Final

14K 1.2K 1.2K
                                    

Haiiii, son kez merhabalaar, ben geldiim <3 Huh hüzünlü bir kek gibi hissediyorum yine bir ficin daha finaline geldik. Final bölümünü iki parta ayıracaktım, ama dedim hazır son bölümken uzun uzun oldun doya doya okuyun son kez Xx

Umarım final bölümünü de seversiniz. Son kez iyi okumalar dilerim lokumlarım! <3

**

2 gün sonra|

Kralın zevcesiyle ve kuzeniyle olan meseleleri yüzünden Taehyung konuşmak adına ancak vakit bulabilmişti babasıyla.

Odada deliler gibi volta atarken, gerginlikten kemiklerim eriyor gibi hissediyordum.

Prensim bana içini ferah tut, güzel düşün ve korkma diyerek gitmişti. Prens Jin ve prens Namjoon ile birlikte şu anda kralın karşısında konuşma yapıyorlardı.

Beni riske atmak istemediği için, korumak amacıyla odasında bırakmıştı. Buradan dışarıya çıkmamamı tembihlemiş, onu beklememi söylemişti.

"Tanrım sen prensimi ve beni koru..." dedim kendi kendime mırıldanarak. Kalp ritmim o kadar hızlı çarpıyordu ki, çarpıntıdan elim ayağım uyuşmaya başlamıştı.

Yerimde duramıyor, odanın içerisinde turluyor olsam bile çarpıntım her geçen saniye biraz daha katlanınca köşedeki koltuğa geçip oturdum soluk soluğa.

Terleyen avuçlarımı titreyen dizlerime sürterek gözlerimi yumdum. "Tanrım, lütfen kral karşı çıkmasın. Bizi ayırmasın, prensime zarar gelmesin, prensime bir şey olmasın yalvarırım..."

Kendi kendime mırıldanarak konuşurken odanın kapısı öyle hiddetle açıldı ki, korkuyla yerimden sıçrayıp gözlerimi hışımla geri araladım.

Odadan içeriye muhafızlarla birlikte kral girdiğinde beynimden vurulmuşa döndüm. Başımdan aşağıya kazanlarca kaynar sular döküldü sanki.

Prensim koşturarak ona yetişip muhafızları iterek odadan içeriye girdi. Prens Namjoon ve prens Jin'de prensimin hemen arkasından geldiler.

"Sarayda suç işlediniz..." Kralın tok sesiyle birlikte hıçkırarak koltuktan kalkıp yere dizlerimin üstüne çöktüm.

"Majesteleri, seviyorum! Lanet olsun, hayatımda tek bir kere aşık oldum ve tek bir kere sizden bir şey istedim..."

Taehyung titreyen sesiyle dik durmaya çalışıyorken gözlerimi yumarak ağlamaya başladım. Onay vermemişti, karşı çıkmıştı. Bu yüzden odaya baskın yapmıştı.

Beni öldürecekti. Kellemi alacaktı.

"Taehyung bu iş akıl alır gibi değil! Sevdiğini söylediğin kişi bir erkek ve bu yasak! Sen benim itibarımı yerle bir mi etmek derdindesin? Böyle bir şeye nasıl izin vermemi bekliyorsun?"

Kralın sözleriyle birlikte yerin dibine girmek yok olmak istedim. Bu şekilde olacağını biliyordum, bu yüzden kralla konuşmaması için ısrar etmiştim...

"Hiç bir şey zerre umrumda değil. Ben onun için ölmeye bile hazırım. Eğer izin vermeyeceksen öldür beni, onsuz yaşamak istemiyorum!"

Taehyung bağırarak yanıma çöktü ve bana sıkıca sarıldığında hıçkırdım.

"Sen prenssin, kendine gel!" Kral'ın o ciddi sesi beni daha çok titretti. O sırada prens Jin araya girdi.

"Baba, Taehyung gerçekten de Jungkook'u ölümüne seviyor. Gerçek aşkına sahip çıkmadın mı sen? Annem ölene kadar yanından ayrılmayan sen değil miydin? Görmüyor musun nasıl sevdiğini..."

"Evet baba. Jin hyung haklı, Taehyung sarayı gözden çıkartacak kadar değer veriyor Jungkook'a. Ayrıca Jungkook kötü biri değil, halk onu kahraman olarak biliyor artık, o kraliyet ailesinin kurtarıcısı."

DEAR FARMER • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin