesi deli gibi titremişti.
Kesikten dolayı etim havayla temas ettikçe zonkluyor olsa bile başımı iki yana salladım. "Sorun değil, acımıyor. İyiyim prensim, endişe etmeyin lütfen büyük bir kesik bile değil."
*
Hemşire noona yaramla ilgilenmiş ve güzelce temizleyip merhemler sürdükten sonra sarmıştı.
Hemşire odadan çıkıp bizi Taehyung'un odasında yalnız bıraktıktan sonra Taehyung saçlarını çekiştirerek odanın içinde dolaşmaya başladı.
"Kesin Namjoon hyung çoktan krala haber verdi, her şeyi söyledi." dedi ve koşar adımlarla yatağına doğru yönelip yanıma geldi.
Yatağın kenarına oturup yüzüme dökülen saçlarımı geriye doğru nazikçe itekledi. Kaygı dolu bakışları eşliğinde bana bakıp iç geçirdi.
"Güzelim, seni canım pahasına koruyacağımı biliyorsun, değil mi?" diye sorduğunda başımı bir an bile tereddüt etmeden olumlu anlamda salladım.
"Biliyorum biricik prensim." diye mırıldandığımda dudaklarına buruk bir gülümseme asıldı. Saçlarımı okşayarak yeniden kısa süreli oluşan sessizliğini bozdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/310788704-288-k486300.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAR FARMER • TAEKOOK ✓
FanficPrens Kim Taehyung, çiftçi Jeon Jungkook'a gönlünü kaptırmıştı. Semetae! Ukekook! Yan ship yoonmin Mini fic, bölümler kısa kısa, çerezlik. Başlangıç tarihi: 16.05.2022 Bitiş tarihi: 22.09.2022