Haiiii, ben geldim lokumlarııım. Şu fice başlamamla bölümün bitmesi bir oluyor yazarken jajaajaj Okurken sizlerin de aynı düşündüğünü biliyorum. Ama fic mini fic malum :D Ama şöyle bir şey söyleyebilirim size, sadece bir iki ficim olsaydı yemin ediyorum her gün en az iki bölüm yazar atardım bu fice. O kadar seviyorum yani :D
Bol bol oy ve yorum isteriiim <3 Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
**
Elindeki altın keselerini cebime tıkıştırdığında burnumu çektim. Neredeyse öpecek kadar yaklaşsa bile etrafta bizi izleyen insanların farkına vararak başını geriye çekti.
"Hadi gel benimle." dedi ve bileğimden tutarak beni kenara çekilip yol veren askerlerin arasından geçirip atının yanına getirdi.
"Bin Jeon." diye emir verdiğinde, "Ama prens-"
"Jeon bin." dedi ve sözlerimi ağzıma tıkıştırdı. Ona başımla selam verip kanayan ellerimi atın üstünde sabit duran siyah eyere yasladım.
Binmek için ayaklarımdan birini kaldırıp hamle yapacağım sırada tökezleyerek geriye kaydığımda, yediğim tekmelerden ötürü sızlayan vücudumu sarmalayan kollar hissettim arkamda.
"Dikkat et." dedi ve binmem için bana yardımcı oldu. Ardından kendisi arkama geçtiğinde bacaklarını bacaklarımın hemen yanına gelecek şekilde yerleştirmesi nefesimi tekletti. Tanrım... Sırtım neredeyse onun göğsüne yaslanacak kadar bana yakındı ve bu beni deli gibi heyecanlandırmıştı.
Kollarını iki yanımdan geçirecek şekilde atın dizginlerine uzandığında, göğsü sırtıma daha çok abandı. Nefesini ensemde hissedince tenim büsbütün karıncalandı.
Duran atı yavaşça harekete geçirirken, at toynaklarını yere vura vura nazikçe ilerlemeye başladığı sırada önümüzdeki insanlar da kenara çekilerek yol vermeye başladı.
"Yalnız gideceğim, gelmenize gerek yok daha fazla." dedi askerlerden birine.
**
"Prensim... Saraya ben... Girmesem?" Sarayın önünde attan indiğimizde, askerlerden birine atını alması için emir verip bakışlarını bana çevirdi.
"Benim kaldığım yere götüreceğim seni, endişe etme. Hemşire çağıracağım, yaralarını temizlesin."
"Prensim... Benim bu kıyafetlerle bu şekilde saraya layık değil-"
"Ben istiyorum Jeon, ayrıca layık olup olmadığına ben karar veririm. Hadi." dedi ve yavaşça ilerlemeye başladı.
Sözlerini hazmetmekte zorluk çekerken sertçe yutkundum. Siktir, ben saraya layık mıydım yani gözünde? Çok siktir!
Aval aval ona arkasından bakmayı kesip düşüncelerimin derinliğinden sıyrıldım ve ufak adımlarla peşine takıldım.
O sırada saray kapısında dikilen askerlerden bana vuran askeri görünce ona ters ters baktım. Onu tanıdığımı fark edince de başını önüne eğerek benimle göz teması kurmaktan kaçındı. Şerefsiz, hadi yine vur da göreyim seni! Bak bakalım bu sefer susuyor muyum?!
"Jeon, hadi." Prensin derin sesiyle birlikte duraksamış bir şekilde ona dik dik bakmaya son verip önüme döndüğüm gibi adımlarımı hızlandırdım.
"Geldim prensim."
*
Hemşire kıyafetlerimi üstümden çıkartmadan sıyırıracak şekilde vücuduma aldığım darbeleri kontrol etmiş ve kendi elleriyle hazırladığı bir karışımı tenime sürmüştü. Otlardan hazırlanan merhemler her zaman deriye sürüldüğünde bir rahatlama yaratırdı. Bu sürdüğü karışım da mucizevi bir şekilde dakikalar içerisinde derime ve kanıma işleyerek inanılmaz iyi gelmiş, beni rahatlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAR FARMER • TAEKOOK ✓
Hayran KurguPrens Kim Taehyung, çiftçi Jeon Jungkook'a gönlünü kaptırmıştı. Semetae! Ukekook! Yan ship yoonmin Mini fic, bölümler kısa kısa, çerezlik. Başlangıç tarihi: 16.05.2022 Bitiş tarihi: 22.09.2022