Haiii, ben geldiiim. Huh bir kaç saat önce wattpadde sorun vardı LOD'a bölüm yüklemiştim lakin yorum yapılmıyordu bölüme, sanki yayınlanmamış gibi. Umarım problem çözülmüştür, düzelmemişse bölümü geri yayından kaldırır, yarın atarım yeniden. Bilginiz olsun <3
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Çok hızlı yazdım bölümü çünkü ve düzenlemedim. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
**
Prens Taehyung kılıcını kınına geri yerleştirdikten sonra yarıya kadar eğildi kralın önünde.
"3. prens olarak haddimi aşıyorum, lakin sizin yüce gönlünüze sığınarak bu emekçiyi affetmenizi rica ediyorum."
Kral, onların bedenleri arasından başını çevirerek bana bakmaya çalıştığında, hızla başımı önüme eğip yüzümü zemine sabitlediğim iki kolumun arasına gömdüm. Burnum toprağa değiyordu.
"Pekâlâ." Kral ellerini birbirine çarptı. "Az önce yaşanan tatsız dakikaları bir kenara bırakıp sizlere çok daha güzel bir haber paylaşmak istiyorum."
Kral konuyu değiştirdiği anda bayılacak gibi vücudumu saldım. Kaskatı kesilen bedenim gevşedi. Oluk oluk terler dökerken, Jin prens ve etrafıma azrail gibi dizilen muhafızlar Kral'ın yanına yöneldi.
"Halkın refahını sağlayabilmek için, yüce Kral'ımız sizlere yardımda bulunacak." Prens Jin, Kral'ı temsil edecek şekilde konuştuğunda sertçe yutkundum. Muhafızların çoğunun elinde çuvallar vardı.
"Sen çok yaşa Kral'ım!" Halk önünde eğilerek ellerini başlarının yanlarında havaya kaldırıp tıpkı benim gibi zeminle birleşmek ister gibi elleriyle alınlarını betona yasladılar.
Çuvaldaki keseleri ve bakliyat desteklerini muhafızlar tek tek halka dağıtmaya başladığında, prens Taehyung muhafızlardan birinin çuvalına uzanıp bir kese ve bakliyat paketi alıp bana yaklaştı.
Aramıza açtığı adımlık mesafeyi geri kapatırken dağılan ve alnıma yapışan terli saçlarımın arasından ona bakmayı kesip hafifçe doğrulttuğum başımı yeniden önüme doğru eğdim.
"İyi misin bebeğim?" diye fısıldadı yavaşça bana doğru eğilirken. Başımı zeminden kaldırmaya cüret edemediğim için, "Özür dilerim." dedim hıçkırıklarımın arasından.
"Kazayla gerçekleşti, suçlu değildin.Akşam mutlaka yanına uğrayacağım." dediğinde başımı hafifçe oynatıp ona göz ucuyla baktığımda bana göz kırptı.
Etrafta bizi izleyen gözleri fark edince de hızla öksürerek boğazını temizleyip elinde tuttuğu bakliyat paketini ve keseyi bana uzattı.
"Bunlar senin." diye mırıldandığında saçlarımı savuracak şekilde başımı sallayıp dizlerimin üstünde hafifçe doğrularak elindekileri yavaşça aldım.
"Te-teşekkür ederim prensim."
Elindekileri alırken, parmakları terli parmaklarımı okşadı paketlerin altından, gizlice.
Bu dokunuşuyla içim titrerken, prens Jin'in sesini işittim. "3. prens Taehyung, gidiyoruz."
Parmaklarını yavaşça tenimden ayırmak zorunda kaldı istemsiz. Yüzü düşerken, "Şimdi gitmek zorundayım, akşam görüşürüz." diye fısıldadı ve doğrularak üstünü düzeltip kralın çoktan içine girdiği arabayı taşıyan muhafızların arkasından, diğer prensler gibi atına binip uzaklaştı.
Prens Taehyung ve prens Jin sayesinde ucuz kurtulmuştum, hayatımı kurtarmışlardı.
Onlar görüş alanımdan çıkana dek konumumu korusam da, uzaklaştıklarına emin olduktan sonra yavaşça doğruldum ve kesenin içine baktım. Prens Taehyung'un bana verdiği altın külçelerinden vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAR FARMER • TAEKOOK ✓
FanfictionPrens Kim Taehyung, çiftçi Jeon Jungkook'a gönlünü kaptırmıştı. Semetae! Ukekook! Yan ship yoonmin Mini fic, bölümler kısa kısa, çerezlik. Başlangıç tarihi: 16.05.2022 Bitiş tarihi: 22.09.2022