Haiii, ben geldim güzelliklerimmm. Ay bu bölümü ben ne hikmetse bir yazamadım, içime de pek sinmedi. Normalde paylaşmazdım da, ama arayı daha fazla açmak istemediğim için son kez düzenleyip yayınlamak istedim.
Umarım seversiniz. Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
**
Yüzümün her bir köşesine kuş tüyü kadar hafif ve nemli dokunuşlar bırakılıyordu.
Başımı hafifçe yattığım yerde kıpırdatarak ağzımı şapırdattığımda, dudaklarımın üstünde hissettim aynı baskıyı.
Yattığım yerden düşüyormuş gibi sarsılırken, birbirine yapışan kirpiklerimi titreştirerek araladım güç bela.
Bulanık görüş alanıma ilk giren şey çakmak gibi parlayan kahverengi gözlerin sahibi, prensim olduğunda rahatlamış bir şekilde tuttuğum soluğu havaya saldım. Tanrım, ödüm kopmuştu...
Taehyung beni kolları arasına almış ve göğüslerimizi birleştirecek şekilde omzunun üzerinde, yan yatıyordu, tıpkı benim gibi.
"Korkma benim, korkutmak istememiştim güzelim." dedi titrediğimi fark ederek beni daha sıkı sarmalayıp başını hafifçe kaldırarak dudaklarını alnıma bastırdı.
En son ona merhem sürdükten sonra yanına uzandığımı hatırlıyordum. Sonrasında uyuyakalmış olmalıydım. Tanrım, bu çok riskliydi ama yorgunluğumun gazabına uğramış, onun kusursuz yüz hatlarını izlerken uyuyakalmıştım.
"Özür dilerim prensim ben uyuyakalmış-" Uzanarak dudaklarını dudaklarıma kapayıp beni susturduğunda kalbim çırpınışlara geçti.
"Uyumaya devam et, o kadar güzel uyuyorsun ki... Bakmalara doyamıyorum. İzledikçe daha çok gönlümü kaptırıyorum sana." dedi hırıltılı bir sesle dudaklarıma sıcak soluklarını salarak.
Vücutlarımızın sıcaklığı birbirine işliyordu, teni tenimi mıknatıs gibi çekiyordu. Ben de ona deliler gibi gönlümü kaptırmış, her geçen saniye mümkünmüş gibi kaptırmaya, ona kapılmaya devam ediyordum.
Diliyle dudaklarıma vurarak alt dudağımı ağzının içine çektiğinde, dudaklarının arasına boğuk bir şekilde inledim.
Benim buradan acilen gitmem gerekiyordu. Kral ya da başka birisi gelirse biterdim. Üstelik, Taehyung zaten kral tarafından cezalandırılmıştı. Bir de benimle yakalanırsa olacakları düşünmek dahi istemiyordum. Tanrım, düşüncesi bile korkunçtu.
Her ne kadar öpücüğüne karşılık verip kendimi onun kollarına teslim etmek için yanıp tutuşuyor olsam da, başımı geriye çekerek dudaklarımızı ıslak bir sesle ayırmak zorunda kaldım.
Kapanan gözlerimi araladığım gibi onun kısık bakışlarıyla karşı karşıya kaldım.
"Prensim... Hava ka-kararmış... Gitmem gerek, Jimin başıma bir şey geldiğini düşünür, merak eder."
"Kal bu gece burada. Ben Yoongi'yi çağırırım az sonra, bize yemek hazırlatıp göndertir, sonrasında da Jimin'e benim yanımda olduğunu haber vermeye gider."
"Ama... Ama pren-prensim."
Kollarıyla beni kendine çekerek yeterince yakın değilmişiz gibi vücutlarımızı birbirine sıkıca bastırdığında soluk soluğa kaldım.
"Kral gelirse..."
"Gelmez bebeğim. Kötüyü düşünme hemen, yanımda kalmanı çok istiyorum. O kadar özledim ki seni..." dediğinde dudaklarım buruk bir gülümsemeyle kıvrıldı. Gözlerim hüzünle doldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAR FARMER • TAEKOOK ✓
FanfictionPrens Kim Taehyung, çiftçi Jeon Jungkook'a gönlünü kaptırmıştı. Semetae! Ukekook! Yan ship yoonmin Mini fic, bölümler kısa kısa, çerezlik. Başlangıç tarihi: 16.05.2022 Bitiş tarihi: 22.09.2022