46

9.3K 1.2K 486
                                    

Haiii, ben geldiiim. Ağğğğ finale çok az kaldıı. Son 2 ya da 3 bölüm falan tahminimce. Ve elimden geldiğince çabuk yazıp bitirmeye çabalayacağım ehehe Xx

Hıağğ bir yolculuğun daha sonuna geliyoruz, bu yüzden hüzünleniyorum hüüüğğ. Umarım bölümü seversinizzz<3

Oy ve yorumlarınızı bekliyoruum, yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Taehyung'un bakışları beni bulduğu anda rengi atarken ayağa fırladı.

"Sorun ne Jeon?" Koşturarak yanıma geldiğinde arkasını dönerek ilerlemeye başlayan muhafızı işaret ettim. "Prensim... Prensim o muh-muhafız suçlu." diye soluk soluğa homurdandım.

"Bu mu-muhafız ve mutfak çalışanlarından olan aşçı Hwang kralı öldürmeye çalışıyorlar. Az önce konuşurlarken duy-duydum. Çiçekler zehirli, kok-koklarsa majesteleri onları koklarsa zehirlenerek uykusunda ölecek!" diye panikle soludum, kesik kesik nefeslerimin arasından. Kelimeler yaşadığım yoğun telaşın etkisiyle ağzıma takıla takıla dökülmüştü dudaklarımdan.

Taehyung'un yüzü şokla çarpılırken gözleri irileşti. "Neler oluyor evlat?!" Kralın tok sesi kulaklarımda çınladığında gergince yutkundum.

Bakışlarım paçayı kurtarmak için yavaş yavaş çaktırmadan uzaklaşmaya çalışan suçlu muhafıza kaydı. "Prensim gidiyor, engel olun..." diye soluk soluğa fısıldadım.

Taehyung hızla kaçan muhafızın olduğu yöne doğru bakışlarını çevirdiği gibi gür sesi kulaklarımda uğuldadı.

"Olduğun yerde dur muhafız! Bir adım daha atarsan kelleni alırım!"

Muhafız prensimin sözleriyle birlikte duraksamak zorunda kaldı. Attığı adım zemine inerken, kral, "Neler oluyor Taehyung!" diye sıktığı dişleri arasından tısladı. Sesi biraz daha yükselince bulunduğum noktaya çivilenip kalmışım gibi kaskatı kesildim.

"Majesteleri, bu muhafız mutfaktan biriyle anlaşıp sizi zehirlemeye kalkışmış. Getirdikleri çiçekler zehirliymiş ve Jungkook onları az önce konuşurken duymuş."

Kral Taehyung'un bu sözlerini duyunca ellerini oturduğu koltuğun kolçaklarına vurarak ayağa fırladı.

"Bu ne cüret!" diye kükrediğinde, bir yaprak misali zangır zangır titredim. Taehyung bunu fark edince, benim sakin kalmam ve korkmamam için yanımda olduğunu hissettirmek istercesine, çaktırmadan parmaklarıyla hafifçe elime dokunup okşadı. Kendi gövdesiyle de ellerimizi kapatacak şekilde önüme geçmişti.

"Getirin onu önüme derhal!" diye emir verdiğinde askerler hızla onu yakalayıp kralın önüne getirecek şekilde sürükledi.

"Kim seni tuttu?!" diye bağırırken askerlerden ona en yakın olanının kılıcını kınından çıkararak dizleri üstüne çöktürülen suçlu muhafızın boğazına kılıcı dayadı.

"Konuş!"

Kılıcı biraz daha boğazına yasladığında suçlu olan muhafız gözlerini yumarak yüzünü buruşturdu. "Aş-aşçı Hw-Hwang majesteleri... Affedin beni, bağışlayın canımı ölümcül bir hata işledim."

Yakarışlara geçip çaresizce yalvarırken, "Başka?!" diye öfkeyle bağırdı. "Basit bir aşçıyla sınırlı olamaz. Kim var başınızda! Asıl kim veriyor size emri!"

Muhafız ellerini yere yaslayarak ağlamaya başladı. "Ba-başka bilmiyorum, yem-yemin ederim. Ben sadece aşçı Hwang ile anlaştım, o da beni tehdit et-etti. Yapmasaydım annemi öldürecekti..."

DEAR FARMER • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin