Haiii, ben geldiiim. Gece kuşlarıma selam olsuuun. Ah bölümü çok hızlı yazdım, yazım yanlışlarım yığınla vardır eminim, affolunaaaa <33
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, keyifli okumalar dilerim! Xx Yeni ficim BEAR IN THE MIRROR' a da bakarsanız sevinirim. Bölüm sonunda konusuna değinirim Xx
**
Çetenin çadırının önünde soluğu aldığımızda Jimin içeriye girerek çete başını dışarıya çağırdı.
"Eğer oysa, sadece bunu onayla ve geride dur, güzelim. Zarar görmeni istemiyorum." Kulağıma eğilerek fısıltısını bıraktığında sertçe yutkundum.
"Anlaştık mı?" Kulağımın arkasına ufak bir öpücük kondurup hızla geri çekildi ve yüzüme baktı.
Saat epeyce geç olmuştu. Çadırın içinde eğlenen bağıra bağıra konuşan serseriler dışında sokak sessizdi. Bizden başka kimse yoktu.
"Anlaşıldı prensim." diye mırıldandığımda etrafı hızlıca kolaçan edip çenemden yakaladığı gibi dudaklarımın ortasına kaçamak bir öpücük kondurdu.
"Prensim diyen o ağzını yiyesim geliyor." diye hırıltılı bir sesle mırıldandığında rüzgarın darbelerine rağmen yanaklarıma sıcaklık dalga halinde hücum etti.
Hışırtı sesleriyle hızla geri çekilip önüne döndüğü ve öksürerek boğazını temizledi.
Saniyeler sonrasında önce Jimin, onun hemen arkasındansa çete lideri, o tombul iri yarı adam çıktı. Bu oydu. Beni sıkıştıran ve önce prensin verdiği malzemeleri, sonrasında da el arabam ile çimentolarıma çöken itti bu.
"Majesteleri." diye panikle dizlerinin üstüne çöküp yere yapıştığında Taehyung'un gözleri onun üzerinden ayrılarak bana doğru çevrildi.
"O muydu?" diye soludu kısık sesle.
Başımı olumlu anlamda salladım. "Evet, takendisiydi prensim."
Beline yerleştirdiği kılıcının kınısından çekerek çıkarttığında Jimin bana göz kırptı.
Kılıcın kabzasını sıkıca tutan prens Taehyung kılıcın sivri yüzünü yere çöken çete başının boğazına dayadı.
"Majesteleri! Affedin, yalvarırım! Ölümcül bir hata-"
"Masum birinin mallarına konup yetmiyormuş gibi dövdürtmeye kalkışıyorsun?! Sen ne zannediyorsun kendini? Savunmasız tek bir kişiye kaç kişi saldırıyorsunuz?!" Kılıçla onu dürttüğünde boynu hafifçe kesilen adam geriye kaçarak yüzünü tamamen zemine gömerek yalvarıp ağladı.
"Canımı bağışlayın majesteleri, bir daha asla yapmayacağım. Yalvarırım, canıma kıymayın..."
"Sen ve senin gibi pislikler için kraliyet ailesi sürekli yardımda bulunuyor. Aldığınız yardımlar yetmiyor da başkalarınınkine mi göz dikiyorsunuz?! "
Kılıcı hafifçe geri çekip ayakkabısının ucuyla sırtını dürtüklercesine itti. "Jimin, Jeon'u al ve yolun başına gidin. Orada buluşalım, ben bu itlerin kellesini alıp geleceğim."
"Ama ama hani beraber intikam alacaktık?" diye soluduğumda Taehyung'un dudaklarına çarpık bir gülümseme asıldı. "Sadece onay vermen için getirdim seni, bu anı görmeni istemiyorum." dedi ve bana göz kırptı.
"Hadi Jimin!" diye otoriter bir sesle emir verdiğinde Jimin hızla eğildi. "Emredersiniz efendim." dedi ve beni kolumdan yakaladığı gibi çekiştirmeye başladı.
*
"3. prens Kim Taehyung harbi çok taşşaklı adam. Ben sana olan sevgisine emin oldum cidden. Bak nasıl koruyor seni, tek lafına adamların kellesini alacak kadar gözü kara. Senin için her şeyi yapar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAR FARMER • TAEKOOK ✓
FanficPrens Kim Taehyung, çiftçi Jeon Jungkook'a gönlünü kaptırmıştı. Semetae! Ukekook! Yan ship yoonmin Mini fic, bölümler kısa kısa, çerezlik. Başlangıç tarihi: 16.05.2022 Bitiş tarihi: 22.09.2022