20

15.5K 1.8K 971
                                    

Haiiii, ben geldiiim. Ehehe ay bölüm yazmaya niyetli değildim, çünkü bu gece Madness'a bölüm yazmak istiyorum, düşünüyorum hayırlısıı :D Sonra dedim öncesinde hadi DF'ye bir bölüm yazıp salıvereyim.

Bölümü çok hızlı yazdım, yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Saygı değer Majesteleri, hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Hürmetlerimi sunuyorum." Jimin'in dingin sesiyle birlikte dilimi ısırarak elimin ayasını alnıma yaslayıp hafifçe sıvazladım. Gerçekten de gelmişti.

Yüzüme yediğim sağlam darbelerden sonra, tenime dokunmak bile canımı yakıyordu. Jimin tüm yaralarımı temizleyip merhem sürmüştü ama yine ağrı içerisinde olduğum gerçeği yalanlanamazdı.

"Hoşbuldum, Jeon nerede, evde mi?"

"Evde, ama biraz kötü. Bazı şeyler yaşamış bugün pazarda hırpalamışlar epeyce ve yüzü gözü yara içerisinde, eve kan revan içerisinde geldi. Mahvetmişler."

Ah cidden canım arkadaşım abartmaya bayılıyordu. Sanki komalık olmuşum gibi konuşmuştu.

Koşarak kapıdan içeriye giren prens ile göz göze geldiğim anda, oturuşumu dikleştirip başımı önüme eğerek onu saygıyla selamladım.

"Güzelim. Ne oldu? Kim yaptı?!" Taehyung soluk soluğa yanıma oturmak yerine zemine dizleri üstüne çöküp çenemden yakalayarak önüme eğdiğim başımı kaldırdı ve kısık gözleri dikkatle yüzümdeki yaraları kontrol etti.

"Ne zaman oldu? Tanrı aşkına öldüreceğim onları, nasıl kıyarlar şu güzel yüzüne nasıl vururlar?! O parmaklarını tek tek kırmazsam ben de Kim Taehyung değilim!"

Öfkesi tetikleniyormuş gibi sesi gittikçe yükselirken, gözleri iki alev topuna dönüştü.

Jimin , prensin arkasından bana kaş göz işareti yaparak, dudaklarını sessizce oynatarak anlatmamı söyledi.

"Prensim sorun değil, ben size yük olmak istemi-"

"Sen benimsin Jungkook, ne yük olmasından bahsediyorsun? Ben sana demedim mi seni herkesten, her şeyden koruyacağım diye. Söyle kim olduklarını, hemen şimdi gidip hesaplarını feci şekilde keseceğim!"

Prens Taehyung konuştukça Jimin arkada pişkince sırıtarak, "Çok aşık bu çoook." diye yine sessizce dudaklarını oynattı.

Gözlerim hızlıca arkadaşımdan sıyrılarak bana çatık kaşları ve öfkesini dizginlemeyi başaramayan, kararmış gözleriyle bakan prens Taehyung'a çevrildi.

"Söyle bebeğim, hadi söyle bana. Korkma sana bir daha asla zarar veremeyecekler, kılına bile dokunamayacaklar çünkü sana elini kaldıran ve canını yakan o pisliklerin bu dünyadaki izini sileceğim!"

Jimin, elini kalbine koyarken diğer eliyle sıcak basmış gibi parmaklarını yelpaze misali salladı yüzüne doğru.

Saniyelik ona kayan bakışlarım yine Taehyung'un gözleriyle buluşma yaşadı. "İsimlerini bilmiyorum. Pazarda sürekli insanları gasp edip döven serserilerdi." diye fısıldadım.

Taehyung başını ağır ağır olumlu anlamda salladı ve boynunun el verdiği ölçüde başını arkasına doğru çevirdi.

Jimin hızla ellerini indirip önünde birleştirirken prens ile göz kontağı kurmayacak şekilde bakışlarını zemine indirdi.

"Jeon'un arkadaşı, adın... Neydi?"

"Jimin efendim."

"Jimin, senden bir şey isteyeceğim." dediğinde Jimin hızla başını salladı. "Emredin majesteleri."

DEAR FARMER • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin